296 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Aydınlanma yolunda bir ömür...
Hiçbir karanlığın perdeleyemeyeceği ışığını sonsuza dek yansıtmaya devam edecek bir hayat... Çocukluk ve ilk gençlik yıllarından, Nadire Hanım’ın vefatına kadar, kendisine hem anne hem baba olan biricik annesinden tüm gücünü alarak başlamıştı zorluklarla geçecek olan hayatına Bahriye. Milli Mücadele yıllarında doğmuş, Gazi Paşa’nın devrimlerine
Bahriye
BahriyeElfin Tataroğlu · Asi Kitap · 2019235 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Beraber Yürüdüler Bu YOLLARDA!!!
“(…)Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
(Hâkimiyet-i Milliye: 01.09.1925 – Kastamonu’da ikinci
Metastaz
MetastazBarış Terkoğlu · Kırmızı Kedi Yayınları · 20193,826 okunma
Reklam
Şer'iat Vahyi Yaşamak ve Cihad Etmekle Olur...
Özellikle seçimden sonra sosyal medya Müslümanları, sosyal medyada paylaşımlar yaparak Şer'i sistemi böyle getireceklerini sanıyorlar... Şunu unutmayalım ki Şer'i sistem hiçbir zaman bir partiyle veya cemaat, tarikat vb şeylerle gelmeyecek hele hele ki böyle burada kendinizi paralayarak hiç gelmeyecek. Aynı durum DİN'siz LAİK'lerin sistemi içinde geçerli. Anlaşılan o ki sosyal medya müslümanlığı yapanlar burada klavye mücadelesiyle SOSYAL MEDYA ŞER'İAT düzenini, diğer kesimde SOSYAL MEDYA LAİK düzenini getireceklerini düşünüyorlar... Oysa ŞER'İ sistem sizin düşündüğünüz gibi burada ahkam kesmekle, ona buna laf sokmakla veya yetiştirmekle ya da antetvari sloganik kelimeler yazmakla gelmeyecektir... Allah’ın ahkamının yeryüzüne hakim kılmak için O'nun kanunları dışında her şeye "LA" demeliyiz ve bunu hayatımızın her alanına koyarak ve gerçek manada bunu yaşamalıyız. Allah'ın ahkamı öyle buralarda birilerine bağırmakla, laflar yazmakla değil, bunun için gerekirse tüm gayri müslim zalimlere ve bunların beşeri sistemlerine karşı hayatımızın her alanında ve sahada CİHAD (silahlı mücadele) etmeliyiz. Cihad sadece kuytu bir köşeye çekilip 33'lük tesbihi 3 kere çekmekle olmaz. Cihadı fiiliyata zemine indirmeliyiz ki Allah (cc) bu fiilin bereketiyle ŞER'İAT'ı bize lütfeylesin...
Kur'an'ın çoğaltılmasına dair-Erzurum
Hz. Osman' ın hilafeti sırasında, Errnenistan' a cihada çıkıldı. Sahih-i Buhari'nin bir müfessiri olan Kastalani, bu (askeri) kuvvetin Erzurum yakınlarında konakladığı sırada, bir namaz sırasında okunan bazı ayetlerin imam ve cemaat arasında tartışmaya neden olduğunu kaydennektedir. Belirttiğine göre, cemaatten bazıları imamın ayetleri okuma tarzına kızdı. Birisi hocası olan Irak'taki filan sahabenin ayeti farklı biçimde okumayı öğrettiğini iddia etti. Bir başkası, kendi hocası olan falan sahabenin daha başka bir şekilde okumayı öğrettiğini söyleyerek itiraz etti. Tartışma neredeyse silahlı bir çanşmaya dönü-şecekti, fakat ordu kumandanının basiretli davranması çirkin bir duruma meydan vermedi. @tehlikelibiryerde
1971'de Tsk'ya başlayan küçük cemaat sızmaları, 1986'da kuleli askeri lisesi sınav sorularının cemaat tarafından çalınması ile ilk büyük kitlesel sızmaya dönüşmüştür. 1994'te Harp okulundan mezun olan bu kitle ile birlikte tsk bünyesinde ilk kez cemaatçi subaylar kitlesel şekilde temsil edilmeye başlanmıştır.
Sayfa 26 - Kripto yayınlarıKitabı okudu
Yahudi yazar Salmon b. Yeruhim (Süleym b. Ruheym), 950’li yıllarda, tıpkı Dionysius veya Mihayel Rabo gibi tarihçilerin Miafizit Hristiyanlar açısından yaptıkları gibi, tarihsel süreci Yahudiler özelinde yorumlamıştır. O, bu sırada aşağıdaki satırları kaleme almıştır: Tapınak, beş yüz yıl veya daha fazla süre Bizans'ın elinde kalmıştı ve İsrail'in (Yahudilerin) Kudüs'e girmeleri yasaktı. Eğer birisi buna teşebbüs eder ve yakalanırsa, cezası ölümdü. Sonra İsrail Tanrısı'nın inayetiyle Araplar (İsmailoğulları) galip geldiler ve Romalılar (Bizans) buradan ayrıldılar. Böylece İsrail (oğullarına) yeniden Kudüs'e girme ve ikamet etme imkânı tanındı. Ve ayrıca Tanrı Evi'nin avluları onlara tesis edildi. Onlar da bir müddet burada ibadet ettiler. Modern bir araştırmacı, Alan G. Jamieson ise bu konuda aşağıdaki satırları kaleme almıştır: Bar Kohba'nın Roma yönetimine karşı teşebbüs ettiği başarısız ayaklanma (131-135), Yahudiler açısından 20’nci yüzyıl ortalarına kadar geçen süreçte en son ciddi silahlı hareketti. Aradan geçen bunca zaman boyunca, Yahudiler en fazla kendi cemaat varlıklarını korumak için çaba gösterdiler. Ancak şu var ki onlar, Müslüman yönetimi altinda Hristiyan yönetiminde olduğundan çok daha fazla müsamaha ve hoşgörü buldular.
Sayfa 337Kitabı okudu
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.