Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bizler bir toplum yarattık ve bu toplum bizi şartlandırdı. Ahlaka uygun olmayan bir ahlak zihinlerimize işkence etti, zihinlerimizi fena halde şartlandırdı. Toplumun ahlakı ahlaksızlıktır, çünkü toplum aslında ahlaksızlık demek olan şiddeti, kibri, rekabeti, açgözlülüğü ve benzeri şeyleri kabullenip teşvik etmektedir. Sevgi , anlayış, sevecenlik diye birşey yoktur hayatımızda ve toplumun 'ahlaka uygun saygınlık' olarak kabul ettiği şey aslında düzensizlik yaratmaktan başka bir işe yaramaktadır."
Yeldeğirmeni halki arasındaki bu anlayış ve uyum mütareke ile birden bozulmuş, komşuluğa ihanet eden önce Rumlar olmuş ve Duatepe Sokağı’nda küçük bir Rum evinin kapısına Yunan bayrağı asılmıştı, Bundan sonra taşkınlıklar, saldırılar Mütareke boyunca sürdü. Düşmanlığı kilise yönlendiriyordu. Kurtuluş Savaşı ve zafer, bu kötü günlerin üzerinden silindir gibi geçmiş, ihanet edenler kaçıp gitmiş ve Atatürk’ün sağladığı güçlü saygınlık, uzun sürecek bir barış havası yaratmıştı.
Reklam
Her şeyin kendine özgü bir güzelliği, bizzat kendisinden gelen ve eksiksiz bir güzelliği vardır; övgü bu güzelliğin bir parçası değildir. Övgü, övülen şeyi ne daha kötü, ne de muhteşem yapar. Bunu herkesin güzel saydığı şeyler için de, mesela maddi şeyler ve sanat için de söylüyorum. Güzel olan bir şeyin başka bir şeye ihtiyacı var mıdır? Yasa, gerçek, saygınlık, cömertlik gibi. Bunların hangisi övüldüğü için iyidir, ya da hangisi yerildiği için mahvolmuştur? Zümrüt çirkinleşir mi övgüler düzülmezse? Ya altın, fildişi, mor renk, lir, hançer, çiçekler, çalılar?
Tüccarlar size, stok ettikleri malları satarlar. Lonca mensupları kalite garantisin­ de bulunurlar. Kimi sanatkarlar, ürünlerini sizin ölçülerinize ya da zevkinize göre diker veya imal ederler. Fakat profesyoneller si­ ze, neye ihtiyaç duyduğunuzu bildirirler. Onlar, reçete sunacak yetkiye sahip olduklarını iddia ederler . Sadece neyin yararlı ol­ duğunu bildirmekle kalmazlar, neyin doğru olduğunu da takdir ederler. Ne kazanç, uzun süreli eğitim, hassas görev gibi şeyler, ne de toplumsal saygınlık, bir profesyonelin alameti farikasıdır.
Hükümdar gerçek anlamda dost, gerçek anlamda düşman olduğunda saygınlık kazanır.
Gerçek saygınlık
Zira para da saygınlık da emekle kazanılır öyle kayırmayla falan değil...
Reklam
Her şeyin kendine özgü bir güzelliği, bizzat kendisinden gelen ve eksiksiz bir güzelliği vardır; övgü bu güzelliğin bir parçası değildir. Övgü, övülen şeyi ne daha kötü, ne de muhteşem yapar. Bunu herkesin güzel saydığı şeyler için de, mesela maddi şeyler ve sanat için de söylüyorum. Güzel olan bir şeyin başka bir şeye ihtiyacı var mıdır? Yasa, gerçek, saygınlık, cömertlik gibi. Bunların hangisi övüldüğü için iyidir, ya da hangisi yerildiği için mahvolmuştur? Zümrüt çirkinleşir mi övgüler düzülmezse? Ya altın, fildişi, mor renk, lir, hançer, çiçekler, çalılar?
Sayfa 33 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
Ondan beklediğim onda aradığım şey neydi? Bende eksik olan neydi? İyi bir hayatım yok muydu? Hayatımın giderek daralan bir huniye dönüştüğünü kime anlatabilirim? Benim acılarımı, uykusuz bir insanın isteyebileceği her şeye sahip değil miydim: para, arkadaşlar, aile, güzel, alımlı bir eş, ün, saygınlık? Beni kim rahatlatabilir? "İnsan başka ne ister ki?" sorusunu sormadan kim dinleyebilir?
Sayfa 74
Türkiye'de üniversite
Türkiye'deki üniversiteleri eleştirirken, akademik ve entelektüel gelişimin derinliklerine bakmak gerekmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'deki üniversitelerin önemli bir kısmı, eğitimde nitelik yerine niceliği ön plana çıkaran, yüzeysel bir yaklaşım sergilemektedir. Akademik kadroların büyük kısmı, liyakat esaslı seçilmekten ziyade, siyasi
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.