Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
218 syf.
·
Puan vermedi
Sanırım kendimi dostoyevski okumak için asla yeterli hissetmeyeceğim.Hiçbir kitabını bir kere okuyup bırakamıyorum çünkü.Daha okurken anlamadığım yerleri aklımda tutuyorum bir daha okumak için.Nastenka çocuk hala,hiç büyümemiş şımarık bir çocuk.Gerçekten olgun bir kadın olsa bir insanın ruhunun tutulamayacak sözler verip sonra onları geri alacak kadar basit bir şey olmadığını bilirdi.Ki bu hayatı boyunca bu sözlerin açlığını ve bu sebepten acısını çekmiş bir insansa.Hepimiz günlük hayatımızda aynı nastenka gibiyiz.hepimiz bu kadar ikiyüzlüyüz.bir kaç günlük hevese anlık bir parlamaya anlık mutluluklara güvenip büyük sözler veriyoruz ve büyük kararlar alıyoruz.çünkü hepimiz o kadar muhtacız ki bu hislere ve bu kelimelere.kitabın baş karakteri de muhtaç fakat bunu yıkımlara sebep olmadan hayallerinde gerçekleştiriyor.Nastenka da muhtaç ama tam bir aşağılık insan gibi davranıyor.bir sebebin doğurduğu iki sonuç.nastenka’ya kızıyoruz ama ona benziyoruz.çünkü insan doğru olanı değil doğru hissettiğini yapar.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202074bin okunma
163 syf.
3/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
-spoiler-Kitabı 1. Tekil şahıstan yazıyorsan eğer karakteri iyi betimleyebilmen gerekir. Ama karakter sanki depersonalize olmuş gibiydi. Yani kendini dışarıdan birinin gözüyle başkasının hikayesini anlatır gibi anlatıyordu. Tam diyorum ki hayatla ilgili güzel bir noktaya parmak basacak kitap küfretmeye başlıyor. Küfrü insanın kendisini ifade
Müptezeller
MüptezellerEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20167,6bin okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öyle bir sonu vardı ki! Nasıl yorum yapsam, ne desem hiç bilmiyorum. Ama bir an da ne olduysa oldu. Acaba nasıl olacak nasıl devam edecek derken birden bire son bölüm dedi ve bitti. Boğazımın düğümlendiğini, kendimi tuhaf hissettiğimi söylemem gerek. 9 yaşında iki çocuğun iki farklı dünyası. Biri yaşına rağmen birçok şey yaşamış, olgun. Biri her şeyden habersiz, şımarık. Ve yine de her şeye rağmen dost olmaları. Yazarın vermek istediği mesajı çok güzel buldum. Sıkmayan bir dili vardı. Arka kapakta yazılan gibi herhangi bir spoi vermek istemiyorum ancak kesinlikle okunulması gereken bir eser. -Kitabın bir de film uyarlaması var. Orada da oldukça iyi bir iş çıkarılmış.- Arka kapağa ise söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. İlk defa bir arka kapağa hayran kaldım sanırım. Ben de hiçbir şekilde kitap hakkında bilgi edinmeden okumaya bayılıyorum. Hatta arka kapağı ilk alırken veya okumaya başlamadan önce değil bitirdikten sonra okurum. Ancak burada kitabın birazda ne kadar özel olduğu vurgulanmıştı bence, ki öyleydi de. Umarım hayatımızda bu gibi olaylar bir daha yaşanmaz. Hiçbir insan bir tel örgü arkasında mahkum edilmez. Yazara böyle bir konuya değindiği için sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterdim.  Daha güzel bir dünya dileğiyle.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Güzel mesajlar içeren bir kitap daha kitabın isminden Willy Wonka'nin çikolata fabrikasının Charlie'ye kalacağını çakıyorsunuz.Flimini (Johnny Depp'in oynadığı) çok beğenerek izlemiştim kitaptan ufak tefek farklılıklar ile çekilmiş.Kitap da beş tane cocuk tipi ele alınmış şımarık, doymak bilmez, sabahtan akşama çiklet cikleyen arsız, hep televizyon vakit harcayan çocuk ve sonuncu olarak güç bela yaşamasına rağmen iyimser ve ümitvar olan Charlie ustalıkla işlenmiştir.Özellikle televizyon izleyen çocukların durumu çok iyi aktarılmıştır. Kitapları biz büyükler yazarız çocukları gördüğümüz ve anladığımız şekilde aktarmaya gayret eder ideal çocuk nasıl olmalı sorunsalina cevap ararız yine kendi bakış açımızla ve bunu genellikle çocukların okuyacağı kitaplar da yaparız büyükler bi haber kalır tabi bir zamanlar okumalarına rağmen unutmuş olmak da var uzun lafın kısası gelin cocuk kitapları da okuyalım ve çocuklarımıza tavsiye edelim.
