Kıskançlık, gizlenen bir hayranlıktır.
Sören Kierkegaard
İnsan sosyal bir hayvandır, sadece sürünün içindeyken mutlu olur. Saçmaymış, kötüymüş, onun için fark etmez; her şeyi benimseyebilir, yeter ki sürü de benimsemiş olsun. Sürünün yaptığı her şeyi yapar, böylece bir yere ait olur.
Sayfa 98 - Yerdeniz Yayınları Çeviren: Gözde Genç
İçtenlikle seven, bir kereliğine ve sonuna dek sever.
Sayfa 48 - Zeplin YayınlarıKitabı okudu
Tanrı hatırlatmak istemezse; Yüce Rab saklandığı yerden gözetler ve muhtaçlığı bilir ve gözyaşı bekler ve hiçbir şeyi unutmaz.
Biliyorsun kendimle konuşmayı çok severim. Tanıdıklarım arasında en ilgincini kendimde buldum.
Sayfa 105
Her şeyden önce, kendinizi sevme görevinizi unutmayın!
Biliyorsun kendimle konuşmayı çok severim. Tanıdıklarım arasında en ilgincini kendimde buldum.
Sayfa 115
Dünya klasikleri listesi (İş bankası kültür yayınları)
1) Jane Austen - 
Gurur ve Önyargı
2) Novalis - 
Geceye Övgüler
3) Oscar Wilde - 
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
4) Hans Christian Andersen - 
Seçme Masallar
5) Anonim - 
Kerem ile Aslı
6) Henry James -
Bu mutsuzluk sevenlerin birbirine kavuşmamasının sonucu değil, birbirini anlayamamasının sonucudur.
Sayfa 20Kitabı okudu
Ne derin bir keder uyukluyor bu mutsuz erotik aşkta!
'Ayık kafayla çekilmeyen arkadaş' gibisin Kierkegaard.
Şöyle düşünür ve bu onun dileği haline gelir:Ya şimdi bir başkası olsaydım, kendime yeni bir kendilik edinseydim. Evet, ya şimdi bir başkası olsa acaba o vakit kendini tanıyabilecek midir? Köylünün biri hakkında anlatılan bir hikaye vardır: Adam yalınayak şehre iner, üzerinde kendine yeni bir çift çorap ve ayakkabı alacak ve sonra güzelce kafayı çekecek kadar para vardır. Sarhoş halde evin yolunu bulmaya çalışırken yolun ortasına yığılır ve sızar. O sırada yoldan geçen araba sürücüsü ona, yoldan çekil yoksa bacaklarını ezer geçerim diye avaz avaz bağırınca, sarhoş köylü ayılır gibi olur, bacaklarına bir bakar ama yeni çoraplarından ve ayakkabılarından kendi bacağını tanıyamaz, arabacıya der ki: ez geç birader, onlar benim bacaklarım değil zaten.
Kişi fert olarak hareket etmenin tadını bir alırsa, başimıza taş yağacağından korkmaz.
