Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Beni unut!” demişsin, Unutmak aklın işi ey yar! Ben seni aklımla sevmedim ki onun demesiyle unutayım!
Sayfa 94
Turgut yetkili merci rolünde buyurun sizi dinliyorum yalnız fazla vaktim yok sizin gibi birçok insan kapıda bekliyor biraz acele edin ah ben aceleye gelemem acele denince şaşırırım bağırarak Turgut beni dinlemeye mecbursun karşıma insanlık olarak dikilemezsin kimsenin bu hüviyete bürünmesini istemiyorum karşımda artık ben öldüm Turgut ölümle
Reklam
“seni baba yapmak mı, bakalım ben kendimi anne yapmak istiyor muyum? benim düşüncelerim, benim isteklerim, benim sıkıntılarım neler... bunları bir kez olsun, bir kez, yarım saniye düşündün mü? sana bir çocuk vereyim, seni baba yapayım demek. kadınlığımın esas görevini yerine getireyim, karnım şişsin, ben hamileyken sen beni aldat, oramda yüzlerce yırtık, içim parçalanırcasına çocuk çıksın, şişmanlayayım, şişman kalayım, işten kalayım, işten ayrılayım, hep çocuğa bakayım, onun hastalıkları, onun eğitimi, onun üzüntüleri, kendimi unutayım, sen akşamdan akşama gel, çocuğu sev okşa, arada bir sustur şunu, yorgunum diye bağır... ve seni baba yapmamın mutluluğunu yaşa. be de anne olmanın acısını...”
Sayfa 101Kitabı okudu
- Beni unutma Axl - Unutmak mı ? Seni niye unutayım ki prensesim ? - Bu sis o kadar çok şeyi unutturuyor ki bize. Birbirimizi niye unutturmasın ?
Sayfa 200
Olur da yolun düşerse Bir kahveye uğra derim Ya da beş çayına Bir yudum sohbete beklerim Çok ayıp mı olur Yakışık almaz mı davetim Bu kadar zor mu her şey Canımın içi seni çok özledim Ben de uzun bir yola gittin farzederim Kandırırım kendimi, ne yapayım Bütün hatıralarıma da saygılar arz ederim Ama unutur muyum asla, niye unutayım
Tuhaf, çok tuhaf En yakınken en uzak Senin bir sevgilin var Muhtemel benim de olacak Gizli bölmelere saklamış gibiyiz Bütün yaşananlar biter mi bitince aşk Olur da yolun düşerse Bir kahveye uğra derim Ya da beş çayına Bir yudum sohbete beklerim Çok ayıp mı olur Yakışık almaz mı davetim Bu kadar zor mu her şey Canımın içi seni çok özledim Ben de uzun bir yola gittin farzederim Kandırırım kendimi, ne yapayım Bütün hatıralarıma da saygılar arz ederim Ama unutur muyum asla, niye unutayım
Reklam
"Beni Unut!" Demişsin
"Beni unut!" demişsin, Unutmak aklın işi ey yâr! Ben seni aklımla sevmedim ki onun demesiyle unutayım! Yüreğimle, özümle sevdim seni! Söz dinleseydi yüreğim, zaten sevemezdim!
Ya
Aramak,kanadı her gün kırılan Bir sevda kuşuymuş ülkende senin Yolcular kaybolmuş topraklarında Ufukta gördüğüm bu son ülkenin Dokununca göğün kirpiklerine Yüzünde titreyen bir ay mı buldum Seni arıyorum diye vardığım
Sayfa 189Kitabı okudu
"Beni unut!" demişsin,
Unutmak aklın işi ey yâr! Ben seni aklımla sevmedim ki onun demesiyle unutayım! Yüreğimle, özümle sevdim seni! Söz dinleseydi yüreğim, zaten sevemezdim! "Beni unut!" demişsin,
(Seni baba yapmak mı, bakalım ben kendimi anne yapmak istiyor muyum? Benim düşüncelerim, benim isteklerim, benim sıkıntılarım neler... Bunları bir kez olsun, bir kez, yarım saniye düşündün mü? Sana bir çocuk vereyim, seni baba yapayım demek. Kadınlığımın esas görevini yerine getireyim, karnım şişsin şişsin, ben hamileyken sen beni aldat, oramda yüzlerce yırtık, içim parçalanırcasına çocuk çıksın, şişmanlayayım, şişman kalayım, işten kalayım, işten ayrılayım, hep çocuğa bakayım, onun hastalıkları, onun eğitimi, onun üzüntüleri, kendimi unutayım, sen akşamdan akşama gel, çocuğu sev okşa, arada bir sustur şunu, yorgunum diye bağır... Ve seni baba yapmanın mutluluğunu yaşa... Ben de anne olmanın acısını...)