Charlie'nin Çikolata Fabrikası
Charlie'nin Çikolata FabrikasıRoald Dahl · Can Çocuk Yayınları · 200510,6bin okunma
Örnek 1
Kadın: "Sensin şımarık çocuk aslında!.. Neymiş efendim? Beyefendi bankada yoruluyormuş!.. Ben sanki yorulmuyorum. Bütün gün öğrenci denen o zibidilere laf anlatmaya kalk, sonra eve gel çocuklarla uğraş, ev işlerini yap, beyefendinin yemeğini hazırla... Ben senden üç kat fazla iş yapıyorum, biliyor musun sen?!.."
Sayfa 150Kitabı okudu
Osmanlı Devlet'inde devşirme usulü
Devşirme kanunu çıkartıldı. Devşirme memurları tayin oldukları mıntıkalarda her bir kadılığı gezerek kırk hanede bir oğlan hesabı üzere yeniçeri namzedi gençleri seçerlerdi. -Çocukların yedi on yaşları arasında olmasına çalışılırdı. -Anası babası ölmüş çocuk alınmazdı; terbiyesi noksan olacağından... - Köy sığırtmacısının oğlu seçilmezdi; aç gözlü ve ahlaksız olabilirdi. - Tek oğlu olanın çocuğu alınmazdı; şımarık olacağından... - Kel, fodul ve köse olanlar devşirilmezdi; diğer çocukların alay ve eğlencelerine konu olabileceklerinden... - Sanat sahibi olanlar alınmazdı; ulufe zahmet endişesiyle - Türkçe bilen alınmazdı; açılmış ve söz dinlemez düşüncesiyle. - Çok uzun olanlar seçilmezdi; fitne çıkarabilirler endişesiyle - Asil soylu, sıhhatli, gürbüz ve mütenasip vücutlu çocuklar devşilirlerdi.
Reklam
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Bir Yaşam Rehberi
Kitabın Yorumu “Yaşamın Anlamı”; Avusturyalı tıp doktoru, psikoterapist ve bireysel psikoloji ekolünün kurucularından Alfred ADLER (1870-1937)’in, insan yaşamının anlamını psikolojik bakış açısıyla irdelediği ve bireyin sorumluluklarını vurguladığı kitabıdır. Eser; yaşam felsefesine değinmeyen, sadece somut olguları konu edinen, bilimsel
Yaşamın Anlam ve Amacı
Yaşamın Anlam ve AmacıAlfred Adler · Say Yayınları · 20211,484 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kısa sürede bitirdiğim bir kitaptır kendisi. Çevremdeki insanlar fazlaca övüyordu bu kitabı. Bende merak ettim ve bu kitabı alıp okumaya başladım. Daha doğrusu iki kitabını birden aldım daha sonra alamam belki diye. Wattpad romanı ama ben diğerleri gibi olduğunu düşünmüyorum. Erkek karakterlerden birisi şımarık ama kötü çocuk değil. Bu hikayede kimse kötü çocuk değil. Kız çok saf değil. Spoi içerebilir; Sahra doktor olmayı hedefleyen bir genç kız. Üniversite sınavında istediği bölümü tutturuyor ve orda okumaya başlıyor. Bu üniversite kendi doğduğu şehirde olmasına rağmen yurtta kalmak istiyor çünkü en yakın arkadaşının abisini seviyor ve onun hemen evlerinin yanında olması ders çalışmasına engel olacağını düşünüyor. Doğduklarından beri bir arada olan bu ikili dıştan bakıldığında abi-kardeş gibi görünüyor. Sahra abi diyor sevdiği çocuğa. Okurken benim canım acıyordu 'abi' demesi. Ailesine yolda zaman kaybetmek istemediği için yurtta kalmak istediğini söylüyor galiba tam hatırlamıyorum. Sonra bir çocukla karşılaşıyor 'Romeo' ama sahte Romeo. Bu çocuk şımarık ve çoğu gecesini kızlarla geçiren tiplerden. Bence bu kadar anlattığım yeter eğer yazın hemen bitecek bir kitap arıyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz. Kitabın ismi Ayçöreği çünkü Sahra ayçöreğini çok fazla seviyor. Yada galiba Ahmet yani sevdiği çocuk ona ayçöreği şeklinde kolye hediye ettiği için.
