Ne büyücü ne falcı ne bir sihirbaz ben arkadaş candaş sırdaş gönüldaşım sana.
Eski Türk topluluklarında şamanlığa benzer bir inancın varlığına ihtimal verdirecek hiçbir kayıt mevcut değildir. Altay Türkleri tarafından bugün «şaman» mânasında kullanılan Kam sözü, Gy. Németh'in araştırmalarına göre, hiç olmazsa 5. yüz yıldan beri yaşamaktadır. Avrupa Hunları tarihinde Atakam ve Eşkam adlarında iki «şef» den bahsedilmiştir. Buradaki «kam» hecesi «din adamı»nı anlatan bir tâbir ise, bu, «şaman»ı değil, fakat eski Türk dininin temsilcisi mânasını ifade etmiş olmalıdır. Çünkü Hunların örf ve âdetleri hakkında oldukça geniş bilgi veren Lâtin (meselâ, A. Marcellinus, 4. yüzyıl sonları) ve Germen (meselâ, Jordanes, 6. yüzyıl ortaları) yazarların «Hunların dinî törenleri yoktur» diyecek yerde, garip ve ilgi uyandırıcı şaman âyinleri ve şamanik telâkkilerden haber vermeleri beklenirdi. Hükümdar âilesinin Budizmle yakın ilgisine rağmen Tabgaçlarda (5. yüzyıl) şamanlığı hatırlatan bir şey yoktur. Uygurlarda (8-11. yüzyıl) bile bu hususta açık bir delile tesadüf edilmez. Hattâ Uygurlarda kam sözü, «din adamı» değil, büyücü, sihirbaz mânalarında kullanılmıştır. Orhun kitabeleri dahil, şimdiye kadar ele geçen Gök-Türkçe yazılı metinlerde ne umumi olarak «din adamı» manasında, ne de «şaman» mânasında kam kelimesine rastlanmadığı gibi, bütün bu vesikalarda şamanlığı îma eden bir kayıt bulunmamıştır. Bundan dolayı, Gök-Türkler zamanında bile Türk dinî itikadlarını gelişi-güzel şamanlık telâkki etmenin tehlikesi üzerine dikkat çekilmiş idi.
Sayfa 40 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Artık dünyada ne sihirbaz vardı, ne de sihirli değneği kestikleri ağaç. En iyisi açıkça konuşmaktı.
Sayfa 159Kitabı okudu
Sihir nedir bilir misin?" Başını kaldırmış küçük kız, umutsuzca bakmış, "Bilirim tabii ya. Sihir bir tozdur. Eline alıp üflersin, dediğin şey gerçek olur." Keyifle gülmüş şövalye. "Bunlar yalan," demiş, "Sihir senin kalbindir. Kalbinin içidir. Kalbinin içinden öyle çok istersin ki istediğin gerçek oluverir birden. İşte gerçek sihir budur." Küçük kız şaşkınlıkla gözlerini açmış, “Nasıl yani, o zaman hepimiz sihirbaz mıyız?" Başını sallamış şövalye, "Evet,” demiş, "Hepimiz sihirbazız."
Sayfa 284Kitabı okudu
Anlaşılıyor ki bu yazar bir gördüğünden bin çıkarmasını, bir dinlediğine bin eklemesini bilen mahir sihirbazlardan biridir. Türk ruhuna yabancı ve uzak olmayan bir sihirbaz…
Ben bir sihirbaz gibi dokunarak insanlari degistirmek veya onların canlarını yakmak ,onlarda izimi bırakmak , onları guzelleştirmek istiyorum.
Reklam
Kış denilen billur gözlü sihirbaz, gümüşten asâsıyla beni ihata eden şeylere dokunur dokunmaz, nâgehân, somaki mermerden bir kasır içine girmiş gibi oldum. O andan beri, başım üstünde sema zebercetten daha donuk ve daha sert bir kubbedir. ~Yakup Kadri~
Bir insanın beklerken yapabileceklerinin sınırı yoktur. Bazıları devlet başkanı, bazıları sihirbaz, bazıları da deli olur sıkıntıdan.
Hayatının her alanını planlar içine alırsan, yapacağın veya yapmak istediğin her şey için vakit bulabilirsin. Hiçbir şey eksik kalmaz. Planlı ilerlersen, aileni de memnun edersin. Kimse sorun çıkartmaz. Belli saatlerde belli faaliyetler yapmalısın.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bir gün ünlü biri olduğunda ailen ve sevdiklerinin dışında, hayranlar ve taraftarlardan da kaçma. Kendini toplumdan uzaklaştırma. Oynadığın futbolu izleyenler, beğenenler ve seni sevenler olmazsa sen de yoksun, unutma. Ünlü olduğun basamaklara ulaşana kadar geldiğin yolu, o yolda tanıdıpın insanları ve o süreçte sana daime destek olanları sakın unutma. Yola çıktığın yeri unutma.
Reklam
Her zaman sahaya odaklanmaya devam etmeli ve dikkat dağıtan her şeyi yok saymalısın. Sahada tüm yeteneklerini ortaya koy ve kendini eğit. Her zaman ailene, eğer bir ailen yoksa seni yetiştiren, bakan insanlar varsa onlara ve eğitmenlerine bağlı kal. Onlara güvenmen gerekiyor. En yakın arkadaşlarını da daima yanında tutmaya özen göster. Onları önemse. Tüm bunları yaparsan kendine bşr şans tanımış olacaksın.
Sosyopatlar, ya da psikiyatristlerin deyişiyle “antisosyal kişilikler” şahsi kazanç uğruna yaşamboyu aldatmaca sergilerler. Pişmanlık ve empatiden yoksundurlar ve başkalarını incitme ve kötü davranmayı rasyonelleştirmede sihirbaz gibidirler. İnsanlar genelde sosyopatların hırsız, cani veya katil gibi alışılmış suçlular olduğunu düşünür. Oysa zeki sosyopatlar bazen hiç yakalanmazlar ve büyük şirketlerin, milyar dolarlık saadet zincirlerinin başına geçerler. Bir işte dikiş tutturamayan, uzun vadeli ilişki sürdüremeyen ve sonunda çoğunlukla kendini hapiste bulanlar, genelde yeterince organize olmayı bilmeyen sosyopatlardır.
"falcı, büyücü, sihirbaz veya benzeri adlar taşıyan, tanrısal ve insani yasalar tarafından mahkum edil­miş işe yaramaz mesleklere mensup olanlar, söylevleri ve uy­gulamalarıyla ve dinin en kutsal şeylerine ettikleri hakaret­lerle halkların zihnini yozlaştırmakta ve onlara hastalık bulaştırmaktadırlar"
Sayfa 144 - pdf _imge yayinlari,1/ci kitapKitabı okuyor
İmkânsızlıklarla çöplük içinde oynardık. Bir şeyler yapılmalıydı. Benimki gibi bir çocukluk yaşayan, imkânsızlıklar ve zorluklar içinde başarmaya çalışan her çocuk için elimden geldiğince bir şeyler yapmalıydım ve yaptım.
Bir gün bana "Para ve şöhretten daha değerli bir şey var senin hayatında," dedi. Ona ne olduğunu sordum. Bana "Sensin. Senin mutlu olman, her şeyden değerli. Bu yüzden eve dönüyoruz," dedi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.