Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çarşıya gitseniz, dolar ve sentlerinizi tezgaha koy­sanız, ekmek almak isteseniz ve tezgahtar size: "Artık do­lar ve sent alamıyoruz, sadece kart kabul ediyoruz," dese ve siz bir sonraki fırına gitseniz, o da size aynı şeyleri söylese, bütün gününüzü bir somun ekmek almaya uğra­şarak geçirseniz ve kimse size ekmek satmasa ve dolar hiçbir değer taşımasa ne yapardınız? Eve ekmek alma­dan dönerdiniz, bahçeniz ve dolayısıyla yiyecek bir şeyinizde olmazdı; çünkü siz şehirde yaşayan kozmopoli­tan, aç Amerikalılar'sınız! Ekmek alabilmenin tek yolu­nun kart sahibi olmaktan geçtiğini anlardınız.
Kitaplar bir bakıma başarılmış, tamamlanmış şeylerdir. Oysa hayat başarılamayan ve tamamlanmayan şeylerle doludur. Siz dalgaların arasında boğuşurken edebiyatçılar kıyıda güneşlenip matelerini yudumlarlar. Mate, çünkü en iyi Güney Amerikalılar kıvırıyor bu edebiyat işini
Reklam
Siz Amerikalılar. Sömürgeci Amerikan politikası. Dost gibi geldiniz, bir ihanet hançeri olarak yüreğimize girdiniz.
28-29 Mart 2008'de Şam'da toplanan Arap liderler zirvesinde konuşan Kaddafi "Amerikalılar bir Arap ülkesinin liderini bir bayram sabahı asıyor ve siz ses çıkarmıyorsunuz! Unutmayın, bir gün sıra size de gelecek!" dedi.
"Nasılsın, Anya? Gerçekten?" "Kalbim çarpıyor. Soluk alıyorum. Uyuyorum ve uyanıyorum." "Belki birini görmelisin," dedi nazikçe. "Kimi?" "Kaybın hakkında konuşmana yardım edecek bir doktor." "Ölüm konuşulacak bir şey değildir. Siz Amerikalılar kelimelerin bir şeyleri değiştirdiğine inanıyorsunuz. Değiştirmiyor."
Sayfa 120 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Akdeniz ile uçsuz bucaksız, geçit vermez Kattara Çöküntüsü arasında sıkışan taraflar, Mısır'a giren ve çıkan tek koridor olan dar bir kara şeridi boyunca karşı karşıya geldi. Dört savunma "kutusu" biçiminde tertiplenen Sekizinci Ordu birlikleri, ta ki kuvvetleri bitap düşmüş ve ikmal hatları gerilmiş olan Rommel ricat emri verene
Sayfa 184 - Onuncu Bölüm: Çöl Savaşı, MontyKitabı okudu
Reklam
Kendisine Yapılan Bombalı Suikastten Sonra Yaptığı Konuşma
Bu gece, umarım bu kadar gayri resmi konuşmamı mazur görürsünüz, fakat samimiyetle inanıyorum ki resmi olmamak her zaman için iyidir. Kendi açımdan ben insanlarla bu şekilde daha iyi konuşuyorum. İnsanlar resmiyet olmayınca daha rahat davranıyorlar. Rahat olduklarında da zihinleri daha açık oluyor ve meseleleri daha tarafsız olarak tartabiliyorlar. Siz ve ben meseleleri ele alırken tarafsız olmak durumundayız, sakin, soğukkanlı ve ağırbaşlı. Bu, her zaman böyle olacağız anlamına gelmez. Soğukkanlı olmanın da kızgın olmanın da bir zamanı var. Her şeyin bir vakti var. Süleyman'ın dediği gibi; sevmenin de kızmanın da bir vakti var. Kitapta böyle yazar. Fakat kitaptan işinize geleni alıyorsunuz, dövüşmek istemediğiniz zaman “İsa dövüşmeyin dedi" diyorsunuz. İsa'nın böyle bir şey söylediğine de inanmıyorum. Olayları kendi açısından gören, kendi açısından değerlendiren ve düşünen bu kadar çok insanı görmekten de ziyadesiyle memnunum. Böyle yaptığınızda kendi adınıza en isabetli yargılamayı da yapmış olursunuz. Fakat başkalarının birisi ya da bir şey hakkında ne dediğini veya ne yazdığını dikkate alma alışkanlığınız varsa başkalarının sizi yönlendirmesine ve suiistimal etmesine izin verirsiniz. Batı yarıküredeki Afro-Amerikalılar ya da siyahlar olarak bizler meseleleri kendi açımızdan değerlendirmeyi öğrenmeliyiz. Birileri ne diyorsa desin, siz kendiniz araştırın.
