Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Geleceğin Geleceği ve Sibernetik Savaş
Çünkü mantık önce duygusal olarak algılamak ve bunu inkar etmemektir!
Sayfa 494 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Krediyi elinde tutan uluslararası örgütler yoksul ülkelere ve bütün ülkelerin yoksullarına karşı eli kanlı bombaları bile utandıracak profesyonel bir soğukkanlılık ve dokunulmazlıkla terör uyguluyor. Sahtekarların sokaklarda boş bulunanları avlayarak uyguladıkları üçkağıtçılık sanatı , başarılı bir politikacı yeteneğini ortaya koyduğunda yüce bir
Reklam
20. ve 21. yüzyılda yüksek teknolojik süreçlerin daha da ilerlemesi ahlâki sorumluluğu zayıflatabilir. 21. yüzyılda gen bilim, sibernetik ve nano-teknolojik çalışmalar üzerinden bedeni ve zihni güçlendirmek ve ölümsüzlüğü gerçekleştirmek isteyen insan, güç elde ederek öncelikle kutsal olandan kopup kutsaldan ve kutsalın yüklemiş olduğu mükellefiyetten kurtulmak ister. İnsanı beden-zihin dualitesinden kurtarıp imsanı makinede yaşatma (tekillik) çabası mânâ düzlemini geriletecektir. Kucaklayamayan, göz göze gelemeyen, jest ve mimiksiz insanın mânâ dünyası zayıflayacaktır. Manâ veya metafizik düzlemini yitiren insanın mükelleflikten kurtulması olağan bir süreçtir.
Sayfa 123 - Ahmet DağKitabı okudu
Transhümanizm, ölümü de aşarak tüm dinlerde olan uhrevi düzlemde “hesap verme”yi ortadan kaldıracağım düşünerek hem dünyada yapılan “haram” eylemlerin hesabından hem de bu eylemlerin cezası olan ahiret hesabından da kurtulacağını düşünen ateistik ve materyalist bir yapıdır. Transhümanizmde, zekâsı tekillikle güçlendirilen yeni insanın “mesuliyet” durumu tartışılmamaktadır. İnsanlık tarihinde şimdiye kadar olmayan düşünen ve eyleyen sibernetik ve robotik varlıklarla birlikte yaşayacak. İnsan ve robotik varlıkların birbirine karşı mesuliyeti yeni hukuki ve etik mevzuları meydana getirecektir. Yeni zekâ türleri oluşturarak —yenivarlık, hayat ve eylem-davranışların olduğu, “sorumluluğun” azaltıldığı eylem ve davranışların görüldüğü bir dünyada sorunlar daha da artacaktır.
Sayfa 124 - Ahmet DağKitabı okudu
üç kere üç dokuz eder bilirsin birin karesi birdir kare kökü de bilirsin "mutlu aşk yoktur" bilirsin ama baharda ya da dışarda sonsuz göğün altında aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur #Sibernetik
"Yirminci yüzyıl bilimin altın yılı olmuş olabilir:
Albert Einstein
Albert Einstein
,
Stephen W. Hawking
Stephen W. Hawking
ve görelilik çağı;
Max Planck
Max Planck
,
Werner Heisenberg
Werner Heisenberg
ve kuantum teorisi çağı; Watson,
Francis Crick
Francis Crick
, Sanger ve moleküler biyoloji çağı; Turing, von Neumann ve bilgisayar çağı; Wiener, Shannon ve sibernetik çağı; levha tektoniği ve kayaçların radyoaktif tarihleme çağı; Hubble'ın Kırmızıya Kayma'sının ve Hubble uzay teleskobunun çağı; Fleming, Florey ve penisilin çağı; inişlerinin ve (yüzleşmekten kaçmayalım) hidrojen bombasının çağı. George Steiner'in belirttiği gibi, şu anda çalışmakta olan bilim insanı sayısı, geçmiş yüzyıllardakilerin tümünün toplamından daha fazladır. Ancak aynı zamanda (bu resme korkutucu bir açıdan baktığımızda) günümüzde hayatta olan insan sayısı, tarihimizi kaydetmeye başladığımızdan bu yana yaşamış ve ölmüş tüm insanların sayısından fazladır."
