Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Selam Olsun!
Biz Herakleitos'tan, Pascal'a, Spinoza'dan Heidegger'e, Bergson'dan Augustinus'a, Tanpınar'dan Peyami Safa'ya, zamana, boşluğa, içinde bulunulan dehlize, girişe, çıkışa, katmanlara, içinde yüzülen hale, ani fark edişlere, fark edip çark edişlere, bunların, insanın içinde sessız bir mana alması için sessiz duyuruşlarda bulunan büyük şairlere; Borges'e, Celan'a, Rilke'ye, büyük ustalar Breguet'ye, Şeyh Dede'ye, John Arnold'a, Süleyman Leziz'e, John Harrison'a, Eflaki Dede'ye, George Graham'a ... İsmini bildiğimiz, bilmediğimiz, bilmemenin ayıbını taşıdığımız, ayıp taşımayı bile beceremediğimiz, gözümüzü açan, fikrimize vuzuh veren yaşamış, üretmiş, çabalamış, yapmış, yaşlanmış, yaşlanamadan yaş ve çağ almış, üzerine düşeni fazlasıyla değil; gelmiş gelecek herkes adına yapmış bu nasipli insanlara çok çok borçluyuz... Hepsine sonsuz şükranlar, selamlar. Terleyenlere, yorulup tükenenlere, her şey ve herkes adına muztarib olanlara selamlar ...
Kalpten silinmesin
“Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehulhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir." (Allah'tan başka ilâh yoktur, tektir, ortağı yoktur. Varlığın mülkü O'nundur, hamd O'na mahsustur, O her şeye Kadir'dir)
Sayfa 310Kitabı okudu
Reklam
Yeryüzü Aşkın Yüzü
Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın büyük ustaları
Vay arkadaş!
Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket. Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatın, hayrın ve güzelliğin. İnsan ruhunda bu üç şeye götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu ve irade. Zeka üç yerde kullanılır: Kazanmada, hilede, ilimde. Duygunun üç dünyası vardır: Sanat,
Gerçekte ne hissettiğimizi ve ne yapmak istediğimizi kendimizden saklarız. Bu düşün­celerden bazıları şiddet içerir, pek çoğu ise cinsel içeriklidir. Açığa çıkarılamayacak kadar tehlikelidirler. Zihin onları bastırır, bilinçdı­şının derinliklerinde tutar. Bunların çoğu, biz henüz küçük bir çocukken şekillenir. Bir çocu­ğun hayatındaki ilk olaylar yetişkinlikte yeni­den ortaya çıkabilir. Örneğin Freud, erkeklerin hepsinin, babalarını öldürmek ve anneleriyle birlikte olmak gibi bilinçdışı bir isteğe sahip olduğuna inanıyordu. Bu, adını Yunan mitoloji­sinde kehaneti gerçekleştirerek babasını öldü­ren ve annesiyle evlenen (iki durumda da böyle yaptığının farkında değildir) Oedipus'tan alan Oedipus kompleksidir. Erken döneme ait bu utandırıcı arzu, bazı insanların hayatını onlar farkına bile varmadan şekillendirir. Zihindeki bir şey, bu karanlık düşünceleri tanımlanabilir bir biçimde yüzeye çıkmadan durdurur. Ancak bu ve diğer bilinçdışı arzuların bilinçli hale gelmesini engelleyen bu mekanizma, tamamen başarılı olmaz. Düşünceler kılık değiştirerek kaçmayı başarır. Örneğin rüyalarda ortaya çı­karlar.
Sayfa 263 - Gizlenen Düşünceler - Sigmund Freud
el-KADR SÛRESİ
1 Muhakkak Biz onu (; o ebedî mucize olan Kur’ân-ı Kerîm’i) Kadir Gecesi’nde (Levh-i Mahfûz’dan, birinci kat semaya) topluca indirdik! 2 Kadir Gecesi’nin ne (kadar büyük bir gece) olduğunu sana bildirmiş olan şey de nedir? (Kimse bilemez ki bildirsin! İşte şimdi Ben sana bildiriyorum ki;) 3 Kadir Gecesi(, içerisinde Kadir Gecesi bulunmayan) bin aydan daha hayırlıdır! (Bu nedenle onda yapılan salih bir amel, seksen üç sene dört ay boyunca sürekli yapılan bir amele denk olmaktan öte, ondan daha faziletlidir!) 4 Melekler de, Rûh (diye adlandırılan Cebrâîl (Aleyhisselâm)`) da (o geceden bir dahaki seneye kadar takdir edilmiş olan) her önemli işten dolayı Rablerinin izniyle onda iner de iner. 5 Fecir doğuncaya (ve tan yeri ağarıncaya) kadar (melekler karşılaştıkları her imanlı erkek ve kadına selâm verdikleri için,) o (gece) ancak bir selâmdır/(Başka zamanlarda Allâh-u Te`âlâ hem bela hem de selâmet takdir ederken,) o (geceki takdirler), fecir doğuncaya kadar ancak bir selâmettir/!
Sayfa 598 - el- KADR SÛRE-İ CELİLESİKitabı okuyor
Reklam
Ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey, Allah'tan gizli kalmaz. (Al-i İmran Suresi 5. Ayet)
Kişinin kıldığı namaz, eğer onu fuhşiyattan/ kötü şeylerden ve münkerlerden/ yasaklanan işlerden uzaklaştırmıyorsa, bu, onun Allah'tan uzaklaştırmasından başka bir şey sağlamaz.
Sayfa 37 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Kendilerine müslüman ismini veren bazı insanlar var ki, Allah (Subhabehu ve Tealâ)'nın hükmünü istemeyen, mal, mülk ve iktidar sahipleri karşısında hayata ve dünya malına olan düşkünlükleri ve korkuları yüzünden sus pus oluyorlar. Bu durum, her zaman ve mekanda, din adamlığını meslek edinen bazı insanlar için de geçerlidir. Bu adamlar, Allah'ın ayetlerini, hayat metodunu ve düsturunu düşük bir metâ karşılığında satıyorlar. "Ayetlerimizi az bir ücret karşılığı satmayın." (2 Bakara/41) Bunlar, bâtıldan korkarak susmayı yeğlerler. Ya da küçük bir rütbe, görev, ünvan ve fayda karşılığı Allah'ın dinini tahrif ederek zorbaların meşruluğunu gösteren fetvalar verirler. Allah'ın dinini satmak suretiyle cehennemi satın alırlar. Güvenilen birinin ihanetinden daha alçak ve koruyucu konumunda olan birinin, bozguncu olmasından daha çirkin bir şey yoktur. Din adamları unvanını taşıyan bu insanlar, korumaları gereken dine ihanet edip onun hakikatini gizliyorlar. Bunlar, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemek karşısında sustukları gibi Allah'ın kitabına rağmen, kelimelerin yerlerini değiştirerek iktidar sahiplerinin arzusuna uygun fetvalar çıkarıyorlar. Allah'ın dininin davetçileri, yüklendikleri mesajı sunarken mahlukatı hesaba katarak davranmamalıdırlar. Kendilerini tebliğ, amel ve uygulama için gönderen yüce Allah'tan başkasından korkmamalıdırlar. "Allah'ın risaletlerini tebliğ edenler, ondan korkarlar. Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar." (33 ahzap/39)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.