... elleri ellerine sımsıkı bir halde kenetlenmişken çocuk;bir göğe baktı bir annesine dökülüverdi sonra dudaklarından acımsı sözler nedensizce dedi anne: sen öğretmemiş miydin? ben dört mevsim bilirdim;
Vaktiyle bir derviş, bir Ramazan akşamı iftara davetliydi. Derviş, yatsıya yakın evine döndü ve karısından mümkünse kendisi için sofra hazırlamasını istedi. Karısı: -   Sen davette değil miydin? Ne yemeği? -   Sorma! Çok yersem arkamdan 'Halis derviş değilmiş' diye konuşmalarından korktum, pek bir şey yiyemedim. -   Tamam. Sen şu akşam namazını kıl da ben o arada sofrayı hazırlayayım. -   Ama, ben akşam namazını orada kılmıştım. -   Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye namazı da uzatmış sındır. Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de o arada sofrayı hazır edeyim. Rivayet edilir ki hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına gelmiş ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş olmuş.
Reklam
Jack elinde kadehiyle tekrar yakınına gelmişti. O saatte genellikle yaptığının aksine, Fiona'ya bir kadeh Sancerre teklif etmiyordu. ''Ne istiyorsun Jack?'' "Bu ilişkiyi yaşayacağım." "Boşanmak istiyorsun." "Hayır. Her şey aynı kalsın istiyorum. Aldatmaca olmasın." "Anlamadım." "Evet, anladın. Sen değil miydin bana uzun evliliklerde karı kocaların hedefi kardeş durumuna gelmektir diyen? Biz geldik o duruma Fiona. Ben senin ağabeyin oldum. Çok rahat, çok hoş, seni de seviyorum, ama ölmeden önce dolu dolu, tutkulu bir ilişki yaşamak istiyorum."
Sen koşulsuz sevdin mi ki, koşulsuz sevilmeyi bekledin? Aldatsa ayrılmaz mıydın? Beklentilerin karşılanmadığında gitmez misin? Kurallar, şartlar hep var ve var olacak. Ta ki kaynağa inene dek... Ama bizim için henüz erken. Biz daha çok uzağız inan bana. Bize aşkı, sevgiyi tutsaklık gibi öğrettiler. Sahip olmak, emin olmak, istediğimiz hale getirmek. Aslında bencilce hem de çok bencilce. İnsanlara güvenemeyen ben iken, karşımdaki bana yeterli güveni hissettirmediği için onu suçlarsam bunu nasıl açıklarsın? Yalnızlığımla barışamıyorken karşımdaki insanın sürekli yalnızlığımı kapatmasını ondan istersem onun istekleri ne olur? Samimi ve dürüst bakarsan ilişkilerde de "hep ben, hep ben" dediğimizi göreceksin. Fedakârlıklarımız, istediklerimizi alabilmek için verdiğim rüşvetten öteye geçmiyor. Şimdi onun arkadaşlarıyla çıkmasına ses etmeyeyim ki ben de arkadaşlarımla çıkarsam o da bana bir şey diyemesin durumu... Ben onun istemediği şeyi yapmayayım ki o da benim istemediğim şeyi yapmasın.
Sayfa 138
Ölen sen miydin yoksa ben miydim, bunu kimse bilemedi.
Sayfa 80 - İz YayıncılıkKitabı okudu
... Sen sabırsız, sessizce sayfayı çevirirdin. Aşk için cinayetler işledim, atımla Fırat Nehri'ni geçtim, piramitlere gömüldüm, kardinalleri öldürdüm : "Canım, ne anlatıyor o kitap öyle ?" Sen evli barklı ev kadını, ben akşam o eve dönmüş kocaydım : "Hiç" En son otobüs, en boş otobüs, bütün boşluğuyla evin önünden geçerken koltuklarımız karşılıklı titrerdi. Sen elinde kapağı kartondan kitap, ben elimde okuyamadığım gazete, sorardım : "Kahramanı ben olsam beni sever miydin ?" "Saçmalama!" Gecenin acımasız sessizliği diye yazardı okuduğun kitaplar, sessizliğin acımasızlığı nedir bilirdim.
Sayfa 339 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.