Stefan Zweig'ın okuduğum en iyi kitaplarından birisiydi. Kitap klasik Zweig tarzında birkaç detay verildikten sonra hemen olay ve hikayeye giriş yapıyor. Yakın zamanda Dostoyevski'nin Kumarbaz isimli kitabını okuduğum için kitaptaki bazı yerler, olaylar daha anlaşılır geldi bana.
Hikaye öncelikle otelde olan olağandışı bir olay ile başlıyor ve ondan sonra Mrs.C'nin hikayesini dinliyoruz.
(Spoiler)
Bir kumarbaz uğruna heba edilmiş; değerleri, yılları dinliyoruz ve sevginin insana neler yaptırabildiğini tekrar görüyoruz. Sevdiği adam için parasını, onurunu, şerefini, ailesini, dostlarını kısacası her şeyini feda edebilecek bir kadın fakat karşısındakinin ise tek düşüncesi kumar... Kadın için her şey olabilecek bir adam, adam için ise sinek gibi önemi olmayan bir kadın...
Bu kitabı okuduktan sonra dinlediğim bir şarkının altındaki youtube yorumu aklıma geldi, şöyle diyordu;
Kimsenin bardağına çay kaşığı olmayın, çünkü şeker eridiğinde kenara koyulacaksınız...
Bu kitabı özetleyen en iyi söz olduğunu düşünüyorum. Kimsenin bardağına çay kaşığı olmadığınız, mutlu bir ömür diliyorum.
İyi okumalar (: