Sesin, gamlı insanların gözyaşlarını
Ayrılıklarını sıcak selamını
Kırık kalplerin çığlığını hatırlatıyor bana
Kavalımsın sen
Yurtsuzların sesi, kavalım benim...
Birini görmek, adını bilmek, selamını almak değildi ki tanışmak. Birbirimize bulaştırdığımız düşünceler, fikirler, duygular olmadan nasıl tanışıklık olsundu... Gerçek tanışma, fikrin hissini karşındakine bulaştırmak değil miydi?
"Birini görmek, adını bilmek, selamını almak değildi ki tanışmak. Birbirimize bulaştırdığımız düşünceler, fikirler, duygular olmadan nasıl tanışıklık olsundu... Gerçek tanışma, fikrin hissini karşındakine bulaştırmak değil miydi ? "
".. yıldızlara benzeyen gözleri, opalden yapılmış astronomik bir saat misali, aynı zamanda bir özür dileme olan her selamında hatırladığı o uzak geçmişin tek tek her saatini gösteriyordu."
"Ne kadar uzun zaman geçti!" dercesine bana baktı; bakışlarında, eski kocalarını, âşıklarını , iki savaşı görmek mümkündü;"