Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölü Adamın Sandığı
Dip. 23.18.32.15 Bazı şeyler bir ilkti anlatmak için Canavarıma yenildim Tutku ve aşk Bir deri bir kemik Dalgalar geçiyor
Aşk, ilk kez kazanılan bir son gibidir bazen. Bazen de son kez kaybedilen bir ilk. Aşkın çaresi yoktur derler; kim çare arıyor ki zaten? İnanma böyle şeylere... Çaresiz aşk yoktur ;çareleri reddeden âşıklar vardır. Bu sana bir şey hatırlattı mı? Şimdi eski bir arabesk şarkı var dilimde. "seninle aşkımız eski bir roman/yandı sayfaların külüdür
Reklam
#DünyaTütünsüzGünü
(Bu iletinin sonunda kitaptan 10 tane hediye edeceğim. İletiyi okumanız için de bunu başta söylüyorum. 😝) Selamlar. Az evvel
Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu
Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu
isimli kitabı yaklaşık 5 sene sonra ikinci defa bitirdim. İlk okuduğumda günde 2 pakete yakın sigara içen bir sigara bağımlısıydım. Bu kitap sayesinde
Şimdi hangi dakika bana seni unutturur ki? Hangi bozuk pusula yanına gelmemi istemez ki? Hangi cümle seni tarif eder ve hangi göz yaşı dindirir bu yangınımı. Nefes almak hiç bu kadar zor olmamıştı. Ben seni bir sonbahar ağacının altında tanıdım. Bilemedim o kış gideceğini. Ne çok zor değil mi buna dayanmak daha da zoru alışmak. Hatta alışmak zorunda kalmak. Belki ellerimle sevemedim ama dokunamadığım seni ellerimle koydum içime. İçimdeki yerini ben bile tarif edemem. Hiçbir kış hiçbir bahar bendeki yerini de acını değiştirmez.
KISMET İSE GELİR HİNT'TEN YEMEN'DEN...
Bugün yine 2017'de yaklaşık iki ay kaldığım yer olan Gebze'deyim. 2017'de Gebze Pelitliköy'de Asya Çikolata firmasında tercüman ve proje yönetmeni olarak çalıştığım zaman Gebze Center'in tam karşısında Turkuaz Otel'de kalıyordum. Bugün tekrar Turkuaz Otel karşıma çıkınca içeri girip anılarımı tazelemek istedim. Biraz tuhaf değil mi? Sebepsizce
Yağmur
Mumlar söndüğünde köyde, hepimiz toplanırdık ninemin dizinin dibinde. Çiçekli bir fistanla yamalanmış bir elbise. En çok dikkatimi çeken buydu çocuk aklımla. Hâlâ hayretle hatırlarım... Nineme sorduğumda uyumuna rağmen fistanı, ellerimde tutarak çiçekleriyle, bahar gibi bakardı, genç kız gözleriyle... Ve anlardım ve elbet ki yıllar sonra çok daha
Reklam
Bir ileti serisinin ilk bölümünden selam canolar
Sevdiğim ve birden fazla kitabını okuduğum yazarların benim nezdimde en iyi alıntılarını derleyip top 20 ve top 10 listeleri şeklinde sunacağım iletilerimde ilk isim; bana edebiyatı ve kitap okumayı sevdiren, şu ana kadar 6 kitabını (ibb.co/nssSmVh) okuduğum yazar
Peyami Safa
Peyami Safa
'dır. İlk iletimde seçeceğim isim benim için özel olsun istedim.
Çok Eşlilik (Poligami)
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisinde Prof. Dr. Doğan Kuban'ın bir yazısını okudum. Yazının özeti şu; tek eşliliğin kadınların ve erkeklerin doğasına uygun olmadığı, monogaminin (tek eşlilik) de insanın icadı olduğu ve günlük yaşamda tarih boyunca monogami hiç olmadığı. Cinsel aşkın anatomisi adlı kitabın yazarı antropolog Helen Fisher ise, 62
Bir Şeylerin Acısı..