Sayfa 75 - Kuzey Yayınları - Bilim ve Duyarlılık
Reklam
196 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bilimkurgu Kulübünün üçüncü bilimkurgu öykü seçkisi yayımlanır yayımlanmaz Tevfik Uyar'ı okumak için öykü seçkisi temin ettim. Yedi yıl aradan sonra Türk Bilimkurgu Edebiyatı'nın Taçsız Kralları olan Tevfik Uyar ve Murat Kaya Beşiroğlu arasındaki rekabeti merak ettim. Bir de korku gerilim öykü seçkilerinden tanıdığım isimler (Özlem
Arz Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Arz Cephesinde Yeni Bir Şey YokKolektif · Fihrist Kitap · 202316 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Spekülatif kurgunun önde gelen isimlerinden Amerikanlı yazar Willam Gibson,1984 yılında yayımlanan “ Neuromancer “ Cyber-punk romanı Nebula,Hugo ve Phılıp K.Dıck Ödüllerine layık görüldü. 1986 yılında Kont Sıfır, 1988 yılında da Mona Lisa Aşırı Yükleme adlı kitaplarıyla “Sprawl Üçlemesi’ni” tamamlamış oldu. Siberpunk ‘ın babası ve Siberuzay deyişini icat eden Gibson,Neuromancer’ı okurları beğenmeyecek kaygısıyla giriş kısmını on iki defa yazmış olması bence okuruna değer verdiğinin göstergesi. Peki, merak uyandıran fütüristik distopik dünyanın girişi nasıl mı? Japonya'nın yeraltı mekanlarında geçen konuşmalarla kitabımıza başlıyoruz. Başkahramanımız yetenekli bir bilgisayar hacker'ı .İşverenlerini soymaya kalkınca yetkililer tarafından yakalanıp vücuduna sinir sistemini çökerten toksik madde aşılarlar. Siberuzay'a girme yetisini kaybedip iş yapamaz hale gelir. Esrarengiz kişiler (sibernetik korumaları ) tarafından yolları kesişir ve vücudundaki zehirli toksikleri temizleyeceklerini ama karşılığında onlar için çalışmasını şart koşarlar…Hikayemiz böylelikle başlamış oluyor. Willam Gibson,insanlar üzerine yapılan manyetik çalışmaların psikolojik etkilerini, doğurduğu sorunları,teknolojinin sınırsızlığını irdeleyerek siberuzayı gözümüzde canlandırıp aktarıyor.Okurken zorlayan ama bilim-kurgu severlerin heyecanla okuyacağı bir kitap diyebilirim.
Neuromancer
NeuromancerWilliam Gibson · İthaki Yayınları · 2023305 okunma
Seksüel robot sayesine özgurleşebiliriz
lnternetten bakılan seksüel resimler taş kokain kadar zorlayıcıysa, son yirmi yıldır vaat edilen orgazma yardımcı giysilerin yardımıyla 'sanal seks'in icat edilmiş en bağımlılık yapıcı boş za- man amacı olacağından emin olabiliriz. Gerçi bilim-kurgu yazarlarının sevdiği türden bir sanal seks ihtimali henüz söz konusu değildi. Dünyanın en ateşli robot propagandacılarından biri olan Reading Üniversitesi'nde sibernetik profesörü Kevin Warnick, koluna ameliyatla deneysel bir chip koydurmakla kalmamış , böyle bir cihazla deney yapması için karısını ikna etmeyi de başarmıştır. iki chipten internet üzerinden bilgi aktarımıyla, çift biraz telepatiyi andıran bir etkileşimi bir ölçüde sağlamıştır. Prof Warnick böyle insan robotların içinde gelecekte seksüel imkanlar olacağına inanan bir bilimcidir. Bir seksüelpartnerin tam olarak ne hissettiğini elektronik aletlerle güvenilir şekilde izleyebilirsek, seks adına çok ilginç sonuçlar ortaya çıkacağını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sayfa 350 - AgoraKitabı okudu
Firestone’un The Dialectic of Sex (Cinsiyetin Diyalektiği, 1972), cinsiyet ayrımı açısından sosyal ve tarihsel süreçlerin o zaman bile çok çaba isteyen açıklamasına girişti. Firestone, sosyal sınıf ye­rine cinsiyet kategorisini koyarak kadının rolünü incelemek için Marksist teoriyi uyarladı. Firesto- ne’a göre cinsiyet ayrımları sadece şartlanmadan değil biyolojiden de kaynaklanıyordu. Kadınların bebek doğurabilme gerçeği, “biyolojik aile” dediği kurum içinde “doğal bir iş paylaşımı”na neden olmuştur. Çocuk doğurarak kadınlar, sürekli biyolojinin merhametine bağlıdır ve dolayısıyla ço­cuklar gibi fiziksel açıdan hayatta kalmaları için erkeklere bağımlıdırlar. Yine de Firestone, ataer­killiğin doğal veya kaçınılmaz olduğunu kabul etmiyor. Ona göre kadınlar, biyolojik doğalarını aşabilirler ve “Havva’nın laneti’nden kaçabilirler. Firestone, modern teknolojinin kadınları hami­lelik ve doğum yükünden kurtararak gerçek cinsel eşitlik umudunu getirdiğine inanıyor. Hamile­ lik, doğum kontrolü ile engellenebiliyor veya kürtaj ile sonlandırılabiliyor; ancak yeni teknolojiler, ayrıca, test tüplerinde yapay üretim ile hamileliği önleme ve çocuk yetiştirme sorumluluklarını sosyal kurumlara devretme imkânı da sağlıyor. Başka bir ifadeyle biyolojik üretim süreci, siberne­tik kullanılarak laboratuarlarda gerçekleştirilebiliyor ve böylece kadınlara tarihte ilk defa biyolojik aileden kaçma ve erkeklerin gerçek eşitleri olarak topluma katılma şansı sunuyor.
766 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.