Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güzel bir şiiri hissetmek için şair olmak gerekmez.
480 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yaşar Kemal "91 yıllık yaşamına sayısız roman, şiir, hikâye, çocuk romanı, söyleşi, makale, derleme ve röportaj sığdırmış ayrıca bütün bunlarla beraber birçok ödüle layık görülmüş Kürt asıllı Türk yazar, şair, senarist, aktivist ve gazeteci unvanlarına sahiptir. Yaşar Kemal biyografi incelendiğinde, Nobel Edebiyat Ödülü’ne de sayısız aday
Çukurova
ÇukurovaBarry Charles Tharaud · Yapı Kredi Yayınları · 20176 okunma
Reklam
64 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
19.11.2012 yilinda bitirdigim bu kitap,edebiyatimizin tek perdelik ilk tiyatro niteligindeki eseridir. Gorucu usulu evlenmeyle gelisen olaylari konu almaktadir. 1860'da yazilmasina ragmen halen benzer olaylarin 2024'te de yasaniyor olmasi trajikomik:) Dili akici ve anlasilir. Donemine gore cesur bir konu ele alinmis. 64 sayfadab olusan bu eser bir saatlik ogle molanizda bile kolaylikla okuyup bitirebileceginiz turden. Tavsiye ederim.
Şair Evlenmesi
Şair Evlenmesiİbrahim Şinasi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201816bin okunma
Şair olmak…
Kelime şiirde, âdeta hassas terazi ile tartıldığı için, dilin imkanlarını en iyi bilenler şairlerdir.
Dergah YayınlarıKitabı okuyor
İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş...
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
.
Hayatım boyunca üstüme hiçbir şey olmadı Durmuş abi. Hayat bana göre değildi. Dünya bana göre değildi. Yazalım yazar olalım dedik, hiçbir şeye benzetemedik. Okuduk okur olamadık. Evlendik koca olamadık. Kimseye hoca olamadık. O kadar insan tanıdık bir dost bulamadık. Hiç ama hiç Durmuş abi. Hiç ne demek Durmuş abi. Şimdi ben neden bu kumpircide bir başınayım sence Durmuş abi? Hiç birini beceremedim. Tuttuğum hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi. İnsanlık üstüme olmadı Durmuş abi. Ne bir mağazanın sürekli müşterisi, ne bir mahallenin gediklisi, ne bir okulun unutulmaz hocası, ne bir kadının kocası, ne edebiyat tarihinin altın sayfalarına yazılacak bir şair, ne yeğenlerinin kendisi için öldüğü sempatik bir dayı, ne usta bir futbolcu, ne muhteşem bir aşçı, ne soğukkanlı, seri nşr soför... Benim şimdi bu akşam vakti bu kumpircide ne işim var Durmuş abi...
Sayfa 75
Reklam
Harun'un, Memun'un, Gazneli Mahmut'un, Melik Şah'ın, Hülagu'nun ve sonraları Emir Timur 'un başına İslam aleminin her tarafından alimler, edipler toplanıp adeta bir çeşit akademi kuruyorlardı. Osmanlı sultanlarının sarayları, Afrika ve Asya'nın ücra köşelerinden gelmiş alimlerin toplantı yeriydi. Hıyve'de doğmuş birisi Anadolu'da kadılık, müftülük ediyor, Farsça ve Arapça yazılmış edebi eserler aynı çabuklukla yayılıyor ve bütün İslam kavimleri arasında tercüme edenler, taklit edenler ve yorumlayanlar bulunuyor. Hafız'ın, Hayyam'ın, Mevlana'nın, Ekber Şah'ın, Ebül'Ula'nın ve bu gibi ünlü alim, şair ve ediplerin eserlerini görmeyen, bilmeyen bir İslam fikir adamına rastlanmıyor.
Kim Kime
Önünden pazar günleri üç beş âşığın geçtiği, adeta kendi kendine, kayaların orada çatlayıp dökülmesiyle vücuda gelmiş sanılan bir yola; sair günler , yalnız yollara mahsus olmayan kimsesizliğin garipliği siner.
Sayfa 63 - * Bu hikaye herhangi bir dergide yayımlanmamış, yazar tarafından doğrudan kitaba alınmıştır. ( Yay. N.)
Aşkın insanı şair edebileceğine inanıyor musun? Eğer inanmıyorsan hata ediyorsun, benim gözümde şiir kusursuz güzelliktedir. Kusursuz güzellik ise aşkı çağırır.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Hakikat güzel, hem ateşli, hem efkârlı (düşünce değeri taşıyan) şiir numûnesi Tercüman-ı Hakikat'te Hayret serlevhası altında Deli Şair imzasıyla neşrolunmuştur. Aferin Deli birader! Lügat dizmemişsiz; inci ve efkâr-ı âli (yüce düşünceler) dizmişsiz. işte bazı ebyatı (beyitleri) bunlardır: Semadan bir melek hayretle der: İnsanlar, insanlar! Nedir bu ruy-ı arzı kaplıyor al kanlar, insanlar. Ölen kim, öldüren kim, zulmeden kim, ağlayan kimdir? Biraz fikreyleyin; sizden değil mi onlar? İnsanlar!
