İnsan, yaşam boyu filozofların hiç kafa yormadan attıkları adımlarla, korunma içgüdüsüyle davranan bir sokak serserisinin yaşamsal devinimleriyle yol alır. Yanılgıya düşmektense, doğruya sımsıkı sarılmak amacıyla daha dikkatli işletir bilincini.
“Onu kollarımın arasına alır almaz hissettiğim huzuru nasıl anlatmalı? Kalabalığın kafamın içinde dur durak bilmeden dolanan uğultusu, orkestranın tangırtısı ve şehrin iniltisi sandığım amansız gürültü, ondan uzak olmanın huzursuzluğuymuş yalnızca.’’