Tiyatroya gitmeyi çok seven biri olarak keyifle okudum. 17. Yüzyılda Fransa'nın sosyokültürel olarak nasıl bir vaziyette olduğunu güldürerek anlatıyor. Ancak aynı zamanda da düşündürüyor.
17. Yüzyılda yaşanmış olayların günümüzde de farklı isimler ile devam etmesi ayrı bir üzüntü oldu benim için. Şimdilerde isimlerimizin önünde kont , asilzade , burjuva vs gibi ünvanlar yok ancak görünmeyen bir sistem var hala. Benliğimiz ile var olmayı bilmiyoruz. Kimliklerimiz ile var olma çabası içindeyiz. Mesleğimiz , ailemiz , dış görünüşümüz , paramız , arabamızın markası , eşyalarımızın logoları , takipçi sayımız , beğenilme durumumuz ;) . Malesef ki çoğumuzun hissiyatı bu şekilde. Halbuki sadece var oluşumuz ile değerli , kıymetli ve biriciğiz. Bunu anlayabilmek yıllarımı aldı daha da devam edecek eminim.
Mösyö Jourdain ; isminin önüne gelebilecek ünvanlar için kendine hocalar tutan, gerçekçi olmayacak şekilde cümleler ile onu kandıran insanlara servetini harcayan bir adamcağızdır. Keşke bu karakteri Haldun Dormen' den tiyatroda izlemek bana da nasip olsaydı.