Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
zaman bir yılı daha süpürdü baktın mı geçmişin temiz mi temiz mi yürünen sokaklar . kimsenin gördüğünde mutlu olduğu biri olmasan dert etme , kendi gördüklerin ile mutlu ol bakarsın gelecek yıl daha az üzülürsün ama bu yıl ki acını yine de unutma olur mu attığın adımların seni göğe çıkarmaz ama uçurumdan atabilir kahve içeceğin insanları da
Küçük İskender
Küçük İskender
Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdım: En çok En çok güllerden sözettim
Reklam
****
Hasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş
KİTAPLARI VE DİĞER GÜZEL KİTAPLARI OKUMA ETKİNLİĞİ**** “Bugünkü dünyanın uğultusu, anlamların yerinden oynadığı, araya silah patırtılarının girdiği, kalın ve rahatsız edici bir şey.” Değerli arkadaşlar, hepinize merhabalar. Hiç lafı uzatmayarak bu uğultudan biraz olsun uzaklaşmak için sizi
Çayınızı alın başlıyoruz. Bir Fyodor Dostoyevski floodu.
Dünya edebiyatına Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler, Budala gibi büyük eserler kazandıran, radikal bir anlatı ile 20. yüzyıl romanında derin izler bırakan büyük Rus yazar Fyodor Dostoyevski’ye (11 Kasım 1821 - 9 Şubat 1881) dair bildiklerimizi gözden geçirmeye ne dersiniz? 🔎 1- 1821 yılında Moskova’da, altı çocuklu Mikhail Dostoyevski ile Maria
Öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. Öğrendim ki... Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika.
Çaylar hazırsa ''Dante Alighieri'' floodu geliyor.
Güney ve Orta İtalya’da yaşayan ve ölümüne kadar devam eden sürgünü sırasında, dünyanın en bilinen ve okunan eserlerinden biri olan “Divina Commedia”yı (İlahi Komedya) yazan meşhur İtalyan şairi Dante Alighieri (1265-1321) hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim. 🔎 1- Dante, “İlahi Komedya” adlı eşsiz eserinin yanında çok sayıda eser vermiş,
Reklam
iyi ki doğdum! / iyi ki doğdum! / iyi ki doğdum!
"Nasıl buluyorsun bu yıl kendini "Göğsündeki ruhbilimsel saate göre Bana sorarsan, yıllar önce nasılsan Öylesin gene Hepsi hepsi bir kedin öldü sadece."
Edip Cansever
Edip Cansever
abimizin,
Tomris Uyar
Tomris Uyar
ablamıza doğum günü vesilesiyle yazdığı bu dörtlüğü kendime ithaf ediyorum... İtirazı olan karşı tarafa lütfen... :)) “Yıllar da durulmayan
Ezel'de Geçen Kitaplar
1- Sefiller: Victor Hugo 2- Fedailerin Kalesi Alamut: Wladimir Bartov 3- Semerkant: Amin Maalouf 4- Rubailer: Ömer Hayyam 5- Monte Cristo Kontu: Alexander Dumas 6- Divan-ı Kebir: Mevlana Celaleddin Rumi 7- Babalar ve Oğullar: İvan Sergeyevic Turgenyev 8- Kelebek: Henri Charriere 9- Tutunamayanlar: Oğuz Atay 10- Kinyas ve Kayra: Hakan Günday 11- Kumarbaz: Fyodor Mihailoviç Dostoyevski 12- Reading Hapishanesi Baladı: Oscar Wilde 13- İki Şehrin Hikayesi: Charles Dickens 14- Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Ahmet Hamdi Tanpınar 15- Erken Kaybedenler: Emrah Serbes 16- Hicivler- Tepkiler: Abidin Uyar 17- Sonrası Kalır: Edip Cansever 18- Leopar: Giuseppe Tomasi Di Lamped 19- Mai ve Siyah: Halit Ziya Uşaklıgil 20- Macbeth - Shakespeare 21- Yol - Birhan Keskin 22- Budala - Dostoyevski4 23- Ermiş- Halil Cibran 24- Kürk Mantolu Madonna- Sabahattin Ali
Sonrası Kalır 1 / Edip Cansever
Unutulmuş gibiyim ben. Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir Bilmem ki, nasıl anlatmalı, yalnız bile değilim Belki de yalnızlıktan daha fazla bir şey bu Unuttum ben kendimi de..
