Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ötüken Dergisinin İşleri: Ötüken'e gelen şiirleri okuyup basılabilecek olanları seçmek de Atsız'ın işidir. Bu arada bir de roman yarışmasında jüri üyesidir: "Ötüken hakkındaki tenkitlerinde de haklısın ama ne yapalım? Eldekiler bunlar. Daha iyi şiir istiyorsun. Ben, bana gelen okkalarla şiirin en iyilerini seçip Sançar'a
Atsız Uyarılarına Devam Ediyor: Soruşturmaya ve hakkında dava açılmasına rağmen Atsız uyarılarına devam eder. 19 Ağustos'ta yazdığı yazı Ötüken'in Eylül sayısında çıkar: "Bağımsız Kürt Devleti Propagandası". 8-29 Mart 1967 tarihlerinde Yeni Gazete'de tefrika edilen "Barzani'nin Karargâhında” başlıklı yazı
Reklam
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
1966: Yazılar-Kitaplar-Olaylar: Atsız, Nejdet Sançar ve Türkçüler CKMP'yi destekliyorlardı ama Ötüken'in Kasım 1965 sayısından itibaren CKMP ve Türkeş hakkında bir suskunluk vardı. CKMP hakkındaki son haber, seçimlerden hemen sonraki 20 Ekim 1965 tarihli nüshada çıktı. Diğer partilerin farklı kesimlerden oy aldığı, "Türkeş'in
Kendimizi kontrol edebilmek için iradeden daha fazlasına ihtiyaç vardır. Duygularımız eylemlerimizde ve karar vermemizde son derece önemlidir. Sadece bunun her zaman farkına varamayız.
İdeal bir eylem biçimi yoktur. Esas olan eylemin belli bir biçim alması, ama kendisine dayatılanı sahiplenmek ye­rine kendisinin biçim yaratmasıdır. Bu da, Fransız Devrimi esnasında Paris Komünü'nün seksiyonlarındaki gibi, ortak bilginin herkese açık olmasını gerektirdiği kadar ortak bir politik ve coğrafi duruşu da gerektirir. Sıra eyleme karar vermeye gelince, şöyle bir ilke konulabilir: Herkes kendi araştırmasını yapar, sonra da bilgiler bir araya getirilir ve karar kendiliğinden oluşur, böylelikle biz kararı değil karar bizi alır. Bilginin herkese açık olması hiyerarşiyi yok eder; böylece herkes eşitlenir. Yatay iletişimi artırmak hem farklı komünler arasındaki en iyi eşgüdüm biçimi, hem de hege­monyayı son erdirmenin en iyi yöntemi olacaktır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Yapay zeka (yz): yüz algılama, ses tanıma, karar verme ve diller arasında çeviri yapma gibi normal olarak insan zekası gerektiren işler yapabilen bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesi ve teorisi.
"Hayatlarımızda, genellikle de orta yaşlarda,ister acı verici olsun,ister olmasın,karar vermemiz gereken bir an gelir ve bu karar,gelecekteki hayatımızın muhtemelen en önemli psişik kararıdır.Kadınlar bu noktaya çoğu zaman otuzlarının sonunda ya da kırklarının başında ulaşırlar.Kulaklarına kadar her şeyle dolu oldukları bir noktadırlar ve artık "bıkmış"lardır, "son damla bardağı taşırmıştır"tır ve "bitip tükenmiş"lerdir..."
