Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mükemmellik yok. Sonsuz mutluluk yok. İyi ya da kötü yok. Doğru ya da yanlış yok. Yaşamak var sadece. Yaşamak... Hayatın hakkını vermek... Bir de sevmek. Sevebilmek...
Ellerimiz silah tutuyor. Bir yerlerde akan kana sırtımızı dönüyoruz. Haksızlıklara karşı ve çaresizden yana olamıyoruz. Egolarımızı kendimize elbise olarak dikinmişiz. Bir yetimin başını okşamayı çoktan unutmuşuz. Öfkemiz bazen niçin olduğunu bilmeden şaha kalkıyor. Nitekim ölüyoruz ya da öldürüyoruz ama unuttuğumuz tek bir şey var. Ne peki? Birbirimizi sevmek... Sevebilmek!
Reklam
Bir de sevmek. Sevebilmek...
Mükemmellik yok. Sonsuz mutluluk yok. İyi ya da kötü yok. Doğru ya da yanlış yok. Yaşamak var sadece. Yaşamak... Hayatın hakkını vermek...
Sayfa 195 - Doğan kitap, 20. Yıla özel, 4. BaskıKitabı okudu
Mükemmellik yok. Sonsuz mutluluk yok. İyi ya da kötü yok. Doğru ya da yanlış yok. Yaşamak var sadece. Yaşamak... Hayatın hakkını vermek... Bir de sevmek. Sevebilmek... Bu bir yetenektir işte.
HATIRLAYIN 1. Aşk, kişinin yaşantısının özgürce, bütünüyle teslimiyetini mümkün kılar. 2. Sevebilmek, sevilen için her şeyden vazgeçebilmektir. 3. Aşka değer olmak, başka bir özgürlüğün bütünüyle teslimiyetini taşımaya değer olmaktır. 4. Sevmek, bir aldanış sonucunda insan ırkı konusundaki iddia hakkında gerçekçi olmaktır. 5. Aşk, karşılık beklemeden başkasına özen gösterme kararıdır. 6. Ebeveyn-çocuk ilişkisi aşkın en büyük öğretmenlerinden biridir. 7. Sevmek, başka birine bir söz verme fırsatını takdir etmektir. 8. Aşk, sürekli olarak kişinin kendisini aşmasıdır. 9. Aşk, kişisel büyüme deneyimidir. 10. Mekanik, erotik, tahrikten yola çıkan aşk insanın felsefi doğasına aykırıdır. 11. Aşk, bize insan ilişkilerinin yaşamın özü olduğunu öğretir. 12. Aşk, tarifsiz bir deneyimdir -deneyimlenebilir fakat tanımlanamaz, çünkü bütünüyle eşsizdir. 13. Aşk, tam bir kabullenme durumunda var olur. 14. Aşk, düşmanlarınızı affedebilmektir. 15. Aşk, iki özgürlüğün bir olması deneyimidir.
Sayfa 72
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
Bir kadını sevmek kolaydır, ama bütün kadınları, bütün çocukları, bütün insanları sevmek, sevebilmek...
KENDİNİ SEVMEYİ ÖĞRENMEK "Neden hep yanımdasın?" "Seni sevdiğim için." "Sen beni sevmiyorsun, benim yanımda kendini iyi hissediyorsun."
Sır
Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan, dökmeden sevebilmek. Bugünlerde insanların sevilmeye ama kırmadan dökmeden sevilmeye ihtiyacı var. Güvenebilmeye ihtiyacı var, çünkü güvenin olmadığı yerde sevgi de olamaz. Sabra ihtiyacı var, hemen ilk kavgada ayrılmaya değil, mücadele etmeye. Çünkü sevmek için yürek ama sürdürmek için emek gerek. İnsanların, kendilerini olduğu gibi seven kişilere ihtiyacı var, onları değiştirmeye çalışanlara değil. Ve tabii ki ilgiye... Çünkü ilgi görmeyen her şey ölür, çiçekler bile.
Bir kadını sevmek kolaydır, ama bütün kadınları, bütün çocukları, bütün insanları sevmek, sevebilmek...
Sayfa 134 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sonsuzluk Fikrinin Psikolojik Altyapısı ve Sena'nın Ölmez Tavsiyeleri
İnsanın bu sonsuz evrendeki değer ve yeri düşünülecek olursa, bu gururun ve övünmenin ne kadar gülünç olduğunu anlamakta güçlük çekilmez. Ruh hastalıklarının işaretlerinden biri de, olamıyacak şeyleri istemektir. Aristote'nun dediği gibi, ölmezlik isteği de, olamıyacak bir şeyi istemek demektir. İnsanın doğuşunu sağlayan nedenler kadar da
Sayfa 115-117, Sonuç.
Kaçma. Kendine bakma yürekliliğini göster! «Bana bunları söylemeye ne hakkın var?» Kuşkulu ve kavrayışlı bakışlarında bu soruyu okuyorum. Saygısız ağzından bu sözcüklerin döküldüğünü duyuyorum, Küçük Adam. Kendine bakmaktan korkuyorsun, eleştiriden korkuyorsun Küçük Adam; sana vereceklerini vaat ettikleri yetkiden korktuğun gibi korkuyorsun. Bu yetkiyi nasıl kullanacağını bilemezsin. Başka bir biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilmek düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda. Kendini küçümsüyorsun, Küçük Adam. «Ben kim oluyorum da kendi görüşüm olacakmış, kendi yaşamımı kendim saptayacak ve dünyanın benim olduğunu açıklayacakmışım,» diyorsun. Haklısın; sen kim oluyorsun da kendi yaşamın üzerinde hak sahibi olmak isteyeceksin? Kim olduğunu şimdi söyleyeceğim sana:
"Usta" dedi. "Hı?" "Hiç sevdin mi?" Usta sanki bu soruyu bekliyordu. Acı acı güldü, başını sallamakla yetinmek istediyse de, Kemal bırakmadı: "Ha? Sevdin mi hiç?" "Sevdim yavrum." Kemal bunu beklemiyordu işte. Demek yüzü kupkuru, baştan aşağı sinir bu adamda da sevecek bir yürek vardı? "Kimi sevdin?" "Kimseyi, ama herkesi!" "Anlamadım." "Anlayamazsın da. Bir kadını sevmek kolaydır, ama bütün kadınları, bütün çocukları, bütün insanları sevmek, sevebilmek..." "Mümkün mü bu?" "Pek çok yürek için mümkün olmayabilir henüz, ama öyle yürekler vardır ki, insanlığı topyekun severler, sevebilirler, sevmeden edemezler!" "Nasıl?" "Nasıl değil mi? Haklısın. Benim sevmemde, daha doğrusu bu türlü seven yüreklerde tek kadını olduğu gibi, kucağına oturtup okşamak yoktur. Öyle bir düzen için çaba sarf ederler ki, insanlar kadın kadın, erkek erkek, çocuk çocuk mutlu olsunlar, dünya nimetleri önlerine bir kardeş sofrası gibi açılıp saçılsın. Bilmem anlatabiliyor muyum?"
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.