Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey yıldızlar yoksa siz de mi anladınız Yeryüzü halkının cefasını ve riyakarlığını Bu yüzden mi göğün kalbine saklandınız Ey yıldızlar, en iyi ve pirüpak yıldızlar
Sayfa 7 - TelosKitabı okuyor
Şunu da söyleyeyim de eve döneyim artık - akşam oldu, yağmur çiseliyor.(inanın çiseliyor. - inanmadınız mı? Bütün uyanıklığınız bu kadardır zaten - neyse, peki: çiselemiyor.) bari biraz gülebilir miyim? Siz de gülebilirsiniz; zamanı geldi artık. Deli, daha girerken güler - diğerleri hep sonradan, çok sonradan. Deli olduğumu mu sanıyorsunuz? Nereden anladınız?
Reklam
Böylece Brissenden 'Aşk Döngüsü'nü ve Peri ve İnci'yi giderken yanına götürdü, Ertesi gün geri geldiğinde Martin'e ilk söylediği şey "Daha istiyorum," demek oldu. Brissenden Martin' i bir şair olduğuna ikna etmekle kalmadı, kendisinin de şair olduğunu ifşa etti. Onun şiirleriyle ayakları yerden kesilen Martin, en çok da bunları yayımlatmak için Brissenden'ın o güne kadar hiçbir çaba içine girmemiş olmasına şaşırmıştı. Martin'in onun şiirlerini pazarlama konusunda gönüllü olması üzerine de "Tanrı hepsinin kökünü kurutsun!" diye bağırdi. "Güzelliği, sadece kendisi için sevin," diye tavsiyede bulundu, "ve o dergileri de rahat birakın. Gemilerinize ve denizinize dönün, anladınız mı, Martin Eden? Size ancak bunu tavsiye edebilirim. İnsanların bu hastalıklı, kokuşmuş şehirle- rinde ne işiniz var sizin? Güzelliği bu dergiler krallığına peşkeş çekmek için uğraştığınız her gün kendi kendinizi boğazlamış oluyorsunuz. Bana geçen gün bir şey demiştiniz Dur bakayım, neydi o? Ha, evet, 'Efemeraların en sonuncusu olan insan.' Pekâlâ, Sizin gibi, efemeraların sonuncusu olan birinin şan ve şöhretle ne işi var? Bilin ki ünlü olursanız, o şöhret sizi zehirler. Benim görüşüme göre siz böyle bir haltı yemek için fazla sade, fazla saf ve fazla aklı başında bir adamsinız. Umarım o dergilere tek bir şiir safra satamazsınız. Hizmet edilmesi gereken tek efendi güzelliktir. Ona hizmet edin ve gerisini boş verin! Başarı! Sizin şu Hanley'in 'Hayalet'ini bile bastıran Stevenson sonenizde, ya da Aşk Döngüsü'nde ve denizle ilgili o şiirlerinizde değilse eğer, hangi cehennemde o zaman o başarı denen şey?
Sayfa 368Kitabı okudu
Mehmed Akif : Senin Akşemseddin son zamanlarda kendini ilme vermişmiş.Müslümanlık aleyhinde bir İngiliz kitap yazmış, o da bir müdafaa kaleme almış.Fakat, siz galiba İngilizce bilmezsiniz dedim.İngilizce eseri nasıl anladınız da cevap yazdınız. "Ben o tereslerin dinimiz hakkında ne söylediğini bilirim ; onunkini okumadan benimkini yazdım demez mi?
"Siz insanlar," dedim, "her şeyden evvel 'bu deliliktir; bu akıllılıktır; bu iyidir, bu fenadır' demeden laf edemez misiniz? Bu ne demek Tanrı aşkına? Herhangi bir vakanın asıl sebeplerini hiç derinleştirip anladınız mı? O olayı doğuran, doğurmasından kaçınılmayan sebepleri aradınız, taradınız mı? Eğer bunu yapmış olsaydınız hükümlerinizi bu kadar çabuk vermezdiniz."
Reklam
Bir sabah uyanmak ve bulamamak yanında. Yatağın ona ayırdığın kısmında Hala sıcaklığının durması... Tüm bildiklerini unutmaya çalışmak, Öğrendiklerinin artık sana ait olmaması... Siz de sevdiğinizi zannederken hissettiklerinizin aslında hiç olduğunu anladınız mı?
“Ey yıldızlar yoksa siz de mi anladınız Yeryüzü halkının cefasını ve riyakarlığını Bu yüzden mi göğün kalbine saklandınız”
— Bizim dillimizde hastalanıl dini görevlerini yerine getirme zo­ runluluğu yoktur. Şu anda siz hastasınız ama bu hastalığın sizin ya­ pınızla ve başınıza gelenlerle çok ilgisi var. Olanlan değiştirenleyiz ama eğer sizin yapınızı birazcık bile değiştirebilir, sizi daha esnek, da­ ha hoşgörülü biri yapabilirsek hem siz kazanırsınız hem de çevreniz. Ömrünüzün kalan kısmında sadece evdeki çocukların kalplerini kır­ manızı önleyebilsek bile kazancımız sizin sandığınızdan daha büyük olur. Sadece namaz kılıp akşama kadar ibadet etmek hem Tanrı hem de kul yarımda makbul insan olmaya yetmez Hayri Bey. Dünyada iki tür insan vardır. Biri, beraber olduğu insanları mutlu edenler, diğeri de çevresini mutsuz edenler. Siz hangi gruba giriyorsunuz? — Bilmem ki, ben her zaman doğrudan yanayımdır. Bu yüzden bazen çabuk kızıveririm. Herkes görevini bilse... — Yani herkes sizin düşündüğünüz gibi davrarısa... — Amabenmantıklıinsanım... — Evet, öylesiniz. Hem mantıklı hem dürüst hem de adilsiniz ama bakın bütün bunlar sizi birlikte yaşadığı insanları mutlu eden­ ler grubuna sokamıyor. Demek ki bir eksik var. Bu eksiğin ne olduğu­ nu anladınız mı? — Anladım. Hoşgörülü değilim. Her şey tam olsun, eksiksiz ol­ sun derken galiba bazen ipin ucunu kaçırıyorum. — Böyle olunca da önce sizin huzurunuz bozuluyor. Hayatta hu­ zur çok önemli bir şeydir. Ruhsal hastalıklar çoğu zaman huzursuz­ lukla başlar. Birlikte yaşadığınız insanlar mutlu ve huzurlu olmalı ki siz de böyle olabilesirıiz. — Doktor Hanım, bu tedavi galiba en çok çocuklara yarayacak. Dediğinizi yapacağım, bizim ev her zamankinden daha huzurlu ola­ cak artık.
471 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.