Eylül’ün sonundayız. Ağustos kaçağı bir cırcır böceği, Ağustos’un sonunda çığlık çığlığa ölemediğinden belki, odama sığınmış. İlk bakışta kendisini hamam böceği sandığımdan, “Sevgili Kafka ziyarete gelmeden haber verseydiniz melankolik ve trajik komik hazırlıklar yapardım sizin için” diye de espri yapmıştım. Ama yatağın üzerinde karaltısını fark
Doğum Günüm (Okumak Zorunda Değilsiniz)
Sevgili Kendim, Kendine Hoş geldin. İnsanın bir sene içinde hayatı ne kadar değişebilir ki derler,insanın hayatı 1dk içinde bile değişebilir. Benim de hayatım 7-8 ay boyunca çok değişti. Yaptığım bir çok hata var .O yüzden o kadar pişmanlık duyuyorum ki.Evet hatalarımı yaşıma veriyor olabilirim. ama benim yaptığım geleceğime mâl oldu 1 yılım
Reklam
22
Merhabalar. Bu yazıyı yazsam mı yazmasam mı diye içim içimi kemirdi. Ülke bu haldeyken benim bunu yazmam mantıksız mı? Evet mantıksız. Orada vefat eden arkadaşlarım , soğukla mücadele eden sevdiklerim varken bu satırları yazıyorum. Ama belki de bunlar benim son satırlarımdır. Bilemem. O yüzden ertelemeden yazmaya karar verdim. Öncelikle hoş geldin
🌱Selam💕 (Tekrar anlatılanlar, post 3) ✔️Neden nickimde mağduriyet hissi var? Benim için okumak, yalnızlaştırıcı bir süreç tecrübeyle sabit. Sen okurken mevcut çevren aynı yerde durmayı seçiyorsa, aradaki uçurum zaman içinde derinleşiyor. Dünyaya, hayata, varlığını sürdürmek zorunda olduğun koşullara, tüm toplumsal sancılara, daha birçok şeye
Bu şiir neden her dinleyene, acı çekmese bile iç çektiriyor?
Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Bazen sessiz sevdasın İpekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun En serin imbatlarda Adını yazıyorum Bulduğun fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Ne olur bir gün
Aşk nedir?
  Insanın yaratılış fıtratının özünde var olan hamurun mayasıdır aşk.  Varoluş sebebi de diyebiliriz. Yaratıcı yani Allah belki de duyguların en güzeli olan aşk ile yarattı. İnsanın özüne bu duyguyu yerleştirdi. Çünkü kendisini ve kendisindeki mükemmelliği ancak aşk duygusuyla kavrayabilelim diye..    Bazen aşk insanlglunun zaafıdır.  Ama neye kime kime karşı... Aşk bir bakış bir görüş bir hissediş bir istikrardır. Bir çiçeğe bakar ondaki güzelliği görür o mükemmel sanatla o çiçeğin sanatkârının varlığını hissedip ona aşık olup ve bu aşkın istikrarını sağlamaktır.  Keza bu bir karşı cinse de duyulan bir histir. Karşı cinsteki özellikler sendeki eksiklikleri tamamlıyor ise Mevlanaya göre o anda ortaya çıkan histir aşk.     Bazen de elemdir aşk. Kederdir gamdır. Ve nihayetinde imtihandır.  Sevgilinin hatrına ondan gelen acıya dirayet göstermektir.  Çünkü imtihana aşksız tahammül  edilmez. Aşk ta imtihansız tamama ermez. Ve ne diyor yine Mevlana "Aşk davaya benzer acı da şahide.  Şahidin olmadan davayı kazanamazsın."    Sonunda vuslatın olduğunu bildiğin için sabretmektir. Beklemek, özlemek... Belirsizliktir kimi zaman... Uzun bir yolda yururcesine... Ve yolun sonu nereye gider diye düşünmeden sadece  ilerlemektir..    Ve nihayetinde hakikate ulaşmaktı Aşk.  Davayı kazanıp vuslata ermek ve en sevgilinin huzuruna erişmekti...                                                Kendi kalemimden. Umarım beğenmişsinizdir 😊
Salıncaktan Notlar 2
... Şehirleşme; bahçende bir salıncak kurup gözlerin kapalı bir şekilde doyasıya sallanmayı, bir kuş misali uçma hissini ve tarifi imkansız duyguyu elinden alır. O duygunun elinden alındığı bir çocuk olmadığım için mutluyum. Betonların arasında, bir apartmanda doğadan uzak bir çocukluk geçirmediğim için kendimi her zaman çok şanslı hissetmişimdir. Çünkü çocukluk birçoğumuzun en çok özlediği dönemdir. Hayatımızda büyük rol oynadığını, bizi şekillendirdiğini düşündüğüm bir evredir. O mahalle sıcaklığını, sabahtan akşama kadar yormadan oynanılan o oyunları, küs mü barış mı diye uzatılan o parmakları, o samimiyet duygusunu ve bana kattıklarını hiçbir pahalı oyuncağa, elbiseye, tablete ve telefona değişmem. Çünkü bunların hepsi bugünkü "ben"e katkısı olan unsurlardandır. Sadece bunlar da değil; küçük gecekondumuz, avlunun ortasında bulunan kayısı ağacı, yazları uyuduğumuz dam ve işte şu an içinde sallandığım salıncağın bulunduğu bahçe... Çocukluğumun bendeki yeri bu değerlerden dolayı hep ayrıdır. İlerde şehirde yaşamak zorunda olduğumu biliyorum. Ve bugün beni yoran şehrin yarın alıştığım bir yaşam olmasından korkuyorum. Daha doğrusu alışmayı çocukluğuma ihanet olarak görüyorum...
293 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.