Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
632 syf.
·
Puan vermedi
Kimine göre sıkıcı olan kitabı, hiçbir sıkılma belirtisi göstermeden keyifle okudum. Hatta benim için favori klasikler arasında yerini aldı. Roman, son derece tembel, hayattan elini ayağını büyük ölçüde çekmiş, her işini olabildiğince erteleyen Oblomov karakterinin çevresinde şekilleniyor. Oblomov’un tam zıddı özelliklere sahip arkadaşı Ştolts ise, “oblomovluk” diye bir terim icat ediyor. Aslında her insanın içinde biraz Oblomovluk vardır. Ben de kitabı okurken kendi içimdeki Oblomovlukları keşfettim. Ştolts, Oblomov’u harekete geçirmek için “Ya şimdi ya hiç” diyor. Bu cümle, Oblomov’un içinde yer edinmiş olmasına rağmen yine de harekete geçmesi için yeterli olmuyor. Kitaba dair en fazla aklımda kalan cümle bu oldu:” Ya şimdi ya hiç!” Kesinilikle tavsiye ederim.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,5bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Feraye ve Cem’in dostluğu.. Kimse eleştirilmekten çok hoşlanmaz ancak eleştirileceksem beni tanımadan yorum yapanlardan değil, Cem’in Feraye’ye, Feraye’nin Cem’e karşı dostluğu gibi dostluk, onların birbirine karşı gösterdiği tutum gibi tutumla eleştirilmek isterim. Ne kadar birbirlerine zıt karakterler olurlarsa olsunlar, tanıştıkları ilk
Disparöni ya da Yaşama Korkusu
Disparöni ya da Yaşama KorkusuNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2018431 okunma
Reklam
374 syf.
9/10 puan verdi
Kitap enteresan derecede akıcı, yazar bu şekilde yazabilmeli nasıl başarıyor şaşılacak şey doğrusu. Çeviri yapan kişiyi de tebrik etmek gerek gerçi. Kitap Vatanebe adında bir gençin ergenlikten üniversite yıllarına kadar olan bölümü oldukça akıcı ve sürükleyici bir dilde anlatıyor bizlere. İçeriğiyle alakalı olarak çok fazla konuya değinmeye gerek yok. Alıp çok rahat bir şekilde okuyabilirsiniz. Sıkılma ihtimaliniz yok. Sadece kitapta bazı olaylar çok açık anlatılıyor. Bir ara tamamen olayın odak noktasını cinsellik alıyor. Bu kadar açık ayrıntıya gerek var mıydı? Bence yoktu. Konunun işlemişti ve sürükleyiciliği dolayısıyla okunabilecek bir kitap. Bana ne kattı derseniz. Elle tutulur bir şey söyleyemem. Sadece zemberek kelimesinin anlamını bilmiyordum. Onu öğrendim. Onun dışında vay be dediğim çok bir şey yok açıkcası. Bir Dostoyevski, Tolstoy veya Yaşar Kemal eserinin bana kattıklarının yanına yaklaşamaz. Sadece yukarıda da bahsettiğim gibi enteresan bir şekilde çok akıcı.
İmkansızın Şarkısı
İmkansızın ŞarkısıHaruki Murakami · Doğan Kitap · 201810,7bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
"Bu köyde çok üzüleceğim ben, biliyorum. Büyük güçlüklerle karşılaşacağım. İki yol var, ya bırakıp kaçmak. Terketmek buraları, yılmak, ya da her şeye katlanmak. Çarpışmak, gücümce bir şeyler yapmak. Bu insanlara yardım etmek. Birinci yolu kim seçer? Zayıflar, kendine güvenmeyenler. Halkı sevmeyenler. Ben böyle miyim? Kabul edebilir miyim
Bir Yol
Bir YolTalip Apaydın · Varlık Yayınları · 19726 okunma
346 syf.
