Hayatın anlamını sorgulayan ünlü değerli yazar, bu kitapta okuyucuya karşı dürüst bir şekilde büyük itiraflarda bulunuyor. Onun gibi bir yazarın bu kadar doğruculuk oynamasına bir yandan şaşırdım, bir yandan da büyük olmasını bu yazılarına borçlu diye de içimden geçirdim ya hani.
"Hayatın anlamı nedir?"sorusuna anlam vermeye çalışıp bir yandan da cevap aramasına yönelten bir eser.
Sonunda anlamını bulmasaydı ya da belli bir düşünceyle desteklemeseydi, kitabı yırtıp atacaktım ve kendimi odaya kilitleyip asacaktım. Mübalağa yapıyorum tabi ki ama bu kadar olmasa da beni büyük bir düşünce girdabına itti.
Eğer sizde bu sorularla mücadele edemiyorsanız okuyun, eğer kendi işimi kendim görürüm diyorsanız ne haliniz varsa görün !
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201622,9bin okunma
Bu roman sanki TESS GERRITSEN'in kaleminden çıkmamış gibiydi. Yani tamamen yabancıydı. Aksiyonu azdı, akıcılığı bütün sayfaları kaplayıp okuyucuyu içine çekmiyordu. Diğer romanlarına göre bu bayağı renksizdi. Fakat konusu yaratıcıydı. Üslubu ise heyecansız ve cansızdı. Sonu belli olan bir romandı açıkçası. Yazar; okuyucuya merak, heyecan, adrenalin aşılamalıydı. Romanı merak ederek, heyecanlanarak, nefes nefese okumadım. Oysaki TESS GERRITSEN romanlarını büyük bir heyecanla okuyordum. Yazarı ne yazık ki bu romanda düşük, amatörce buldum. Fakat okuduğuma pişman mıyım? Elbette değilim. Sadece TESS GERRITSEN alışılmışın dışına çıkıp, sonu belli olan bir romanla karşıma çıkınca şaşırdım.
Klasik bir cümle olacak ama; aşk kokan bir kitap..
Her sayfada, her paragrafta ve hatta her cümlede aşk ..
Pervanenin şemm'e (sineğin muma), şemmin Leyla'ya, Leyla'nın Mecnun'a, yağmur damlasının buluta, bulutun toprağa, Ömer'in İstanbul'a aşkı..
Ve bölüm bölüm Yunus Emre'nin aşkı, Mevlana Hazretleri'nin aşkı, Şeyh Sadi Şirazi'nin aşkı..
Kitabı bitirdiğimde gördüğüm sineklere bile içindeki fıtri sevdayı görebilmek için farklı bakmaya başladım :) Yunus Emre'nin sarı papatya ile konuşması bilinir ya herkesçe..meğer ben
anlamamışım bunu, okuyup da geçmişim, hissetmemişim...Ne kadar genişmiş gönlü ki, okurken aşkını ahirzaman kalbim çok zorlandı.
Ek olarak, herkesin egosuna sevdalandığı, nefsine secde ettiği ahirzamanda, yazarın bir erkek olarak aşkı bu kadar ince hissedip, paylaşabilmesi beni çok şaşırttı. Niyayetinde Yunus Emre de, Mevlana da , Sadi Şirazi de cinsi-erkek lakin şaşırdım:)
Son olarak, Yandık Elhamdülillah' ı, İskender Pala'nın Kitab-ı AŞK kitabına benzettim her nekadar edebi tarzı biraz farklı da olsa...
Tasavvufi romanları sevenlere -Aşk-la okumalar...
Çok güzel yorumlarını aldıktan sonra acaba ne kadar güzel düşüncesiyle başladığım bir kitaptı. İlk başta derinlemesine yönetim şemasını incelemedikleri için şaşırdım ki bundan cidden hoşlanmadım. Yeterli bir bilgi verilmemiş gibiydi ama bunun haricinde kitap gerçekten harikaydı.
Bishop ile aralarında geçen ilişkinin adım adım olması ve sonu cidden saçma bir klişeden kurtararak ilginç bitirmiş. Kitabı bitirdiğimde ilk sorum: ''Bunun ikincisi olmalı!'' olmuştu. Kısa sürede umarım temin ederler çünkü hayalim benim için yarım kaldı.
Kurucunun KızıAmy Engel · Yabancı Yayınevi · 20153,165 okunma
Bir Ahmet Ümit macerasının daha sonuna geldik...
Yine mükemmel bi kitap polisiyeyi bana sevdiren tek yazar.
Kitabın sonunda o kadar şaşırdım ki , üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim. Kötü bi trajedi ile bitiyo kitap ama oldukça sürükleyici okumanızı tavsiye ederim :)
"Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hâlâ şaşarım. " diyor Frank Mccourt...
Ne kadar kötü çocukluk geçirebilir ki?
Doğduğu günden beri çalışmayan baba, çocukları için endişelenen bir anneye sahip Frank Mccourt. Babası hiç çalışmaz, zar zor bir iş bulur 1 hafta çalışır, haftalığını alır ( çocuklar artık
İlk önce neden 4 okuma olduğuna çok şaşırdım. Bazı boş ve anlamsız, bize öfke katan, nefsimizi zora sokacak kitaplar 100,200 okunurken 4 deve`de kulak bile değil...
Alt başlık`dan da belli olduğu gibi " Tuhaf Hikayeler " adı altında çeşitli hikayelerden oluşuyor. Bu hikayeler daha önce duyduklarınız da olabilir, benim gibi sadece
Çok sevdiğim yazar İlyas Efendiyev`in oğlu Elçin Efendiyev`den masal tadında bir aşk hikayesi " Mahmud ile Meryem".
Elçin " Mahmud ile Meryem" i " Aslı ile Kerem" in motifleri esasında yazmış.
Mahmud, bir qarip oğlan. Ziyad han`ın 9 yıldan sonra dünyaya gelen tek oğlu. Ondan sonra tahta çıkacak tek varisi. Ama
Yazarın kitapları konu ve kurgu itibariyle birbirinin aynısı olmasına rağmen her birinden gerçekten büyük zevk alarak okudum. Şurası da hep aynı sıkıldım dediğim pek bir şey olmadı. Her zaman söylediğim bir şey bir pazar kahveyle beyninizi bu hayatın stresinden karmaşasından uzaklaştırmak için okunacak ideal kitaplardan biri.Kitapta ki mekana bayıldım aslında hayalimde yapmak istediğim şey June yaptığı.
"Ayrıca Bill Gates'in cimriliğine de çok şaşırdım."