-Ben bir bibliyoman idim Murat Bey.
-Bibliyoman?!
-Evet, Türkçesi kitap hastası, kitapsever.
Murat'ın yüzündeki endişe yerini rahat bir ifadeye terk eder.
-Ne var bunda. Keşke yurdumuzun insanları, herkes sizin gibi kitapsever olsa.
-Yoo, o kadar kolay değil. Basit değil...Bakın ben size anlatayım. Bu bir hastalık. Üstelik alanındaki benzerlerine nazaran en hafifi.
-Başka türleri de mi var.
-Ohoo, çok var çok... Şimdi size kısaca tarif edeyim.
*Kitapçalarlar vardır. Bunlar normal yollardan kitap sahibi olmak istemez. İlla ki çalacak, ancak o zaman tatmin olur. *Kitap delileri vardır mesela. Bunlar da kitap toplama arzusu durdurak bilmez. Kitabı okumak için almazlar. Seyretmek, üzerinde yatıp uyumak, okşamak için edinirler. *Bazıları da kitap gizlerdir. Kitabı kilit altında tutar, kimseye göstermez kıskanırlar. *Kitap düşmanları vardır; kitaptan tiksinir, nefret eder, elini bile süremez. *Sonra kitap yakanlar vardır, kitap yırtanlar, kitapperestler...
-Vay be! Ama bunlar çok afedersiniz, yani bir tür manyak oluyor değil mi?
-Elbette. Nasılsa içlerinde ben de varım.
-Sizinkisi hangi sınıfa giriyordu?
-Benimkisi en zararsızı. *Kitapseverler, tutkun. Kitapları seçip alırlar ama kafalarına koydukları kitaba sahip olmak için her fedakarlığa katlanırlar. Sahip oldukları kitaplardan başkalarına övgüyle bahsetmekten hoşlanırlar.
İnsanlar üç kategoriye ayrılır;
1-yalan söylemeye mecbur kalmaktansa hiçbir şey gizlememeyi iyi yeğleyenler
2-hiçbir şey gizlememektense yalan söylemeyi yeğleyenler
3-aynı zamanda hem yalanı hem de gizi sevenler