Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz.Fatıma'nın Hz.Aliye verdiği güzel cevabı.
Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem), bir gün HZ. Ali'ye: Yâ Ali, Allah Teâlâ'yı sever misin?" diye sordu. HZ. Ali: "Evet, ey Allah'ın Resulü, severim" cevabını verdi Efendimiz: "Onun Resulünü de sever misin?" buyurdu. Hz. Ali heyecanlanarak; "Evet yå Resûlullah" dedi Resûl-i Ekrem: "Kızım
Sayfa 140 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Gazali vefatından az önce yazdığı şiirdir.
Şöyle söyle, üzülen o din kardaşlarıma:     Sanmayınız ki, sakın, ben ölmüşüm gerçekten,     Vallahi siz de kaçın, buna ölüm demekten.     Ben sadrın içindeyim, bu cesed ise bana,     Ev gibi, gömlek gibi örtü olmuştu, cana!     Ben bir inciyim, örtüm, hicabım bir sadeftir,     Sübhân ile ülfetim, beni beri etmiştir.     Ben bir serçeyim ve bu
Reklam
Din kardeşliği ideoloji/menfaat kardeşliğine dönüştü toplumda!!!
“Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.” - Hucurât, 49/6
Şahit olmadığın, kendisinden işitmediğin bir hususta kalbinde oluşan zan ve tahminler şeytandandır. Onu yalanlamalısın. Çünkü şeytan fâsıkların en büyüğüdür. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır. "Ey iman edenler! Eğer fâsık biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz" (Hucurât 49/6).
Offfff
Ölüm, bir iç çekiştir yalnızca; ölüm derin bir soluklanmadır ve ölüm, insana bir de soluk verme hakkını tanıyacaktır birgün. Birgün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları havayı gökyüzüne geri bırakabilmek için ayağa kalkacaklardır. Haber vermeye geldim size: Birgün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları irinli sıvıyı boşaltmak için ayağa kalkacak ve artık birer karaçukur olan gözleriyle sizlere alaycı bakacaklardır. Soru soran, yoran bir bakıştır bu. Küçümsemeyen, küçük gören bir bakış! Yakarırım size, duyun beni!..
Sayfa 63 - Sel Yayıncılık- 2. baskı, Mayıs 2014Kitabı okudu
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
hû deyu..
“Elimizdeki bu eser, on sekizinci yüzyılda Fas’ta yaşamış bir büyük ârife ait. Tasavvuf terminolojisindeki, hallere, makamlara ve bazı özel nitelikteki kullanımlara tahsis edilmiş yüz kırk üç terimi ele alan bir eser bu.” Mütercim girizgâhı böyle yapıyor. Ve kitabın içeriğini özetleyen iki cümleyle vurguluyor amacı. Kitabı elime aldığımda şunu sordum kendime, bu kitabı niçin okuma ihtiyacı duydun? Başlıkta da belirtildiği üzere sufilerin el kitabı niçin seninde elinde olmalı? Açıkçası bu soruyu yanıtlayamadım kendimde. Sadece okumak istedim ve bir hazine bulmuşum edasıyla raftan büyük bir iştahla alıp inceledim. Nihayetinde okumaya başladığımda üzerimdeki ölü toprağını atacak olan kitabın bu olduğuna karar verdim. Yalnız kitapta en çok dikkatimi çeken, kalbinizi açmadan ve dahi bir takım manevi halleri müşahede etmeden bu kitabın size çokta anlamlı gelmeyecek olması. Kitabın anlaşılmak için sizden bir isteği var, manevi tecrübelere ruhun açık olsun, kalbin hazır olsun ve muhabbetullah gibi bir derdin olsun. Herkese aynı hissiyatı aynı ölçüde vermeyecek bu kitap. Kimisine ağır, kimisine su üstünde yürüyormuş hissiyatını veriyor. Zira terim, hâl, yol, tecrübe ve daha nicesiyle sûfilerin, dervişlerin ruh dünyalarından haber veriyor. Sufi terminolojisi diyebiliriz. Yalnız tasavvuf meraklıları, terminoloji meraklıları ve arayışta olanların okuması gereken kitaplardan diyebiliriz. Doğrusunu Allah bilir.
Sufilerin El Kitabı
Sufilerin El Kitabıİbn Acîbe el-Hasenî · Ketebe Yayınları · 202245 okunma
Reklam
Beni çağırmadınız, kalkıp ben kendim geldim. Uzaklardan size bir haber getirdim geldim. Bıraktıklarınızdan, unuttuklarınızdan, Sımsıcak-anılası günler getirdim geldim. Gömütleri andıran yapılarınızdaki Yaşantılarınıza evler getirdim geldim.
Sayfa 235Kitabı okudu
BEDİR GAZÂSI VE ASHÂB-I KİRÂM’IN İTAATİ
Kureyş müşrikleri, Şam’a büyük bir ticaret kervanı göndermişlerdi. Kervanın gelirleri Müslümanlara karşı kullanılacaktı. Cebrâîl (a.s) bunu Peygamber Efendimize (s.a.v.) haber verdi. Müslümanlar, Medîne-i Münevvere’den kervanın yolu üzerine çıkacakları sırada Kureyşlilerin de bir ordu hazırlayıp Mekke’den hareket ettikleri haberi ulaştı. Cebrâîl
Allah, Adem’e bütün isimleri, esmayı talim etti” buyurdu. Bütün Esmau’l Husna’yı talim etti. Bu Esmau’l Husna’nın içinde her şey vardır, bütün varlık vardır. Her şey Allah’ın isimlerinin, esmasının tecellisidir zaten. Sonra Allah onları meleklere arz edip; “hadi bunu bana haber verin” dedi. Melekler ne dediler; “senin bize öğrettiğinden başka bir şey bilmeyiz. Sen subhansın ya rabbi!”34 Allah, Âdem’e; “bu isimleri haber ver” deyince Âdem o isimleri haber verdiğinde Allah; “sizin bilmediklerinizi ben biliyorum demedim mi size?”buyurdu. “Sonra meleklere, Adem’e secde etmesini emretti.” Secdenin sebebi neymiş? Allah’ın Âdem’e talim ettiği esmaymış. Alleme Ademel esmâe kullehâ: “Allah, Âdem’e bütün isimleri talim etti” buyurdu. Âdem deyince onu insan olarak anlamak lazım. Her bir kulun kendini Âdem olarak bilmesi lazım, bu esmayı talim etmesi lazım. Bu esmayı burda eğer talim etmezsek meleklerin secde ettiği varlık olmamış oluruz. Nitekim esmayı talim ettiğimiz kadarıyla Allah’a yakın oluruz, en yüksek makama gelir, meleklerin secde ettiği varlık oluruz. Esmayı talim ettiğimiz kadarıyla…
Ölümcül bir hata yaptığınızda, onu toparlamak için 10 saniyeniz vardır. hayat size sadece 10 saniye verir. Bu iyi haber. Peki kötü olan ne, biliyor musunuz? Sizin 11 saniyeye ihtiyacınız vardır. Bir saniye her şeyi bitirir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Ben ne geceyim, ne de geceye kulluk ederim. Ben bir hakikat güneşinin hâdimiyim ki, size ondan haber getiriyorum.
İmam-ı Rabbânî
İmam-ı Rabbânî
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.