Ayçöreği
AyçöreğiZeynep Sahra · Ren Kitap · 202010bin okunma
Ayna Ayna
Eskiden, yemek yapmayı severdi Selma. Artık bıkmıştı. Domatesi soy, sarımsağı soy, patatesi soy, soğanı soy... İllallah demişti. On yıldır evli. Kocası, mutfağa adım atmazdı.“Aaahhh!” Parmağını kesti. Dışarıda yemeyi önerdi. Kabul etti koca. Çıktılar. Trafikten korktukları için yakındaki AVM’ye gittiler. Çocuklar arıza çıkarınca, koca patladı.
Hayat, hayatımız daima güzel miydi? Hayır. Ama mevsimleri vardı, mevsimleri var. Vatanımsın benim. Kokladığım havasın, içtiğim su. Ben şımarık ve yaramaz bir çocuk oldum zaman zaman. Sen hep aynı kalmasını bildin.
Sayfa 294 - İletişim Yayınları, 28.Baskı, İstanbul 2017
Reklam
"..Bir şey soran olursa duymazlıktan geliyordum mesela. Ya da başımdan savıyor, cevap vermemek için şımarık bir çocuk inadıyla direniyordum. Onlara her fırsatta hiçbir hareketlerinin, hiçbir sözlerinin, hatta nefes alıp verişlerinin bile umurumda olmadığını bir şekilde sezdirmeye çalışıyordum. Kendi halimde, kendi dünyamda öylece takılmak istiyordum, buna kim ne diyebilirdi ki ? Onlara içten içe, “Sizleri yok sayıyorum ey aptallar! Önüme konan şu aptal işe sizler kadar aldırmadığımdan, bayat hayatlarınızı hiç çekici bulmadığımdan, her küçük sevinciniz beni iğrendirdiğinden!” diyordum. Sessiz dursam da sözlerimi tek tek duyuyorlardı biliyorum. Aslında kendi hayatlarının yaşanmaya değdiğine inanmaya çalışıyorlardı, bu apaçıktı.. Ama insanlar kaçar.. En çok da gerçeklerden. Uyurgezer sürüleri gibi kısa mesafelerini kat ederken birbirlerine bakıp avunmak ve uyuşmak isterler. Dilencilere para saçmaları, dert dinlemeleri, dedikodu yapmaları hep bu yüzdendir. Ara sıra felaketler olur. Yangınlar, depremler, patlayan bombalar gibi.. Yüzlerce suçsuz ölür. Ağlaşırlar. Gözyaşı akıtırken içten içe kendilerini şanslı hissederler ve yaşama hırsları da sebepsizce dirilir. Ertesi güne daha dinç uyanıp, “Hayat işte” derler. Hafife alırlar. Bir an önce unutmak için.. Benimse hiçbir şeyi unutmak yahut hafife almak için sebebim yoktu. Her şeyi açık açık söylemeye hiç olmadığım kadar hazırdım. Sadece gerçeklerden bahsetmek bu kadar mı zordu?"
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.