Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Umberto Eco'nun Gül'ün Adı adlı romanının sonunda yakılan kitaba üzülen kaç kişi vardır bilmiyorum ama Saraybosna'daki savaş sırasında camları kırık evinde soğuktan donarak ölen bir şair vardır. Şairden uzun zaman haber alamayan arkadaşları evine giderler. Kapı açılmayınca kırmak zorunda kalırlar, evin içinde gördükleri manzara karşısında diken diken olan tüyleri soğuktan taş kesilir. Çünkü şairin ayakkabıları bile ayağında değildir. Sonradan anlaşılmıştır ki soğuktan donmamak için yakmıştır onları ama evinin duvarları kitap dolu olan şair, bir tek kitabını bile yakmamıştır soğuktan donacağını bile bile."
Sayfa 14 - Yanan Kütüphaneden Doğan KitapKitabı okuyor
Gözlerin ipekyoludur ömrümün Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün Ihlamur ağaçların altında bir Saraybosna hatırası Sen Ben ve Deniz. Bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz Rüya bu, oturur konuşurmuşuz Sen Ben ve Deniz. Sen Ben ve Deniz ...
Sayfa 550 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Birinci Basım: Şubat 2015, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Hayat yalnızca yaşadığını bildiğinde kıymetlenir.
Şimdi her şeyi baştan öğreniyorum. Bu mayıs, bereket kelimesinin anlamını öğrendim. Ağaçların altındaki çayırda o kadar çok kiraz vardı ki gönlümce, sadece güzel, sulu kirazlar toplayıp yiyerek gezdim. Seçme imkanı, bereket budur.
Saraybosna, şimdi bizim için de bir sımsıcak türküdür, bir hazin ağıttır. Yüzyıllardan beri Türk'ü dile getiren bir yanık türkü. Avrupa'da yıkılmaktan kurtulan köprülerimizden bazılarına, 20. yüzyıl sanat tarihçileri hep hayranlıkla bakıyorlar. Yugoslavya'da Mostar Nehri üzerine en zarif ölçülerle kondurulan Mostar Köprüsü, Türk'ün sanat şaheserleri arasında. Fransız yazarlardan A. Poullet, Mostar Köprüsü için şunları yazmış: "İnşasının, emsaliyle mukayese kabul etmez cür'eti karşısında sarsıldım. Venedik'in mimarî harikası sayılan Realte'den bile genişti." Avusturyalı yazar Michel'in duygularıysa şöyle: "Taş kesilmiş bir hilâl... Bütün dünyada eşi olmayan bir şaheser!"
Sayfa 14 - Yakın Plan YayınlarıKitabı okuyor
Bazen öyle kalpsiz muamelelere maruz kalıyor ki insan; hakkını aramak, derdini anlatmak, hatta öfkelenmek bile istemiyor. Üzülüyor yalnızca. Bir insan bir insana bunu niçin yapar, merak ediyor. Milenko Yergoviç'in Saraybosna Marlborosu'nu hatırlayın: "İnsanın kalbi, yalnızca doğru yere hafifçe vurduğunuzda yumuşarmış."
Sayfa 6
Reklam
Sanki Hiç Olmamış Gibi..
Bir şehrin sadece o andaki mutluluk ve huzuruna odaklanmanın, insanı aslında ne çok yanıltabileceğinin canlı bir örneğidir Saraybosna.
"Bence Boşnaklar bugün hala ayakta durabiliyorsa bunu Süleyman Demirel'e de borçlular," dedi gazeteci kadın. "Demirel, PKK' dan ele geçirilen silahlar tükenir tükenmez, bu sefer gidip İran'ın, Pakistan'ın ve Malezya'nın kapısını çaldı. Onlardan Boşnaklar için silah istedi. Malezya bilgisayar ve teknik, Pakistan roket, İran da silah yardımında bulundu. Fakat daha sonra İran, Türkiye üzerinden yaptığı yardımları kesti." "Neden?" "Çünkü bu yardım olayında Türkiye'nin adının ön plana çıkmasından dolayı İranlılar son derece rahatsız olmuşlardı. Türkiye üzerinden Boşnaklara silah göndermeyi kestiler,kendileri doğrudan yardım yapmaya başladılar. Bugünlerde ise Saraybosna' daki İranlı yetkililer, Boşnak halkına kendi mezheplerinin propagandasını yapıyor." "Nasıl?" "İranlı yetkililer savaş mağduru Boşnaklara yiyecek yardımında bulunuyor. Boşnak kadınların başlarını örtmeleri karşılığında onlara nohut, kocalarını ya da erkek çocuklarını camiye getirmeleri karşılığında da et veriyormuş."
Saraybosna, 1992-1996 arasında, tam 1425 gün boyunca kuşatma altında tutulmuştu. "Modern dünya" nın tam da böyle bir yer olduğundan habersizce, "Bu nasıl olabildi?" diye merak edenler, 2020'nin Suriye'sine veya Doğu Türkistan'ına bakabilir. Mahiyet itibariyle, değişen bir şey yok zira.
İngilizlerin Kurduğu Krallık
Amman Batılılar tarafından Âlem-i İslam'ı bölüp parçalara ayırmak için uygulanan ulusçu projelerin doğurduğu bir şehirdir. Ulusçu zihinler ancak Amman gibi şehirler kurabilirler. Ümmetçi zihinler ve kalpler ise Saraybosna, İstanbul, Şam-ı Şerif ve Kudüs gibi şehirler...
Reklam
Hayattan bunaldığınız zaman Bosna'ya gitmelidir. Çünkü İslamiyetin en hoş yaşandığı yer orasıdır... Saraybosna'da Müslümanlık, Osmanlılık ve medeniyet birleşmiştir. Ezan orada sade insan sesiyle okunur, pek güzeldir. İslam dünyası hakkında ümidinizi yitirirseniz de Bosna'ya gidin.
Sayfa 129Kitabı okudu
İmparator Franz Joseph, Prens Ferdinand'ın Saraybosna'da ölümü karşısında, bazı görüşlere göre pek de öyle çılgına dönmemişti. Zaten Prens Ferdinand'ın soyluluğu tartışılabilecek bir kadınla evlenmekte ısrar ederek hanedana karşı kutsal görevlerini hiçe saydığına inanıyordu. İmparator, Ferdinand'ın ölümünü ilahi bir ceza olarak değerlendirmişti. Bu suikast olayının, onun Sırbistan'a saldırması için eline yeterli koz verdiğine inanmıştı.
Sayfa 186 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.