Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben insanları çok iyi bilirim. Onlarda bir Süleyman vardı, bütün yaratığın dilini bilir, sihirbaz bir kişiydi, onun gününden beri biz insanlarla birlik olduk. Ben onları bildim bileli nereye burunlarını sokmuşlarsa berbat etmişlerdir. Çok övüngen yaratıklardır, bir yaparlarsa bin övünürler. Sonracığıma da kendilerini evrenin kilidi sanırlar. Hepsi de az çok delidirler. Sonra da o insanlar var ya, bizim gibi değildirler, onlar ölümlüdürler. Ölümlü olduklarını bilip, ölüm karşısında delirmişlerdir. Bu yüzden doğaya, kendi kendilerine, yıldızlara her şeye kinle bakarlar. Sevgileri tükenmiş. Sevmeyi unutmuşlar, yaşam sıcaklığını yitirmişlerdir.
Sayfa 79 - YKY
“Kader sihirbaz, zaman sihir. Kader örümcek, zaman ağı.”
Sayfa 265 - Karla - BEŞİNCİ KİTAP - YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM - Artemis Yayınları - 1. Basım - Kasım 2016, İstanbulKitabı okuyor
Reklam
SİLİNDİR ŞAPKA
Bir sihirbazın oyunlarını seyretmek de aynı şeydir. Gördüğü­ . müzün nasıl mümkün olduğunu kavrayamayız. Sihirbaz iki beyaz ipek mendili yaşayan bir tavşana nasıl dönüştürebilir, diye sorarız. Sihirbazın boş bir silindir şapkadan tavşan çıkarması nasıl anlaşılamaz bir şeyse, birçok insan için de dünya böyledir.
"Bir insanın beklerken yapabileceklerinin sınırı yoktur. Bazıları devlet başkanı, bazıları sihirbaz, bazıları da deli olur sıkıntıdan. Bense en üstün yaratık olduğumu kanıtlamak için kendime, hiçbir şey yapmadan bekliyorum."
"İnsan istediği kadar PLAN yapabilir, ancak ŞARTLAR adlı sihirbaz devreye girip de meseleyi ele alıncaya kadar hiçbir sonuç elde edemez."
Sayfa 129Kitabı okudu
Bakire Kanı
"Şunu merak ediyorum: Bu kanın, kafayı çekip duvarın dibinde sızmış yaşlı bir fahişenin kanından üstünlüğü nedir?" "Hiçbir üstünlüğü yok" dedi sihirbaz dudaklarında samimi bir gülümsemeyle. "Ancak aynı işi kolayca elde edilen domuz kanının da gördüğü bilinseydi, o zaman ayaktakımı sihirbazlık deneylerine girişirdi. Ama ayaktakımı seni çok etkileyen bakire kanı, ejderha gözyaşı, beyaz örümcek zehri, kıyılmış bebek parmakları ya da gece yarısı mezarından çıkarılmış ceset suyu bulup kullanmak zorunda kalırsa bu işe kalkışmaktan genelde vazgeçer."
Sayfa 127 - PegasusKitabı okuyor
Reklam
Oyyy
“Zevk meselesi,” dedi sihirbaz. “Bir de alışkanlık. Birini tiksindiren şey, ötekini etkilemiyor. Sen neden tiksinirsin, Ge­ralt? Duyduğum üzere, çürümüş şeylerin ve çerin çöpün içine para karşılığında boğazına kadar girip bata çıka ilerleyen biri neden tiksinir? Bu soruyu lütfen hakaret ya da kışkırtma olarak görme. Bir Witcher’da neyin tiksinti yarattığını gerçekten merak ediyorum.” “Şu uzun şişede örneğin el değmemiş genç bir bakirenin âdet kanı yok mu, Istredd? Senin gibi ciddi bir sihirbazın bu değerli sıvıyı damla damla toplayabilmek için elinde şişeyle kaynağın başına oturmuş olarak düşünmek beni tiksindirir örneğin.”
Sayfa 126 - PegasusKitabı okuyor
Kun fe-yekûn (O 'ol' dedi, o da oluş sürecine girdi) ibaresi, Kur'an'da tam dokuz ayrı yerde gelir. Bu ibarelerin hepsi de , Yaratıcının varlıkları bir süreç içinde yarattığı hakikatine delalet eder. Bu, değişmez bir sünnetullah ve ilahi kader /ölçüdür. Bu yüzden "Ol dedi, o an oldu " anlayışı sünnetullaha aykırıdır. Bugüne kadar yaratılışa dair elde edilen kâinat kitabına ait bulguların tümü, "ol dedi, o an oldu " yanlış algısını değil, "ol dedi , oluş sürecine girdi " Kur'ani ifadesini doğrulamaktadır : " Bir işin olmasını murat ettiğinde, ona sadece "ol" der ve o da oluş sürecine girer ". Kur'an'da dört yerde gelen bu ibarelerin tümünde kullanılan kelime fe-yekûn şeklindedir. Bu muzari fiildir. Muzari fiil 'şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman' olmak üzere üç zamanı birden içerir. Dolayısıyla kun fe-yekûn ibaresini "ol dedi oldu" şeklinde anlamak düpedüz tahriftir. Doğru karşılık "ol dedi, oluş sürecine girdi" şeklindedir. "Ol dedi" nin arkasını ayete aykırı olarak "oldu" şeklinde kurmak, Yaratıcı ile sihirbazı karıştırmaktır. Yaratıcı sihirbaz değildir. Onun sünneti vardır.
Astrologların sihirbaz şapkalarında en azından yarım düzine değişik horoskop dizgesi vardır. Bunların hepsi değişik sonuçlar, dolayısıyla değişik yorumlar verecektir. Müşteriye biri olmazsa diğeri mutlaka inandırıcı gelecektir!
Sayfa 61 - İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları
Sosyopat (antisosyal kişilikler) nedir sosyopat kime denir.
Sosyopatlar, ya da psikiyatristlerin deyişiyle "antisosyal kişilikler" şahsi kazanç uğruna yaşam boyu aldatmaca sergilerler. Pişmanlık ve empatiden yoksundurlar ve başkalarını incitme ve kötü davranmayı rasyonelleştirmede sihirbaz gibidirler. İnsanlar genelde sosyopatların hırsız, cani ve katil gibi alışılmış suçlular olduğunu düşünür. Oysa zeki sosyopatlar bazen hiç yakalanmazlar ve büyük şirketlerin, milyar dolarlık Saadet zincirlerinin başına geçerler. Bir işte dikiş tutturamayan uzun vadeli ilişki sürdüremeyen ve sonunda çoğunlukla kendini hapiste bulanlar genelde yeterince organize olmayı bilmeyen sosyopatlardır. Erkeklerin %6'sını kadınların %1'ini etkileyen ileri sosyopatinin nedeni bilinmiyor. Bu rahatsızlık çocuklukta başlar yangın çıkaran ya da hayvanlara işkence eden çocuklar sosyopattır. Bu durum yetişkinlikte de kronik yalancılık ve aldatma eğiliminde devam eder ve ömür boyu sürer.
Sayfa 257Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.