Çi kiribû, çi bû gunehê dara berû?
Bi min re wê jî şer nexwestibû...
***
Ne yapmıştı, suçu neydi meşe ağacının?
Benimle birlikte o da savaş istememişti
kader mi aşkı kovalar,
yoksa aşk mı kaderi,
kimseler çözemedi bu bilmeceyi..
hoşça kal!
değerin çok yüksek,
tutamam seni.
sen ancak görenleri seversin,
bense körüm
sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle..
ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle...
öğret bana,
nasıl unutulur düşünmek?
oysa benim ruhumda savaş var.
durmadan ölüyor içimdeki insanlar.
boğ kendini yüreğim;
dilimi tutmak gerek !
''...hayatım boyunca hep iyi kadınlarla karşılaştım, hepsi benimle birlikte savaş alanına çıkabilecek yürekli kadınlardı, bir adam hayatta daha ne isteyebilir ki?''
Nâzım Hikmet, oyuncak yapmak konusunda oldukça başarılıdır. Kendi yaptığı oyuncaklarla oynamıştır sürekli olarak. Şairin hiç de bilinmeyen bu özelliğini şöyle anlatır
Samiye Yaltırım: “Elleri çok hünerliydi. Kâğıttan toplar, askerler, askeri arabalar, gemiler yapardı. Bana da öğretmişti yapmasını.”
1915 yılında şair, Çanakkale Savaşı’nın
''...hayatım boyunca hep iyi kadınlarla karşılaştım, hepsi benimle birlikte savaş alanına çıkabilecek yürekli kadınlardı, bir adam hayatta daha ne isteyebilir ki?''
kaybettiğin yerde bekleme,
güçsüzler öyle yapar.
sana kapanan kapıyı bir daha çalma,
kapanan kapıyı acizler çalar.
unutma ki bu aşağılık dünyadasın:
kötülüğü baş tacı edip,
iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
şunu iyi bil ki,
-Gusev sanki kendi içinde derin düşüncelere dalmış gibi, dalgın dalgın konuşuyordu. - Bu konuda epey düşünmüşlüğüm vardır, Mstislav Sergeyeviç. Savaş meydanında tüfeğinle yere yapışmış yatıyorsundur, hava tıpkı şu anda olduğu gibi zifiri karanlık... ve üzerine şakır şakır yağmur yağıyor... O anda ne düşünmeye çalışırsan çalış, dönüp dolaşıp ölüme