Gafil Gezme Şaşkın
Sen Söylersin Söz İçinde Sözün Var Çalarsın Çırparsın Oğlun Kızın Var Şu Dünyada Üç Beş Arşın Bezin Var Tüm Bedesten Senin Olsa Ne Fayda Kul Himmet Üstadım Gelse Otursa Hakkın Kelamını Dile Getirse Dünya Benim Deyi Zapta Geçirse Karun Kadar Malın Olsa Ne Fayda
Sovyet elçiliğine yönelik provokasyonlardan gülünç bir olay hatırlıyorum. Ankara'ya gelişimden kısa bir süre sonraydı. Ziyaretime, Bursa milletvekili Şeyh Servet Efendi geldi. Beyaz yeşil sarıklı, kır kaba sakallı bir kişiydi. Sırtında ipekli bir cüppe vardı. Şeyh kendisini "inanmış bir komünist" olarak takdim etti. Oturmasını teklif ettim, kahve getirdiler. Gözlerimin içine bakıyor ve yaranmaya çalışan bir tavırla konuşuyordu. Türkiye'nin durumundan söz ettik. Servet Efendi İngilizleri çekiştirdi, emperyalizmle savaşmak ve bunun için Türklere yardım etme gereğinden ve bunun için de "güçlü bir komünist partisi" kurmak gerekliliğinden söz etti. Ben susuyordum. Birdenbire şeyh ayağa kalktı. Elini sarığına götürdü. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Şeyh, "Büyük dünya lideri Marks'ı selamlıyorum" dedi. "Marks'ın resmini ancak şimdi gördüm. Ona derin saygılarımı sunarım." Gerçekten de çalışma odamda, masada Marks'ın küçük bir büstü vardı. Şeyh Servet bir süre başı önüne eğik bir halde hareketsiz olarak büstün önünde durdu.
Sayfa 167 - TÜRKİYE İŞ BANKASI
Reklam
428 syf.
10/10 puan verdi
Seks hukukunun hayret verici tarihi!
Harika bir kitabın incelemesi ile karşınızdayım. Kitap, benim için belki de bu senenin en iyi kitabı olacak, çünkü okumadıklarımın önüne geçecek kadar iyi bir kitap okuduğumu düşünüyorum (üşenmemişim 172 alıntı paylaşmışım :D). Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim. Yazarımız bir hukukçu ve araştırmacı-gazeteci. Bu kitabında Antik Uygarlıklardan
Seks ve Ceza
Seks ve CezaEric Berkowitz · Kolektif Kitap · 2015583 okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Günün son kitabı, son incelemesi ve ardından uyuyacağız o yüzden öncelikle şunu söylemek istiyorum. Başta pek kıymetli valimdem ve bir o kadar kıymetli kız kardeşim olmak üzere tüm anneler ve anne adaylarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü en işten (ya da enişten) dileklerimle kutluyorum. Bazı şeylerin son bulmasını en içten dileklerimle bu kutsal günde bir kere daha temenni ediyorum. Kitaba geldiğimizde ise sonlara doğru kandırıldığını hissettiğimiz bir kızın başrol olduğu, Poirot’un amansız bir mücadele verdiği, kurgusuyla bizleri tatmin eden ve eğer başka kitaba bulamazsam neredeyse 2 yıldan fazla Agatha Christie kitaplarına ara verdirek bir kitapla tamamladık seriyi. 100 kitap hedefini çoktan geçmişim, bunda da Agatha’ya yüklenmemizin büyük faydası oldu kanımca. Londra’da bir apartmanda yaşayan 3 kızımız var. Bunlardan birisi Poirot’a gelerek bir cinayet işlediğini söylüyor. Yetmiyor bir de bizimkine ihtiyar (orijinalde sen çok yaşlısın) diyor ve bizimkini şaşkın bir biçimde ortada bırakıyor. Ariadne Oliver’in de sonradan dahil olduğu romanda ilerleyen bölümde Poirot acayip bir çıkmaza giriyor. Gördüğüne dahi inanmakta zorlanıyor. Kızın gerçekten deli mi olduğu yoksa buna adeta ikna mı edildiği meselesiyle de tabiri caizse devreleri yakıyor. Zevkle okunan bir roman. Tekrardan kadınlar gününüzü kutlar, iyi akşamlar dilerim dostlar..
Üçüncü Kız
Üçüncü KızAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20201,168 okunma
Mühendis bir baba hafta sonu evinde önemli bir proje üzerinde çalışmaktadır. Küçük çocuğu gelip onu parka götürmesini ister. Baba onu başından savmak için bir oyun düşünür. Elindeki dünya haritasını makasla birkaç parçaya ayırıp, "Eğer bunları doğru bir şekilde birleştirirsen söz veriyorum seni götüreceğim" der. Çocuk odasına çekilir. Beş dakika sonra haritayı doğru birleştirmiş şekilde geri gelir! Baba şaşkın bir halde bunu nasıl yaptığını sorar. Çocuk "Haritanın arkasında bir insan resmi vardı, onun parçalarını doğru şekilde yerleştirince, dünyadaki her şey yerini buldu!" der.
Sayfa 225 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Fatmaca karı, Hasan çocuk, bir de Memidik bütün gece uyumazlar, Taşbaşoğlu üstüne düşünürler. Taşbaşoğlu da uyumaz. Kendi hali, dünya hali üstüne derin düşüncelere dalar. Hiç bir çıkar yol bulamaz. Çoktan beri karanlık, kurşun işlemez, soluk aldırmaz, dört duvar arasındadır. Diline pelesenk etmiştir: "Bana yer demir oldu, gök bakır. Gök bakır. Gök bakır." Bu yer demir gök bakır halinden kurtulamaz. Sıkışmış, gücünü yitirmiş, varmış en karanlık umutsuzluk taşına başını vurmuş bir adamdır. Hele köylünün, bin düşünse aklına getiremeyeceğini, ona karşı olan şu davranışları. Şaşkın, yıkılmış, kafasından tuhaf, şimdiye kadar hiç aklından geçmemiş düşünceler geçer. Deli düşünceler.
Sayfa 255Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.