Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nereye gitsem başımı, yüzümü, bedenimi, kemiklerimi döven çekiç darbeleri iniyordu. Nereye gitsem tükürük gibi, kulağıma yapışmış aşağılayıcı yapışkan bir tükürük gibi, çıplak bedenime takılan utanmaz gözlerin tükürüğü gibi, beni çırılçıplak soyup, ağır ağır küstahça süzen bütün o yüzsüz gözlerin tükürüğü gibi, horgörülerini saygınlık kılıfı ardına saklayıp, elbiselerimi çıkarırken başka yana bakan sözde saygılı gözlerin tükürüğü gibi soğuk, yapışkan yapışıp kalmışlardı üstümde.
..zira para da saygınlık da emekle kazanılır öyle kayırmayla falan değil…
Reklam
Değersizlik duyguları yaşayan bir insan, ilişkilerinde tutarsızdır. Bazen üstünlüğünü kanıtlamak amacıyla insanlarla yoğun bir ilişkiye geçer, kendisini eksik ve yetersiz bulduğu zamanlarda da onlarla karşılaşmamaya çalışır. Böyle bir insan ancak kendi üstünlüğünü yaşayabileceği ortamlara girme yürekliliğini gösterir, ikinci planda kalacağını hissettiği ya da üstünlük maskesinin düşerek değersizlik duygularıyla yüzleşme tehlikesinin bulunabileceği durumlardan uzak durur. Örneğin, para gücüyle kendisine saygınlık sağlayan biri, entelektüel değerlere önem verilen bir ortamda bulunmaktan kaçınabilir; her yerde birinci planda olmak isteyen bir başkası, girdiği bir toplulukta diğer insanların görüşlerini paylaşmamak ve onlardan farklı biri olduğunu vurgulamak için konuşmalara katılmayabilir. Çünkü değersizlik duyguları yaşayan bir insan üstün olmak "zorundadır".
Değersizlik duyguları yaşayan insan, kendi gerçek benliğini kabul etmediğinden, gerçekdışı bir üstünlük düzeyine ulaşabilmek için çaba harcar ve enerjisinin çoğunu bu amaç için tüketir. Ne var ki, bu amaca ulaşmak için geliştirdiği yöntemler esneklikten yoksundur ve kendisini tanrılaştırmak umuduyla oluşturduğu hedefler ulaşılamaz niteliktedir. Üstelik seçtiği hedefler, topluma değil kişisel çıkarlarına yöneliktir; tasarıları bencil niteliktedir ve kişisel üstünlüğünü sağlayabilme yolunda diğer insanlara zarar verebilecek girişimlerde bile bulunabilir. Üstünlüğünü güç ve para kazanarak gerçekleştirmek isteyen kişi amacına ulaşmak için diğer insanları kolayca harcayabilir. Entelektüel üstünlüğünü kanıtlamak için çevresindekileri sürekli eleştiren ve yanlışlarını arayan bir diğeri, onların düşünce ve isteklerine saygı gösteremez. Ancak, diğer insanlara değer veremediği için tüm bu çabalarına karşın kendisini yine de değersiz bulur ve toplumun dışında kalmış hisseder. Saygınlık uğruna bu denli çaba harcadığı halde çevresindekilerin saygısını kazanamamış olmasının nedenini bir türlü anlayamaz.
Bu arada, saygınlık paha biçilmez bir mülk olarak görülür; ün ise insanın ulaşabileceği en pahalı şeydir, seçilmişlerin altın postudur: Buna karşılık, ancak budalalar rütbeyi mülk sahibi olmayı tercih ederler.
Toplum içerisinde güç sahibi olma isteği, içinde yaşadığımız kültürün doğal bir parçasıdır. Ne var ki, bazı kişilerin güç kazanma çabaları diğer insanları güçsüz bırakma öğesini de taşır. Böyle kişiler güç kazandıkça, çevrelerindeki insanların kendilerinden daha güçsüz olduklarını görmekten ötürü gizli bir haz duyarlar. Bazı insanlarda bu mekanizma saygınlık kazanma biçiminde işler ve kişi kazandığı saygınlığı başkalarını küçük görme duygusuyla birlikte yaşar. Oysa, eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendisini küçük gören biridir. Başkalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliştirmiştir. Amaç güç ya da saygınlık kazanmak değil, düşmanca duygulara boşalım sağlamaktır. Dolayısıyla, kazandıklarının onlara sağladığı doyumu yaşayacakları yerde sürekli tedirgindirler; suçluluk ve değersizlik duygularından kurtulamaz, yakın ve sıcak ilişkiler kuramadıkları için giderek yalnız kalırlar. Yalnızlıkları düşmanca amaçlarını daha da kamçılayacağından giderek hızlanan bir kısırdöngünün tutsağı olur, istediklerini elde ettikleri halde neden mutsuz olduklarını anlayamazlar.
Reklam
Ücretsiz olduğu takdirde saçmalık olarak görülen bir şey, işin içine para girdiğinde birden bir saygınlık kazanır. “Bir şeyler karalamak için kaşınan mavi-çoraplılar'a dudak bükmek hâlâ kabul edilebilir bir davranış olabilirdi ama bu onların cüzdanlarına para koydukları gerçeğini değiştirmiyordu. Böylece, onsekizinci yüzyılın sonlarına doğru,
Zekası, bilgeliği, cesareti, güçlü bir kişiliği varsa eğer, bu özellik­leriyle ne edinebiliyorsa edinsin; ama bugünden sonra hiçbir ölümlü atalarının küflü kemikleri sayesinde kendisine bir konum ve saygınlık ba­ğışlanacağını ummasın.
Toplum içerisinde güç sahibi olma isteği, içinde yaşadığımız kültürün doğal bir parçasıdır. Ne var ki, bazı kişilerin güç kazanma çabaları diğer insanları güçsüz bırakma ögesini de taşır. Böyle kişiler güç kazandıkça, çevrelerindeki insanların kendilerinden daha güçsüz olduklarını görmekten ötürü haz duyarlar. Bazı insanlarda bu mekanizma saygınlık kazanma biçiminde ilerler ve kişi kazandığı saygınlığı başkalarını küçük görme duygusuyla birlikte yaşar. Oysa, eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendini küçük gören biridir. Başkalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliştirmiştir.
Hasan Basrî diyor ki: "Mü'min için ancak Allah'a kavuşunca rahat mümkün olur. Kim, Allah'a kavuşmakla rahata kavuşacaksa, ölüm günü onun için mutluluk ve sevinç günü, emniyet, saygınlık ve şeref günü olacaktır."
Reklam
Rekabete dayalı toplumumuzda babaların en büyük kusuru çocuklarından, ailelerine saygınlık kazandırmalarını beklemeleridir.
Sayfa 186 - Say Yayıncılık
"Eğer kimse olmaya bir yerlere gelmeye saygınlık kazanmaya çok para kazanmaya çalışmadan sadece yapmak istediğiniz şeyi yaparsanız işte yaratıcılık doyum ve kıvanç o zaman size gelir."
"Ücretsiz olduğu halde saçmalık olarak görülen şey, işin içine para girdiğinde birden saygınlık kazanır."
Ben ise namus ve sevgiye…
“Asalet, saygınlık ve servete; servet, asalet gösterişine tapıyor. Ben ise namus ve sevgiye…”
Var boyle tipler ....Şikayet edilse haklı bulurum .Saygınlık önemli...
Ayaginda bir ayakkabın bile yokken , çocuklara ders verilir mi hiç ?Tüküreyim böyle isin içine...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.