Sayfa 214 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Malcolm X ~ Seçimler Ve Ekonomik Sömürü Üzerine Söyleşi
Siyasi teşkilatlar kuracağız ve seçimlerde bağımsız adayları destekleyeceğiz, Afro-Amerikan toplumunun taleplerine cevap veren siyasetçilere destek vereceğiz. Beyaz güç yapısı tarafından desteklenen hiçbir siyahı desteklemeyeceğiz. Sadece seçmen çalışması yapmakla kalmayacağız, siyasetçilerin toplumda hangi rolü üstlendiği hususunda insanlarımızı
Sayfa 132 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Amerikalılar her şey tertemiz olsun istiyor. Koku yok. Hatta güzel, doğal kadın ve erkek kokusu bile olmayacak. Koltukaltlarında, deride koku kalmasın. Yıkayıp çıkarın kokuları ve sonra kendinize insani olmayan bazı kokular püskürtün ya da sürün... “Beden Kokusu” ağız kokusu, “Mahrem Kadın Kokusu” -TV ’ de gördüm. Yakında vücu­dunda delikler olmayan damızlık insan yetiştirirsiniz siz.
Jim duraksadı. "Nasılsın, Anya? Gerçekten?" "Kalbim atıyor. Soluk alıyorum. Uyuyorum ve uyanıyorum." "Belki birini görmelisin," dedi Jim nazikçe. "Kimi?" "Kaybın hakkında konuşmana yardımcı edecek bir doktor." "Ölüm, üzerine konuşulacak bir şey değildir. Siz Amerikalılar kelimelerin bir şeyleri değiştirdiğine inanıyorsunuz. Değiştirmiyor."
Sayfa 120
Reklam
"Gökyüzünde binalar, toprağın içinde tüneller,"dedi Freud, sinirli bir tavırla. "Siz Amerikalılar çok tuhafsınız: Cenneti dünyaya indiremiyorsunuz, cehennemi yukarı çıkarıyorsunuz."
Her yerde iyi insan da var, kötü insan da. Her insanın içinde yatan bir iyilik cevheri var, mühim olan bu cevheri bulup ortaya çıkarmaktır. Amerikan kültürü bu cevherin ortaya çıkmasına mani olan bir kültürdür. Yani çok maddiyatçı, çok bencil, insanlık anlayışı olmayan bir kültür. Bu da İngilizlerden kaynaklanıyor. İngilizler dünyanın en ırkçı, haçlı kafalı, fakat bunu çok usturuplu yapan bir milletidir. Batılıların hepsi aynı karakterdedir. İnsanlıktan bahsederler ama aslında insanlıkla alakaları yoktur. İngilizler gitmiş kızıl derilileri yok etmişler, İspanyollar gitmiş, Güney Amerika'daki bütün medeniyetleri yok etmişler, kitaplarını yakmışlar, bu hadiseler hala devam ediyor. Amerikalılar kötü de Avrupalılar iyi mi? Avrupalıların kafası aynı haçlı kafası, ama bizimkilerde bir Avrupa hayranlığı sürüp gidiyor. Bizi AB'ne alın diye yalvarıyorlar da, demiyorlar ki; siz gidin kendi işinize, bakın bunun sebepleri, aşağılık duygusu ve bağımlılık. Fakat çok şükür halk Avrupa'yı istemiyor.
Sayfa 279 - OtopsiKitabı okudu
"İspanyol musunuz?” “Evet.” “Çok acı çektiniz siz de.” Gomez renksiz bir sesle, “Fransızlar bize yardım etmediler,” dedi. “Etmediler. Bakın: Amerikalılar da bize yardım etmiyor. İn­sanlar ve ülkeler birbirine benzer: Herkes kendi çıkarına.” “Evet,” dedi Gomez, “herkes kendi çıkarma.”
(5816) KEMALİZM, SİYONİZM ve TÜRKÇÜLÜĞÜN TEMELLERİ...
- Türkiye'nin İsrail'i kabul etme hususunda "sıraya girmesi" mecburî miydi? - Türkiye'nin kabul etme hususunu ayrı değerlendiriyorum. Türkiye çok daha eski tarihlerden itibaren Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden dönemde Siyonizm davasına o dönemin uluslararası siyasî dengeleri icabı çok fazla belli etmemeye çalışarak can-u
Sayfa 9 - 10, 11, M.Taha İnci, Tarihçi Said Alpsoy ile mülakat, Kemalizmle Siyonizm Arasındaki Karşılıklı Sevgi, Ontolojik Kökenlere dayanıyor!Kitabı okudu
Siz Amerikalılar çok zekisiniz sanki de
"Siz İsveçliler güzelsiniz ama pek zeki sayılmazsınız."
Sayfa 449 - Doğan Kitap Yayınları
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.