Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
Amentüsü savaş nidaları, temel farzı silah başı yapmak olan savaşçılara has bir din. İlk Türklerin Anadolu'ya getirdiği inanç ve öğreti işte buydu. Ardından birer Gazi derviş ve Göçer olarak Anadolu'yu fethettiler islamlaştırdılar ve yerleşik bir düzen kurdular.
Reklam
Dünya halen aynıydı. Halen Corafyalara kaos hakimdi. Her yerde savaş her yerde ölüm nidaları, tehditler yas ve ağıtlar yükseliyordu. Insan her şeyi öğreniyordu ama bir tek barış içinde yaşamayı öğrenemiyordu.
Dünya halen aynıydı. Halen coğrafyalara kaos hakimdi. Her yerde savaş, her yerde ölüm nidaları, tehditler, yas ve ağıtlar yükseliyordu. İnsan her şeyi öğreniyordu ama bir tek barış içinde yaşamayı öğrenemiyordu. Gözü dönmüş insanlar öldürdükleri her kişi için birtakım bahaneler öne sürerek kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor ama nihayetinde onları yöneten iktidar sahiplerinin daha fazla enerji ve para istedikleri doğrultusunda piyon olarak kullanılıyordu. İnsan aç gözlü olmasaydı dünya hepimize yeterdi.
Dünya halen aynıydı. Halen coğrafyalara kaos hakimdi. Her yerde savaş, her yerde ölüm nidaları, tehditler, yas ve ağıtlar yükseliyordu. İnsan her şeyi öğreniyordu ama bir tek barış içinde yaşamayı öğrenemiyordu.
"İngiliz sol entelijansiyasının zihniyeti yarım düzine haftalık ve aylık gazeteye bakarak anlaşılabilir. Bu gazetelerin hepsinin ilk dikkat çekici yanı genel olarak olumsuz bir tavır takınıp yakınmaları, herhangi bir yapıcı öneriye açık olmamaları. Hiç güç sahibi olmamış, hiç bir zaman da olmayı beklemeyen insanların sorumsuzca sızlanmasından oluşuyorlar. Bir başka belirleyici özellikleri de sadece fikir dünyasında yaşayan, maddi gerçeklikten uzak insanların duygusal sığlıklarını içermeleri. Bir çok solcu entelektüel 1935'e kadar ürkekçe pasifist kaldı, 1935-1939 arası Almanya'ya karşı savaş nidaları attı sonra savaş başlayınca hemen duruldu. Arada istisnalar olsa da, İspanyol iç şavaşı sırasında "faşizm karşıtı" olanlar şimdi yenilgiyi en hızlı kabul edenler. Bunun altındaysa ülkenin ortak kültüründen kopuk olmaları."
Reklam
Gözlerimizi Ruslardan kaldırıp yolun ilerilerine çevirdik. Tepelere bakıyoruz. Allahuekber nidaları.
"Savaşa hayır nidaları atiyorsun ama savaşı durdurmak için gerçekten bir çaban yok.Kalabaliga karışıyor ve savaşa hayır diye bağırıyorsun,savaşı çıkaranlar sahneden indikten sonra onları yeniden seçiyorsun,sonra çıkardıkları savaş için tekrar SAVASA HAYİR için yürüyorsun.Aslina bakılırsa Küçük adam sectiklerin tarafından güdülüyorsun.Bundan zevk aliyorlar ve suratının tam ortasına gelecek şekilde kahkaha atıyorlar.
İlk Müslümanlarınkine benzer bozulmamış bir ateş ve saflıkla dolu savaşçı bir inançtı onlarınki: Amentüsü savaş nidaları, temel farzı silah başı yapmak olan savaşçılara has bir din..
Savaş
Karanlık, dağların eteklerinde bir savaşın derin uğultusunu harmanlıyor, Çaldıran Sahrası'ndan gelen uzak sesler de onu aynı şiddetle dağıtıyordu. Birbiriyle savaşmak için hazırlıklarını tamamlamaya çalışan yüz yetmiş bin insanın korkusunun sesiydi bunlar. Bazen nara biçiminde dışa vuran. bazen titreyerek gösterilen korkunun... Dünyaya son kez bakıp bir daha gelmemek üzere gidilecek olan yerin korkusu. Garip ama her iki tarafta da gidilecek yerin adı cennetti, ama adının cennet olması korkmayı engellemiyordu. Üstelik bu yolun cennete çıkacağı hususunda iki tarafın da umutları kadar şüpheleri de vardı. Düşünceler ve fikirler, korkular ve umutlar uykuları kaçırmıştı. Çaldıran Sahrası'nın şu ışıksız, aysız, yıldızsız gecesinde, seherle birlikte atların sırtına binmek üzere bekleşen yüz yetmiş bin adet hırs, yüz yetmiş bin adet kin birbirine çarpmıştı. Yalnızca nöbetçiler bu sessizliği bozuyor, arada sırada "Yekdir Allaaaaah!” nidaları tepelerde yankılandıkça cevap olarak Çaldıran Ovası'ndan "Hudá Huuuuuh!" avazı geliyordu. Daha önceki gecelerde bize huzur telkin eden nöbetçilerin avazları bu gece tedirginlik veriyordu. Oysa askerler uyumalıydılar. Uyumalıydılar ki yarın zinde kalabilsinler. Uyumak ve uyanmak... Belki de son defa tecrübe edilecek sıradan insanî alışkanlıklar...
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Bernard Lewis'e göre Osmanlı'da İslamiyet
İlk Müslümanlarınkine benzer bozulmamış bir ateş ve saflıkla dolu savaşçı bir inançtı onlarınki: Amentüsü savaş nidaları, temel farzı silah başı yapmak olan savaşçılara has bir din.
** (çin ve hindistan hakkında) nüfusları birer milyarın üzerinde olan, uzun bir kara sınırı paylaşan, ama siyasi veya kültürel açıdan bağdaşmayan iki ülke. bu iki dev, tarih boyunca birçok savaşta karşı karşıya gelmiş olsalar, hiç şaşırtıcı olmazdı, ancak 1962'deki bir ay süren çarpışma hariç hiç savaşmadılar. neden? çünkü aralarında dünyanın en
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.