Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Canımın içi, benim artık senden başkasını sevebilmem ihtimali yoktur. Sevdiğim yalnız sensin. Ve sonsuza kadar sen olacaksın..."
“Bizimki gibi bir başka aşk daha olmayacak. Biz anlatılagelmiş en mükemmel aşk hikâyesiyiz.” “Sevgililer Günü saçmalığını” küçümseyen bu adamın dünyadaki en romantik erkeğe dönüştüğüne inanamıyordum. Dudağımı ısırdım. “Biz efsaneviyiz,” dedi arzu dolu bakışlarıyla. “Aşkı­ mız o kadar saf ve gerçek ki, biz tanrıların hayretiyiz.” Kim bu
Sayfa 317
Reklam
"Uzun süre düştüm," dedi sonunda yavaş yavaş, sanki geçmişi güçlükle hatırlayabiliyormuş gibi. "Uzun süre düştüm, o da benimle düştü. Ateşi etraf ımdaydı. Yarımıştım. Sonra derin bir suya daldık, her yer karanlıktı. Ölümün gelgiti kadar soğuktu: Neredeyse yüreğimi dondurdu." "Durin'in Köprüsü yanında uzanan uçurum
"Bütün sabah içim o kadar ferahtı, o kadar neşeliydim ki! Ama şimdi yine kara düşünceler geldi, kederliyim; kalbim sızlıyor. Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım."
Benim mutsuzluğum, hayır diyemeyen insanın mutsuzluğuydu… Bana sunulan bir şeyi geri çevirirsem, karşımdaki kişinin kalbiyle benim aramda asla sonsuza kadar onarılmayacak derin bir yarık açılacağı korkusuyla yaşamıştım.
Sayfa 104Kitabı okudu
“Sana kaba mı davrandım, değirmencinin kızı?" Serilda donakaldı. Kralın sorusunda ciddi olduğunu anlaması biraz zaman aldı. "Benim köyümden beş çocuğu öldürdünüz. Kuzgunlar onların kalplerini yedi. Ve hepsi sana istediğini vermediğim için oldu." Kral kafası karışmış gibi kaşlarını çattı. "Onları ben öldürdüm. Sen değil." "Beni lanetledin!" diye bağırdı, bileğini kaldırıp yarasını gösterdi. "Koluma bir ok sapladın ve beni sonsuza kadar buraya hapsettin." "Ki bence bu da bir gelişme, öyle değil mi?" Serilda nahoş bir kahkaha attı. "Neye kıyasla bir gelişme?" "Senin hayatına. Burada bir kraliçesin. Bir şatoda yaşıyorsun. Hizmetkârlar, bakıcılar ve... Ziyafetlerle." Serilda masanın üzerine eğildi. "Benim hizmetkârlarım bana bir çift ayakkabı getirmektense Velos'un el fenerini takip etmeyi yeğleyen kederli ruhlar. Bakıcılarım ise bizzat senin öldürdüğün ve bana karşı bir tehdit olarak kullandığın çocukların ta kendileri. Ve hayır, Märchenfeld'de akşam yemeklerimiz asla böyle olmazdı çünkü şöminenin yanında oturup babamla doyurucu şalgam yahnisinin tadını çıkarmaktan çok keyif alırdım, ki onu da sen öldürdün." "Ama yine de," dedi kral sakince. "Sana kötü davranıldı mı?" “Hayır, hem de hiç,"
Reklam
Ertesi gün şehre geri döneceğimiz zaman gördüm ki; bizim arkadaş türlü çiçeklerden güzel demetler yapmış, yola çıkmak üzere hazırlanmıştı. Dostuma, "Bahçe gülleri- nin bekası, gül mevsiminin vefası olmadığını bilmez misin? Bilge kişilerin, 'Bekası olmayan şeylere gönül vermeniz uygun olmaz' dediklerini duymadın mı?" dedim. Dedi: "Ne demek istiyorsun?" Dedim ki: "Ben gönülle- rin rahatlamasına, okuyanların neşelenmesine yol açacak bir Gülistan yazacağım ki sonbahar rüzgârları, onun yap- raklarını solduramaz ve mevsimin şiddeti, baharının tazeliğini yok edemez. Her mevsim taptaze kalır." Bu gül demetlerini ne yapacaksın, Gülistan'ımla ellerini süsle. Gülün ömrü bilirsiniz ki çok azdır. Benim Gülistan'ım ise sonsuza kadar solmaz. Ben böyle söyleyince eteğindeki gülleri döktü ve, "Bu sözünü yerine getir" diyerek eteğime sarıldı. Bir iki gün içinde birkaç bölüm müsveddeden temize çekildi. Güzel konuşmanın yöntemleri, hoş geçinmenin usulü ortaya kondu. Bu kitap konuşanların işine yarar, yazarların belâgatını artırır. Özetle Bostan'ın güllerinden arta kalanın da eklenmesiyle Gülistan kitabı tamamlandı.
“Şu an var olana talim edemiyorum. Şiddetli, beni ölümüne sevecek birini istiyorum ve aşkın ölüm kadar güçlü olduğunu biliyorum ve hep sonsuza kadar yanımda olacak birini istiyorum. Benim tarafımdan mahvolacak ve beni mahvedecek birini istiyorum.”
Sayfa 184Kitabı okudu
O gece benim hayatımı etkiledi. Öyle bir haz duydum ki o saat hayatımın sona ermesine bile razıydım. O zaman ölsem sonsuza kadar ruhum şad olacaktı.
Nehir aniden bir dönemeçten savruldu ve her iki yandaki kıyılar yükseldi, Lörien'in ışıkları gizlendi. Frodo bir daha o zarif ülkeye hiç gelmedi. Yolcular artık yüzlerini önlerindeki yolculuğa çevirmişlerdi; güneş önlerindeydi, gözleri kamaşıyordu çünkü hepsinin gözleri yaşlarla doluydu. Gimli açık açık ağlamaktaydı. "En zarif olana son
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.