Bir gün Kurbağalar, kendi aralarında yarışmaya karar vermiş. Yarışmayı kazanmak için yaşadıkları derenin hemen yanında bulunan yüksekçe bir ağacın tepesine tırmanmaları gerekiyormuş. kurbağalar, ağacın önünde sıraya dizilmiş; diğer kurbağalar da çevreye yayılıp yarışmayı izlemeye başlamış. Yarış başlamış. Ne var ki seyirci kurbağalardan hiçbiri, yarışmacıların gerçekte o ağacın tepesine çıkılabileceğine inanmıyormuş. Seyirciler arasından şu sesler duyuluyormuş: "Zavallılar!.. Hiçbir zaman başaramayacaklar!" Zaman ilerlemiş, seyirci kurbağaların sesleri hiç değişmemiş: "Zavallılar!.. Hiçbir zaman başaramayacaklar!" Nihayet kurbağaların biri hariç hepsinin ümitleri kırılmış ve hepsi yarışı bırakmış. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile ağacın tepesine çıkmayı başarmış. Kurbağalar, hayret içinde onun bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemiş. İçlerinden biri ona yaklaşmış ve bu işi nasıl başardığını sormuş. O anda farkına varmışlar ki ağaca tırmanmayı başaran kurbağa işitme engelliymiş. Bu da böyle bir kıssadan hisse. Hadi öperler :d
Popüler tarih
Ortaylı'nın "popüler" eserleri çok yaygın olarak okunuyor diye onun akademik yayınlarını değil, popüler seviyedeki eserlerini çalışmama konu edinmiştim. "Hiç okumaz denen insanlar 'tarih' okuyorlar ama ne okuyorlar?" şeklinde bir soru vardı kafamda. Tabii ki sadece Ortaylı'nın popüler eserleri için değil, başkalarının yazdıkları için de sorduğum bir soruydu bu. Son kertede disiplin olarak tarihi ve okuru ciddiye almamanın göstergesi olan hatalar önce beni şaşırttı. Defalarca sorgulayıp, teyit edip emin olduktan sonra yazmaya karar verdim.
DT - Dr. Hakan ErdemKitabı okuyor
Reklam
235 syf.
8/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Sevgili Yaşar Kemal’in tüm kitaplarını yılların önce okumuştum. Şu sıralarda yeniden ele almaya karar verdim. İnce Memed’le başlamadım çünkü eskiden beni en çok etkileyen kitabı oydu. Onu en son okuyacağım. Sarı Sıcak, sevgili Yaşar Kemal’in harika diliyle bana gerçekten sarı sıcağı yaşattı, yıllar sonra. Anadolu’yu daha iyi anlatan yazarımız galiba yok.
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20235bin okunma
İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adımı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyorsunuz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son karar vererek gönül rahatıyla öteye geçiyoruz?
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
260 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ / YUSEF MASADOW DEDİM, USULCA VE ADABINCA... Dünyadaki en zor şeydir, beklemek... Bir yanı umut, bir yanı nevmit; ölmek ile dirilmek... Bekleyiş... Ki; aslında, sabrediş... Aşkın berzahı... Cinnet mi, cennet mi?.. DEDİM, USULCA VE ADABINCA... Artık, Aşk karar verecek... Üfleyenin yemini, gününü bekleyecek... Son harfin
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202434 okunma
Bu kadar paranın olduğu yerde kavga olmaz mı? Tarih: 30 Aralık 2010. Şeker pazarının iki ürünü olan, "pancar şeker" ve "nişasta bazlı şeker" kota hesaplamalarının yapıldığı Şeker Kurulu'nda kavga çıktı. Nişasta bazlı şeker pazarının daralmasını ve pancar şekeri­ nin kullanım alanının genişlemesini isteyen Pankobirlik (Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği) Başkanı Recep Konuk ile, Cargill temsilcisi Muzaffer Mustafa Sayınataç birbirine girdi. Konu yar­ gıya taşındı; Cargill temsilcisi Sayınataç şikayetçi oldu. Kota meselesi yüzünden çıkan kavgaya son noktayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koydu; Recep Konuk hakkında "Ko­vuşturmaya Yer Olmadığına" karar verdi.
“Güçlü olan hayatta kalır" ifadesi, hayatta kalanların etik olarak bir anlamda en güçlü olduklarını ve evrimin izlediği bu eleme yolunun, sonraki tipin öncekinden daha iyi olduğunu kanıtladığı yönünde bir inanışa yol açtığı görülmektedir. Bu temele dayanılarak bir güce tapınma temeli kolayca kurulmakta ve medeniyet yoluyla kavgaların
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.