OT dergisi - sayı 125 ile dergi okuma serüvenim başlamış bulunmakta. Derginin bu sayısı; rahmetli Özkan Uğur (MFÖ) ve Erkin Koray'ı anma temalıydı. Bunun haricinde dergide farklı konularda yazılar, mini hikayeler, karikatürler, röportajlar, kitap/film önerileri... yer alıyor.
Bazı yazı derlemeleri ilgimi çok çekmedi ama genel olarak güzel bir dergiydi. Edebiyat ve sanat ağırlıklı, genel kültürlük bilgiler içeren, keyifle okunulabilecek, rengarenk bir dergi olmuş.
Dergide en beğendiğim yazılar;
-Gerçekteki kurguya karşı romandaki kurmaca
-Sıra dışı bir güzellik ve iyi bir kalp!
-Şuursuzluk
-'Ben demiştim' bey
-Üç Nal'ın şairleri
En son ortaokulda heygirl dergisi okuduğumu düşünürsem, bu dergi benim için büyük bir adım oldu. Kitap okumaktan da çok farklıydı bence. Örneğin; MFÖ'nün ve Erkin Koray'ın şarkılarını dinlemek için biraz vakit ayırdım kendime ve Oppenheimer'ı izleme listeme ekledim... Bu yüzden biraz sindirerek okumak gerekliydi.
Benim söyleyeceklerim bu kadardı. Herkese keyifli okumalar.
Antisthenes
1. Giriş:
Bu incelemenin amacı yalnızca kitabı tanıtmak değildir. Kinik felsefenin kurucuları Antisthenes ve Diogenes'in yaşamları, etkilendikleri filozoflar, kinizmin kökenleri ve antik dünyadaki yerlerine dair geniş bir kapsamda ele almaya çalıştım. Zaman ayırıp okuyacak olanlara
Einstein'in Buzdolabı
Tuhaf Hikayeler
İnsanların internet'te ticari bir şey yapılamayacağını düşündükleri zamanlarda. İnternetin patlamasından hemen önce, Steve Silverman yeni çıkan HTLM kodlarını öğrenmek ve alıştırma yapmak için bir web sitesi oluşturur.
Web sitesine ne konacağı hakkında en ufak bir bilgisi bile yoktur. Arkadaşlarına e-posta
“Önde gelen bilim adamlarımızın yıllardır söylediği gibi, canlıların yaşadığı tek gezegenin Dünya olduğunu düşünmek büyük saçmalık.”
–
Hugo Gernsback
1. Hugo Gernsback Kimdir?
Bilimkurgunun isim babası Hugo Gernsback, 16 Ağustos 1884 tarihinde Luxemburg’da doğdu. 20 yaşındayken Amerikan vatandaşlığı aldı ve ilgi duyduğu alan olan bilimkurguyu
Nuh (Nóah) Tufan: Musevilik, Hristiyanlık ve İslâm ile birlikte tüm Dünya’nın ortak bir inancı hâline dönüşmüştür. Birçok millette kabul görse de tufanın "küreselliği", "Tufan suyunun seviyesi" ve "Nuh'un Gemisi'nin oturduğu dağ" hep tartışma konusu olmuş ve gerçekliği sorgulanmıştır. Milletlerce kabul gören
Mevlana hakkında ne biliyoruz?
Önce defalarca düzeltilmesine rağmen yanlış bir bilgiyle başlayalım.
“Gene gel, gene gel!
Her ne olursan ol, gene gel!
Kâfir isen de, Mecûsî isen de, putperest isen de gene gel.
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değil;
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gene gel!”
Bu dizeler Mevlana Celaleddin Rumi’ye atfedilir, ama
Öğretmenler, anneler, babalar için önemli bir kaynak diye düşünüyorum. Çünkü artık bir çocuğu yetiştirirken arkamızda koca bir köy yok. Gelenekten koptuğumuz, yeni olanı yakalamada güçlük çektiğimiz bu zamanda kitaplar en iyi rehberimiz.
"Nasıl başaracağını öğrenmek en zekice başarıdır!" (s.13)
Kişisel başarı öykülerimizin
Merhaba Sevgili Okurlar ;
Tarihin pek çok döneminde din, politik emeller için kullanılmıştır. 11. yüzyıl İran’ında geçen olaylar derin araştırmalar sonucu oluşturulmuş birtakım kurgu harmanı olarak bunun bir örneği niteliğinde karşımıza çıkmaktadır. Olaylar, kendini peygamber ilan eden Seyduna (Hasan Sabbah) tarafından zeki ve ilmek ilmek dokunan
Marquez'in pek çok hikâyesi olayların ortasında başlar. Tıpkı rüyalar gibi, bir başlangıcı yoktur bu hikâyelerin. Zaman ve mekânda git gellerle olayın geçmişi hakkında birtakım bilgiler verilir. Hikâyeler ilk okuyuşta bir anlam ifade etmez gibi görünürler. Okur kimin sesini dinliyor ya da olayları kimin bakış açısından izliyor belli değildir.
Ölüm pornosuna dönüşecek çekimler
Duyularınıza hiçbir şey sağlamayan soğuk bir hiçlik, tiksinti verici bir boşluk duygusu Palahniuk romanlarının ardından hissedilir. Aykırı gördüklerimiz, bazen konuşmadıklarımız, şiddet, vahşet ve cinselliğin her türlü tutumunun övüldüğü; çoğunlukla gerçekle hayal arasında gezinen bir duruş çıkar karşımıza. Onun
Osmanlı zamanında yaşayan Uzun İhsan ve oğlu Bünyamin'in etraflarında gelişen türlü macera dolu olayları içermektedir. Her şey Uzun İhsan'ın Bünyamin’e içinde yaşadığı durumlar karşısında ne yapması gerektiğine dair bilgiler yazdığı dünya atlasını vermesiyle başlayıp, türlü serüvenler ile devam eder.
Karakterlerin kendine has farklı hikâyeler
Uzun zamandır buralardan mecburi uzaklıktaydım. Ama içinde bulunduğum aşırı yoğunluğa rağmen, elbette ki okumaktan uzak kalmadım ve bu sürede neler neler okudum...🤩
Buraya dönüşümü de bu okumalarımdan en özel, en keyifli ve en etkilendiğim kitap ile yapmak istedim: “Yapraklar Evi”
Fazla detaya inmemeye çalışsam da uzuuunca bir yorum olacağı