7/10 puan verdi
Daha önce Tolkien dünyasına aşina değilseniz (yüzüklerin efendisi filmleri sayılmaz) bu kitaba hiç başlamayın, sıkılma ihtimaliniz yüksek. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi ve Silmarillion'dan sonra okunduğunda keyifli ve sürükleyici bir kitaptır. Daha önce Silmarillon'da anlatılan bazı olayların ayrıntısı içerir ve kronolojik bir rehber gibi değil bir hikaye olarak karşımıza çıkar. Kahramanımız, âli elfler çağındaki bir insan olan Hurin oğlu Turin'dir. (Spoiler) Turin'in ejdarhanın yumuşak karnını yarıp onu öldürmesinde fiziksel tutarsızlıklar var gibi geliyor. Bu ejderha Smaug'dan çok daha büyüktür, uçamaz ama büyüsü güçlüdür ve çok daha yıkıcıdır. Ölümü aynı Smaug gibi basit bir şekilde ve bir insanın elinden olur. Ejderha Turin'e lanet etmiştir ölmeden ve bu laneti hiçbir şey silemez. Benim açımdan, sağ cenah komutanı Glorfindel'i görmek açısından keyif verici olmuştur. Aslında Tolkien'in notlarından toparlanarak yazılmış bir oğul Tolkien romanıdır. O yüzden yüzüklerin efendisi evreninin bir parçasıymış gibi gelmiyor bana hiç.
Hurin'in Çocukları
Hurin'in ÇocuklarıJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 20172,549 okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kazuo Ishiguro'nun ilk romanı benim de yazarın okuduğum ilk eseri oldu. Goodreads'te, amazon'da, ve kendi sitemizdeki yorumların bir çoğunu okudum. Yazarın ana temalarından birisinin geçmişi hatırlamak ve hatırlarken zihnin güvenilmez bir araca dönüşmesi olduğunu okudum. Bu benim de ilgimi çeken bir tema. Ishiguro'nun bol diyaloga dayalı
Uzak Tepeler
Uzak TepelerKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20181,568 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sıkıcı bir kitaptı ama konusunu çok beğendim ve etkilendim. Kesinlikle tavsiye edebileceğim kitaplar arasında yerini aldı. Sıkılma sebebim de anlatım tarzı olabilir.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,7bin okunma
280 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Eylül
Son zamanlardaki ruh halimdenmi yoksa kitabın gerçekten sıkıcı olmasındanmı kaynaklandı bilemiyorum ama okurken çok sıkıldığım bir kitap oldu. Öncelikle Servet-i Fünun döneminde yazılmış bu eser edebiyatımızın ilk psikolojik romandır. Kitabın ilerleyişi bana çok ağır geldi bunun sebebinide psikolojik roman oluşuna bağlıyorum. Roman 3 kişi arasında geçen yasak aşkı konu ediniyor, Süreyya (erkek karakter) Suad (kadın karakter) ve dostları Necib Bey. Genel olarak okuduğum kitaplarda benimseyip sevdiğim mutlaka bir kişi olurdu ama bu kitapta hiç kimseye ısınamadım, özellikle Necib Bey'e bunun sebebi ise tüm kadınları genel olarak algılayıp, "namussuz ve çamura bulaşmış" tabirini kullanmasından, bence bu tabiri kendisi hak ediyor,nede olsa dostunun karısını seviyor, kendine ailesine, bir kardeşine açar gibi samimiyetle açmış altın kalpli bir dostun karısını? (kitaptan alıntı) Süreyya ve karısına gelecek olursam aileleri ile birlikte yaşadıkları bağ evinden taşınmak isteyen mutlu bir çift. İstedikleri oluyor ve güzel bir yalıya taşınıyorlar. Bu çiftinde bence en büyük sorunu sürekli Necib Bey'i yanında istemeleri ve sürekli ısrarla yanlarında tutmaları (çok iç bayıltıcı bir durum). Kitap'tan sıkılma nedenlerinden biri ise leitmotivlerin olmasıydı. (sık sık aynı cümlelerin tekrarlanması) ( Süreyyanın sandalla vakit geçirmesi, Necib ve Suad'ın piyanonun başında müzik çalmaları) gibi. Ve Kitap'ın bitişi bence bitebilecek en mutlu sonla bitmiş diyebilirim. Herkesin okumak isteyeceği bir kitap olduğunuda düşünmüyorum. Okuyacaklara keyifli okumalar.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Sis Yayıncılık · 201439,8bin okunma
196 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap kısa kısa hikayelerden oluşuyor. İlk başta sevsem de sonlara doğru biraz sıkıldım. Çünkü ben kitapta akışkanlıktan, süreğenlikten çok hoşlanırım. Sıkılma sebebimi buna bağlıyorum. En sevdiğim hikaye ise sayfa 46'daki "Yine Muazzez" hikayesi oldu.
Gelirken Ekmek Al
Gelirken Ekmek AlŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20196,6bin okunma
605 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.