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
Ne diyordu şair:
yıkıldı yolunu bekleyen şehir, şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir…
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Methiye yolunda şiir yazacak olsaydım bilir misiniz kimi metheder idim ve şu methiye için hiç bir mükâfat almaz idim: Anadolu Türklerini metheder idim ve yaza yaza koca bir divan cem’eder idim (toplardım); ama... şair değilim, elimden gelmiyor. Bu Türkler ki her biri bir arslandır, sabırları zaman gibi tükenmez bitmez, sadakatleri güneşin ziyası gibi leke kabul etmez ve ahlâkları elmas taşı gibi temiz ve sadedir. Bunları yılda bir methetmeyen şairin nidası (seslenmesi), ihlaslı nida olamaz! Yunan kalkıştı; gel Anadolu, Karadağ içeri daldı; aman Anadolu, Belgrat çevrildi; yetiş Anadolu, Arabistan bulandı; gel yatıştır Anadol[u], para lâzım; para topla getir Anadolu. Rumelinde yol yapılır; kefil ol sen Anadolu ve keza ve keza. Gel baba Anadolu, gel kahraman Anadolu denilir de mukabil[ind]e şairler yılda beş satır teşekkür yazmazlar; ayıp değil mi? Uzaktan mı böyle görünür bilmem. Bize göre Osmanlı devleti demek, Anadolu Türkleri demektir. Devlet hazinesine akça verirler, geri almazlar. Devletin kuvve-i askeriyesi (askerî gücü) bu Türklerdir. Beş yüz seneden beri bin bir belâya ve düşmana karşı durmuş gene bunlardır. Devlet-i Osmaniye'yi Arap ve Tatar devletlerinden kıdemli ve zorlu (daha eski ve güçlü) eden Anadolu Türkleridir ki her biri arslandır. Hem şu hâlde bir melektir. Kocaları, çocukları hizmet-i askeriyede bulundukları esnada ve harp ve şecaat (yiğitlik) meydanında talaşdıkta (döğüştüğünde), Türk kadınları saban, ekin, orman, mal bakmak ile meşgul olup hem yurtlarını idare ediyorlar hem öşürden, Vergiden hazine-i devleti taşlamıyorlar (devlet hazinesini vergisiz bırakmıyorlar) !
Ruhumda darb izleri var... Dağ delermişsin Ferhat... GeI de del bakalım şu dağları! Vardiyalı hafriyat amelesi gibisin benim yânımda. Bir görseydin deldiğin dağları Ferhat... Çöllerde gezermişsin Mecnun... Gel de gez tozuttuğum yollarda. Senin çilen, benimki yanında zamane müzikali gibi... Benim Leylâm, öyle nazlı, öyle nazlı ki... Benim çöllerim öyle taşlı, öyle sıcak ki... Senin çölün yakmadı topuğunu, benim yüzümü kavuran ampuller kadar... Niyazi Yıldırım Gencosmanoğlu
Birbirine benzeyen iki şair bulunamaz. Her birinin hayali, lisanı, usul-i ifadesi (anlatım tarzı) ve sevdiği başkadır. Bunların esrarını ve her birinin nasıl ve ne dediğini açacak, delil ve muhakeme ile tayin edecek yine tenkittir. Hikâye, roman, facia (dram) gibi eserlere gelince, bunlar da bulunan letafet-i şi'riyeyi (şiirsel güzelliği), güzel lisanı, istifadeli efkârı ve maişet-i milliyeye (millî hayata) olan münasebetini keşfedecek tenkid-i nazarîdir. Eser olur ki gayet güzel ve süslü lisan ile yazılmıştır; fakat, istifadesizdir. Eser olur ki lisanı kabadır, güzel değildir; fakat, açtığı efkâr pek kıymetlidir.
Sayfa 245Kitabı okudu
245 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Andrey Tarkovsky, Ünlü şair Arseniy Tarkovsky'nin oğludur. Sinema eğitimini Moskova'da Devlet Sinema Okulunda gördü. VGIK Sovyet Film Okulu'na girmeden önce müzik eğitimi aldı. 1960 yılında Sinema Okulu için yaptığı diploma filmi aynı zamanda ilk filmi ve tamamen Sovyet topraklarında geçen tek filmidir. Silindir ve Keman, Çocuk bir
Şiirsel Sinema
Şiirsel SinemaAndrey Tarkovski · Agora Kitaplığı · 2009204 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.