Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1914
Bulgarlardan peşin para karşılığı büyük miktarda un vereceklerine dair söz aldı ve bu iş için Şakir Zümre’yi Istanbul’a gönderdi. Şakir Zümre o sırada maliye nazırı olan Talat Paşa’yı gördü. Ama Talat onu, istifa etmekle birlikte perde arkasında çalışan ve milli politika konusunda hükümete öğütler veren Cavit’e gönderdi. Cavit bu paranın verilmesini uygun görmedi. Elde böyle bir iş için para olmadığını söyledi ve “ Bu savaşın yıllar yılı süreceğini sanıyorsunuz galiba!” diye ekledi. İşin sonucunu sabırsızlıkla beklemekte olan Mustafa Kemal, Şakir Zümre’yi Sofya Garı’ında karşıladı. Cavit’in ret cevabını öğrenince öfkeyle, “Böyle bir adam asılmayı hak etmiştir!” diye bağırarak bir öngörüde daha bulundu. Not: Cavit 1926’daki İzmir Suikastı davaları sonunda Ankara’da asılmıştır.
Sayfa 91 - Altın kitaplar/ 34. Basım/ Ağustos 2020
Nuri Killigil, Enver Paşa'nın öz kardeşidir. Trablus'ta Mustafa Kemal ve Enver Paşa ile beraber savaşmış, ağabeyi Enver Paşa gibi yiğit bir askerdir. Azerbaycan'ı kurtaran, Kafkas Ordusu'nun başındaki Nuri Paşa'dır! İşte bu Nuri Paşa, silahlara çok meraklı, teknik resim çizen, silah tasarımları yapan bir şahıstır. Öyle ki,
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
. Kurtuluş Savaşı kazanılmıştır, Cumhuriyet ilan edilir ve tarihler 1925'e geldiğinde Mustafa Kemal, Bulgaristan'daki arkadaşı Şakir Bey'i Türkiye'ye davet eder ve "Gel burada silah fabrikası kur" der... Kabul eder Şakir Bey ve atlar Türkiye'ye gelir... Kendisine Haliç'in kıyısında bir yer gösterilir... Neresi orası biliyor
Mustafa Kemal, izlediği temsilen sonra, kendisine refakat eden Sabranye üyesi Şakir Zümre Bey'e, " Adamların Balkan Savaşı'nı niye kazandıklarını şimdi anladım." diyecekti. Neden böyle demiştir? Çünkü opera bir tertip ve disiplin işidir. Kendisi de bunu idrak etmişti.
Sayfa 203 - Kronik KitapKitabı okudu
Türkiye'nin ilk ve en büyük özek sektör savunma sanayi fabrikasının temelleri 1925 yılında Şakir Zümre tarafından tamamı yerli sermaye ile İstanbul Haliç'te atılıyor.
Bulgaristan müstakbel önderin, modern dünya kültürünün kurumlarının alınışını ve kültürel değişme sorunlarını yakından izlediği bir alan oldu. Sofya‘daki ilk günlerinde operaya gitmişti. Balkanlar’da Sofya, Bükreş operasıyla birlikte en ünlü olanıdır. Kendisine refakat eden Bulgar Millet Meclisi Üyesi Şakir Zümre Bey’e o günkü temsilden sonra “Adamların Balkan Savaşı’nı niye kazandıklarını şimdi anladım” demiş. Opera bir tertip ve disiplin işidir. İran şahı Türkiye’ye geldiğinde cumhurbaşkanı Atatürk’ün “Özsoy” operasını temsil ettirmesinde bu olayın payı aranmalıdır.
Sayfa 99 - Kronik KitapKitabı okuyor
Reklam
Şakir Zümre Bomba Fabrikası
Sipariş verilmediği için stratejik önem taşıyan Şakir Zümre Bomba Fabrikası ise, işçilerinin maaşını ancak soba üreterek ödeyebilmiştir.
Öyle ki Mustafa Kemal, izlediği temsilden sonra, kendisine refakat eden Sonranye (Bulgar Millet Meclisi) üyesi Şakir Zümre Bey'e, "Adamların Balkan Savaşı'nı niye kazandıklarını şimdi anladım ," diyecekti. Neden böyle demiştir? Çünkü opera bir tertip ve disiplin işidir.
Sayfa 203Kitabı okudu
Batı Trakya Kurtuluş Komitesi 30 Temmuz 1915
Daha sonra Yunanistan’ın eline geçecek olan Batı Trakya, Osmanlıların gözden çıkarması yüzünden iki yıl boyunca Bulgaristan’ın egemenliği altında kalmıştır. Selanik yüzünden Bulgaristan ile Yunanistan’ın savaşa tutuşması üzerine Batı Trakya Türkleri 30 Temmuz 1915 tarihinde Drama’nın Radiolos köyünde Yüzbaşı Fuad Balkan, Şakir Zümre ve Cevad beylerin Önderliğinde Batı Trakya Kurtuluş Komitesi’ni yeniden kurmuşlar ve bu komita daha sonra bir cunta yönetimine dönüşmüştür. İkinci kez bağımsızlık ilanına girişen cunta hükümeti, 27 Eylül 1917 tarihine kadar hüküm sürmüştür. Osmanlı Hükümeti’nin politikası ağır bastırınca, Batı Trakya’da ikinci kez kurulan cunta yönetimi yine dağılmak zorunda kalmıştır.
Sayfa 274 - IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK
Sofya 1913 - 1914
Sofya tayinin ertesinde askeri ataşesi olarak bulunduğu şehirde, Bulgar meclisi milletvekili Şakir Zümre ile tanıştı. Devam eden günlerde dostlukları baki olmuştu ve Şakir Bey'in teklifiyle "Carmen" operasının galasına gitti. Oyuna, oyunculara, dekorlara, zarafete ve şıklığa hayran kaldı. Savaştan yeni çıkmış bir ülkenin sanata bu kadar önem vermesi onu şaşırtmıştı. Orada sanatı, sanatın birleştirici ve iyileştirici yönünü, insanı insan olmaya iten gizli güçlerden olduğunu anladı. Arkadaşlarına " Müziğin ve tiyatronun gücünü gördüm bugün ve büyüleyiciydi" dedi. "Keşke bizim memlekette de olsaydı" diye iç geçirdi.
Sayfa 170Kitabı okudu
73 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.