Uzaktadır her şey; gökyüzü, deniz.
Her an peşimizden koşan gölgemiz,
Özlenen limanlar, yanan yıldızlar.
Uzaktadır her şey; anneler, kızlar...
Uzaktadır her şey, hep... yalnız ölüm,
Her yerde, her an yakınımız ölüm
Atlar vurulduğu vakit yoldaki akislerine
Ayaklarını ver; kendiminkilerin üzerinde duramıyorum
Allahım kalbimin kırıklarını al
Ya da kalbimi
Kan tutuyor boğuluyorum
Dünyadan hıncımı alamadım
Murat değil kastettiğim
Başka bir şey
Kader yazıldığı gibi okunmaz lügatimizde
Nasıl seslensem, ne desem bilemiyorum
İmgeler kurban istiyor
Yüzümü bahara
Senin ilk gözlerine bakarken!
O an kendimi senin gözlerinde öldüğümü zanettim...
Sonra anladım ki!
Sen beni kefensiz görmüşsün;
Ben bir daha hiç gözlerine bakmadım,
Koca üç sene boyunca her gün o gözlerden öldüğümü hissettim;
Ve şu an ise uykusuzum,
Biliyorumusun!
Ne çok zaman geçti değil mi?
Hala aynı yerde seni bir şiir de anlatıyorum...
Sende kaçtım ya,
Sense gelip benim yanımda oturdun,
Sen gülerken!
Ben ağlıyorum;
Sana gitt diyemem,
Takattim kalmadı...
Duygularım ise senden isyankar çıktı,
Bense onlardan yaşlı oldum,
Gece de bırakmıyor yatıyım;
Yorgun bir sevda emektarı oldum.
Sen şiir oldun hayatımdan,
Bense senin hayatında unutulmuş sıradan bir insan;
Ne tuhaf değil mi!
XIX İLKGENÇLİK
İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir.
Kendi içime
Ablamda birkaç kitabını gördükten sonra her yerde görmeye başlamamla denk gelmiştim. Ve yorumlar genel olarak o kadar iyiydi ki "Umarım abartmıyorlardır çünkü çoğu zaman genele göre alıp hayal kırıklığına uğruyorum." diye içimden geçirmiştim. Ablamda okumam için ısrar ediyordu ve "Çok seveceksin." diyordu -üzgünüm- ama şiir ve
26.04.2024
23 Nisan günü KARAKOÇ'un kabrine gittik babamla. Şu adam yaşasaydı şu ülkeye, tek başına muhalefet olarak yeterdi dedi. Bence sen de yetiyorsun dedim :)
Mekanı cennet olsun, inşallah dediği gibi yaşamış öyle vefat etmiştir. İnşallah diyorum çünkü gaybı yalnız Allah bilir ve bir insanın gerçekte nasıl biri olduğu da kesinlikle
Kaydedilen ilk din eski Mezopotamya diniydi. Mezopotamya halkı dünyanın geniş bir boşlukla, yani cennetle çevrelenmiş düz bir disk gibi olduğuna inanıyordu. Ayrıca evrenin uçsuz bucaksız bir denizden doğduğuna, suyun yukarıda, aşağıda, yanlarda her yerde olduğuna inanıyorlardı. Üstelik Mezopotamya'nın dini çok tanrılıydı. Yukarıdaki inançlar
Öfke nüfuz ederken şiddetle damarlarımıza ve kırmak birbirimizi başka her şeyden kolayken akıl etsek keşke o an ölümü ve ayrılığı ölümü düşünen insan kendini nasıl önemser? ne daha önemlidir mahkeme-i kübradan! ölüm fikri en büyük ego terbiyecisidir ölümün olduğu yerde öfke hükmünü yitirir.
Anlaşmak mesele değil elbet bir yolunu buluruz sen önce bir abdest al bunları sonra konuşuruz.
Bazı şairler vardır, kalemlerine öyle tutulursun ki senin için bir yaşam tarzı haline gelir dönüp dönüp onu okumak. Sanki hiç bitmeyeceği düşünülen sevdalar gibi bitmeyeceğini düşünürsün ondan okuyacağın dizelerin.
Geçtiğimiz günlerde kitap alışverişine çıkmıştım. Gözüm hemen şiir bölümüne gitti. Ve Tabii Şükrü Erbaş'lara.
Öfke nüfuz ederken şiddetle damarlarımıza
ve kırmak birbirimizi başka her şeyden kolayken
akıl etsek keşke o an ölümü ve ayrılığı
ölümü düşünen insan kendini nasıl önemser?
ne daha önemlidir mahkeme-i kübradan!
ölüm fikri en büyük ego terbiyecisidir
ölümün olduğu yerde öfke hükmünü yitirir.
Anlaşmak mesele değil elbet bir yolunu buluruz
sen önce bir abdest al bunları sonra konuşuruz.
Yazarlık Yolunda
1. Yazı hakkında öğrendiğiniz her kuralı not edin. Bun- lar, "bir cümleye daima büyük harfle başlayın" ya da "hikâyede ilk olarak zamanını ve mekânını hatasız olarak kurgulayın" gibi her türlü kural olabilir. Bu kurallardan ya en çok ya da en az hoşunuza gideni seçin ve o kuralı çiğneyin. Bir şiir, hikâye ya