Verimli Geçen Bir Yılım
Bu sene farklı türde okumalar yapma hedefimi az çok gerçekleştirdim. Kişisel hayatımda ve dünyamızda olan biten iyi kötü her faktöre rağmen okuma açısından en verimli yılım oldu. Kitaplar yine bana stresle baş etmede, motive olmada yardımcı oldu. Edebi anlamda haz verdi ve düşünce etkinliği olarak hayatımı daha anlamlı kıldı. Bu ileti
Reklam
‘KÜÇÜK BİR YOLCULUK’ ŞİİR OKUMA ETKİNLİĞİ 01/03/2020 - 01/04/2020
“Şiir, dizelere sıkıştırılmış bir nükleer enerji. Şiir, parçalanacak, patlayacak olan şey. İşte düzeni, egemenleri korkutan şey. Şiir hem haz, hem derinlik, hem sonsuz bir bağımsızlık, bağsızlık, hem çok ince bir denge, bir iç düzen. Sabır ve coşku.” (Gülten AKIN) Eşlik etmek isterseniz, 1 Mart 2020 – 1 Nisan 2020 tarihleri arasında sizlerle
28 ekim 1923: yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! ve ertesi gün
ankara hükümeti meclisleri meclisin açıldığı 1920den 1922ye dek gerek ulusal gerekse uluslararası politik, toplumsal, idari konularda aynı anda birçok mücadele vermiş, 1923 yılına da aynı mücadeleci kimliği ile girmiştir. 1923 yılının başlarında lozanda itilaf devletleri ile ekonomik konularda anlaşamayan ankara hükümeti lozanda görüşmeleri
KALIPLAR VE ANLAMLAR
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü insanlar bugün için hikayelerine kadın terörünü lanetleyen sözler, şiirler, resimler atarak kınıyorlar. Hatta bunu bende yapıyorum. Ama şunu fark ettim, biz bunu 8 Mart'tan en fazla 1-2 ay kadar önce yapmaya başlayıp 8 Mart'tan 1-2 ay geçinceye kadar da yapıyoruz. Hatta okullarda öğretmenler 2 hafta önceden 8 Mart ile ilgili resim, şiir, kompozisyon gibi çalışmalar yaptırıyor. 8 Mart geldiğinde resimler asılıyor, şiirler, kompozisyonlar okunuyor ve tam bir yıl sonra bunlar tekrarlanıyor. Bu kadar önemli şeyler tekrarlandıkça putlaşıyor, kalıplaşıyor sadece kelimelerde asılı kalan önemli birer gün halini alıyorlar. Biz bu günü kutlasak bile bir sonraki 8 Mart'a kadar kadın, erkek, çocuk, hayvan hepsi durmaksızın kendini güçlü sanan zalimlerce katlediliyor. Hatta bir yılı beklemeden haberlerde kalın yazılarla atılmış alt başlıklar görüyoruz "Bu gün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve zalimler hala katletmeye devam ediyor." işte bu paradoks 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bile bitmiyor. Bu günü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak değil de 8 Mart İnsanlığımızın Öldüğü Gün olarak kutlasak belki bu gün putlaşır, kalıplaşır bir sonraki yıl bu gün için yazılar okunup, resimler asılır ve bugün belki kadınlar gününe olan gibi sadece panolarda, kelimelerde asılı kalır. Ve hiç kimse tam bu günden bir yıl sonra hiç bir canlıyı katletmez. Bu sadece bir teori. Gerçek olsa ne güzel olur dediğim bir teori. Umarım hiç bir canlı bu gün ve sonrası için zarar görmez.
Çevremizde yaşanan olaylara ve sıkıntılara kayıtsız kalmamıza ithafen...
Çiftliğin ambarını mesken tutan fare, bir gün çiftçinin kendisine kapan kurduğunu görür. Hemen horoza gidip, heyecanlı ve endişeli bir sesle, durumu anlatır. “Benim sorunum değil” der horoz. “Ben zaten yakalanmam o kapana. Tuzak sana kurulmuş, başının çaresine bak!” Fare, panikler. Yeni yavrulamış koyuna koşar, soluk soluğa, “Çiftçi bana kapan kurdu koyun kardeş…” diye yakınır. Koyun, “Bana ne ki?” der. “Dikkatli ol, kapana yakalanma!” Farecik, ağlamaklıdır. Son bir umutla, öküzün yanına varır, içini döker. Öküz de ilgisiz kalır. “Beni meşgul etme!” diye payladığı fareyi, “Başının çaresine bak” öğüdüyle savar. Fare çaresiz ve üzgün, yuvasına döner. Günlerden bir gün, çiftçinin fare için kurduğu kapana, bir yılan yakalanır. Zehirli mi zehirli türdendir. Çiftçinin oğlu kapanın yanından geçerken, yılan can havliyle oğlanın bacağını ısırır. Çocuk acıyla kıvranarak yere düşer, katılır kalır. Çiftliğe doktor çağrılır. Muayene sonrası gereken ilaçları veren doktor, çıkıp giderken “Horoz kesip suyuna çorba yapın, hastayı güçlendirir” der. Horozu kesip çorba yaparlar. Çiftlik evine o kadar çok “geçmiş olsun” ziyaretine gelen olur ki, çiftçi konukları ağırlamak için koyunun gözü gibi sevdiği kuzusunu keser. Kebap yapıp ikram eder. Ne var ki çiftçinin oğlunun sağlığı, gün geçtikçe kötüleşir. Sonunda ölür. Çiftçi cenazeyi kaldırır ve bu kez, “başın sağolsun'a gelenleri ağırlamak için öküzü keser!
943 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.