Biz ki, ustasıyız
Vatan sevmenin
Umut, saklımızda ölümsüz bayrak
Kırmızı - kırmızı
Dalga - dalgadır...
Beni gözlerin götürür
Gözlerin, aşkla, acıyla...
Kuşatmışlar sesimi, soluğumu
Kesilmiş tuz - ekmek payım.
Vurgunum
Ve darda,
Gözaltındayım.
“ Sisli bir sabahtı henüz
Etrafı yürümüştü bir duman
Uzaktan geldi bir ses ah aman aman!
Sen bu feryad- o vatanı dinle işit
Dinle de vicdanına öyle hükmet
Vatanın parçalanmış bağrı
Bekliyor senden ümit. “
Sayfa 166 - Nâzım Hikmet ilk şiiri “ Feryad- ı Vatan” ı 3. Temmuz 1913’te, düşman kuvvetlerinin Çatalca’ya kadar ilerlemesi üzerine yazdı.Kitabı okudu
Savaş vardı
Onun Adı Mehmet'di
Henüz onbeş yaşındaydı
Daha bıyıkları bile terlememişti
Hem öksüz hem yetimdi
Çobanlık yapıyordu
Köyü düşman işgali altındaydı
26 Ağustos sabahı cepheye koştu
Sırtında top tüfek mühimmat taşıdı
Kurşunlar vızır vızır havada uçuşuyordu
Kan gövdeyi götürüyor çığlıklar hiç susmuyordu
Kadın erkek omuz omuza
Aşk, gözlerine bakınca,
yeryüzündeki tüm sınırlar ortadan kalkıyor.
Dünya tek vatan oluyor.
Bu vatanda: Ben Kral oluyorum, Sen Kraliçe.
Deniz Sarıtop
denizsaritopsiirleri.wordpress.com/2023/01/28/ask
ölümden
ölmekten
değil korkumuz
daha güzel bir dünya
yaşanılır bir vatan
diye başlarken şarkımıza
vurulup kahpe tuzaklarda bir geyik gibi
düşmek boyluboyunca
cepte vergi makbuzumuz
bundan işte korkumuz
canım oğlum
güzel yavrum
gözümün ışıltısı
bundan kaygumuz!
Bursada havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir-köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman...
Osmanlı adı her duyana lerze rehandır
Ecdadımızın heybeti mağruf-ı cihandır
Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır
Gavgada şehadetle bütün kam alırız biz
Osmanlıyız, can verir nam alırız biz