Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Papazın siyah peçesi
Onu dinleyenler birbirlerinden korkarak birbirlerinin yüzüne bakmaktan kaçınırken, Peder Hooper sırtüstü yatağına yığıldı, bu peçeli ölünün dudaklarında belli belirsiz bir gülümseyiş kaldı. Peçesini çıkarmadan tabutuna koydular ve peçeli ölüsünü toprağa verdiler. O mezarın üstünde yıllar boyunca otlar boy attı ve soldu, mezar taşını yosun bürüdü ve Bay Hooperımızın yüzü toprak oldu; ama bu yüzün o Siyah Peçe'nin ardında çürüdüğü düşüncesi hâlâ korku salar yüreklere!
Sayfa 33 - Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Rüzgâr tatlı tatlı esip tenimi okşuyordu. Gecenin altında bu kadar normal olmak bir an kendimi çok iyi hissetmeme neden oldu. Ta ki başımı çevirdiğimde dönme dolabı görene kadar. Yüzümdeki mutlu tebessüm yavaş yavaş soldu. İçimi kötü bir haber aldığımız zamanlarda oluşan o bunaltıcı his esir aldı. Dönme dolap kabini. "En çok beni sevdiğinden emin olmak istedim." "Elbette en çok seni seviyorum." "Birileriyle benim aramda kalsan beni seçerdin yani." "Seni seçerdim." "Aferin kızıma." İkimiz de o kabinlerden birinin içinde gökyüzüne doğru yükselirken aslında hayatımızın nasıl ilerleyeceğini konuşmuşuz. Gökyüzüne yaklaşmışız ama birbirimizi kaybetmişiz. Oysa o gün bana nasıl içten gülümsediğini hâlâ hatırlıyordum. Bütün dünyana beni ortak ettiğin yıllarını hatırlıyorum. Senin için belki bir savaşta değil ama sıradan hayatımızda kaç kişinin karşısına geçip seni koruduğumu hatırlıyorum. Sen köşede tek başına oturan sessiz kızdın, sessiz kızları kolay sevmezler, önce tanımaları gerekir, daha önce tanımak istemeleri. Ben herkesle arası çok iyi olan eğlenceli kızdım. Ben seni herkese anlatırdım. Doğarken yalnız bırakılmış o kız bir daha yalnız kalmasın diye çok uğraştım. Köşedeki sessiz kız olmak istemediğini de seni gördüğüm ilk anda anlamıştım. Sesini duyurabilmen için uğraştığım onca zamanın ardından merak ediyorum, neden bağırmak için benim sesimin kesilmesini bekledin? Sen artık köşedeki sessiz kız değilsin, uzaktaki bir diyarın en çok ses getiren vârisisin. Bense senin sesinin yankısıyla bir köşeye savrulmuş ve sessiz kalmak zorunda kalmışım.
Sayfa 181 - Dex Nova&AyzerKitabı okudu
Reklam
Ağustos ve Rüzgar
... Sesini yakalamıştım bir güzel kuşun Tam da taşırken şiirlerime Öldü dediler Sustu bir anda bütün ezgiler Ardında geleceksiz umutlar Ardında peş peşe mühürlenen konutlar
Sayfa 54 - YURTKitabı okudu
"Ayın inci parlaklığı soldu: Görünmez oldu; Yosunlu banklar ve kıvrımlı patiklar, Şen çiçekler ve küskün ağaçlar:"
PAPAĞANIN DİRİLİŞİNİN HİKÂYESİ P apağan dumanı tüten tencereye düştü. Kafasını kaldırdı, başı döndü ve tekrar düştü. Merakından düştü ve sıcak çorbanın için- de boğuldu. Arkadaşı olan küçük kız ağladı. Portakal, kabuğundan soyundu ve kendisini sundu teselli olarak. Tencerenin altında yanan ateş pişman oldu ve söndü. Duvardan bir taş ayrıldı. Duvarın üzerine eğilen ağaç acıdan kasıldı ve bütün yapraklarını döktü. Rüzgâr sık yapraklı ağacı taramaya geldi her zamanki gibi, ama onu Yapraksız buldu. Olanlan öğrenince rüzgâr bir ıç çekişle esintisini kaybetti. Esinti pencereyi açtı, amaçsızca dünyayı dolaştı ve gökyüzüne gitti. Gökyüzü kötü haberi alınca rengi soldu. Semayı öyle bembeyaz gö- rünce insan kelimesiz kaldı.
Sayfa 91
Biz küçükken hayatımız, hayal dünyamız geniş ve bir o kadar parlaktı. Biz büyüdük, hayal dünyamız küçüle küçüle yok oldu ve yaşam soldu. Sonrası bedenlerimiz gibi ruhlarımız da karanlığa büründü...
Sayfa 44 - Hep kitap/2.baskı
Reklam
Ölü şimdi o, beni büyüten ve avutan, Ölüm şimdi o gençlik dünyası Göğsün, bir zaman bir gökyüzü dolduran Ölü ve şefik bir biçilmiş tarla gibi; Ah! Bahara kaygıları söylüyor Hâlâ, eskisi gibi, dost avutucu bir şarkı, Ama bitti hayatımın sabahı, Kalbimin baharı soldu çoktan. Ebediyen aç kalacak en sevgili sevgi, Sevdiğimiz şey, bir gölgedir sadece, Gençlik altın rüyalarda öldüğünden, O dost doğa da öldü benim için; Fark etmiyorsun o neşeli günlerde Vatanının sana bu kadar uzak olduğunu, Zavallı kalbim, ona asla sormayacaksın, Eğer ondan bir rüya yetmezse sana.
Coşkun:
Törenlerde konuşan içimdeki yabancı Kalbimize saplanan ecnebi sahte sancı İnsanlıktan emekli Coşkun Ermiş'in sesi Tarih öğretmeniydi, Ahmet Cemal Lisesi Bütün eski emeller gözünde soldu birden Bir hiç olmak isterdi, ve her şey oldu birden Bende ezelden beri büyüklük istidadı var Hangi deli kendisine zincir vurur şaşarım.
Sayfa 49 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bu bir beste değildi, diyarın hikâyesiydi.
Yüz yıl geçti kalkanın altından Lordları vârislerinden ayıran Suya hükmeden kötü bir kraldı Dünya sihrinin altında kaldı Toprağa hükmeden ayağa kalktı Suların altından halkımızı kurtardı Varisler esir kaldı Çiçeklerimiz soldu Sihir bizi terk etti Kötü kalpli suya hükmeden yıldızlarımızı gizledi Anmayız onun adını Deliliği topraklarımıza bulaştı Krallığı yok olmalıydı Toprağa hükmeden de bunu yaptı O gerçek bir kral oldu Kılıcı keskin, gözleri aklıyla bakandı Bizi kurtardı, elini uzattı Diyar sırtını toprağa yasladı
Sayfa 55 - Martı yayınlarıKitabı okudu
İmam Hüseyin şehid oldu, Gül bahçemde güller soldu, Topraklar kan ile doldu, Kerbela’da, Kerbela’da,
472 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.