Reklam
“Hadi beni baba yap artık bakalım!” (Seni baba yapmak mı, bakalım ben kendimi anne yapmak istiyor muyum? Benim düşüncelerim, benim isteklerim, benim sıkıntılarım neler... Bunları bir kez olsun, bir kez, yarım saniye düşündün mü? Sana bir çocuk vereyim, seni baba yapayım demek. Kadınlığımın esas görevini yerine getireyim, karnım şişsin şişsin, ben hamileyken sen beni aldat, oramda yüzlerce yırtık, içim parçalanırcasına çocuk çıksın, şişmanlıyayım, şişman kalayım, işten kalayım, işten ayrılayım, hep çocuğa bakayım, onun hastalıkları, onun eğitimi, onun üzüntüleri, kendimi unutayım, sen akşamdan akşama gel, çocuğu sev okşa, arada bir sustur şunu, yorgunum diye bağır... Ve seni baba yapmamın mutluluğunu yaşa... Ben de anne olmanın acısını...)”
“BENİ UNUT!” DEMİŞSİN
“Beni unut!” demişsin, Unutmak aklın işi ey yâr! Ben seni aklımla sevmedim ki onun demesiyle unutayım! Yüreğimle, özümle sevdim seni!
Turgut yetkili merci rolünde buyurun sizi dinliyorum yalnız fazla vaktim yok sizin gibi birçok insan kapıda bekliyor biraz acele edin ah ben aceleye gelemem acele denince şaşırırım bağırarak Turgut beni dinlemeye mecbursun karşıma insanlık olarak dikilemezsin kimsenin bu hüviyete bürünmesini istemiyorum karşımda artık ben öldüm Turgut ölümle
Seni hatırlatan o kadar çok şey var ki kendimi bu hayatın güçsüzü gibi hissediyorum. Bir insan neden bir insanın aklından hiç çıkmaz ya da olur olmadık saatlerde aklına gelir? Bu saatte insanın aklına gelinir mi diye soruyorum bazen. Cevabım yok tabii ama gelinir işte geliyorsun. Bu hikâyenin mağlubu benim ama galibi sen misin bilmiyorum. Bazen ben de senin aklına geliyor muyum diye düşünüyorum ama hepsi bu işte düşündüğümle kalıyorum. En zoru da hâlâ seviyorum. Çözüme kavuşmaz bu sevda, ben de sana kavuşmam biliyorum. Sevdiğimle kalırım, seninle mümkün değil bazı şeyler. Bu kadar çok şey paylaşmasak daha mı çabuk biterdi acaba? İnsan paylaştıklarını unutmak ister mi? Ben istemiyorum. En sevdiğin rengi neden unutayım ki? Kahveyi nasıl içtiğini mesela... En fazla bunları düşünmekten vazgeçmeyi isteyebili rim ama vazgeçebilir miyim, bilmiyorum. Korkma yazmam bir daha. Yani yazarım da sana değil oraya buraya işte. Sen bir kâğıdın üzerinde yaşarsın artık. En sevdiğin rengi sadece o kâğıt öğrenir. Belki de kahvem dökülür o kâğıdın üzerine... En fazla o olur anlayacağın. Neyse kapatalım bu bahsi. Ben seni aklım başımda sevmiyorum ama güzel seviyorum. Uzak olalım ama güzel kalalım. Bizim yolumuz başkaymış.
Oh, ne âlâ memleket!
— Hadi artık şu spirali çıkar da bir çocuğumuz olsun. Bak durumumuz düzeldi artık, tam zamanı. Bir çocuğumuz mu, durumumuz düzeldi mi? Hangi durumumuz düzeldi? İlk günlerdeki gibi miyiz? Birbirimize dokunuyor muyuz? Konuşuyor muyuz? Birbirimizi beğeniyor muyuz? Hangi konularda anlaşıyoruz, hangi zevklerimiz bir? Durumumuz düzeldi mi? Ha, para olarak düzeldi, doğru, senin için durum para demektir... Düzelmek, para olarak düzelmektir... Ama benim sıkıldığım şeyler seni eğlendiriyor. Senin sevdiğin şeyleri sevmiyorum. Bunun farkında değil misin? Hangi durumumuz düzeldi? "Hadi beni baba yap artık bakalım!" Seni baba yapmak mı? Bakalım ben kendimi anne yapmak istiyor muyum? Benim düşüncelerim, benim isteklerim, benim sıkıntılarım neler... Bunları bir kez olsun, bir kez, yarım saniye düşündün mü? Sana bir çocuk vereyim, seni baba yapayım demek. Kadınlığımın esas görevini yerine getireyim. Karnım şişsin şişsin, ben hamileyken sen beni aldat. Oramda yüzlerce yırtık, içim parçalanırcasına çocuk çıksın, şişmanlayayım, şişman kalayım, işten kalayım, işten ayrılayım, hep çocuğa bakayım, onun hastalıkları, onun eğitimi, onun üzüntüleri, kendimi unutayım, sen akşamdan akşama gel, çocuğu sev okşa, arada bir sustur şunu, yorgunum diye bağır... Ve seni baba yapmamın mutluluğunu yaşa... Ben de anne olmanın acısını...
Sayfa 113Kitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.