Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Artık Özgürüm?
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Ben bu kitabı çok beğendim ya. Hikâyesi güçlü, anlatım dili okuma hızını kesmiyor ve en önemlisi fikir olarak ayakları yere sağlam basıyor. Nedense bu klasikleşmiş konuyu bu kadar güzel anlatacağını düşünmezdim. İki başlıkta düşüncelerimi detaylandıracağım. (Spoiler Alert) 1. Kitaplar - Bana söyleyebilir
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
331 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhabalar! José Saramago'yu daha önce Kabil kitabıyla tanımıştım. Körlük'ten sonra Görmek kitabını da okursam sanırım bu serüven tamamlanacak. Kitaba başlamadan önce çevremden konusunun az çok ne olduğunu öğrenmiştim. Olaylar az çok hayalimde canlandırdığım gibiydi ama beni sarsan yönleri de oldu, hem de fazlasıyla. Çeviride yazarın noktalama
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma
Reklam
281 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Herkese merhabalar; bir şeyler yazma konusunda zerre becerisi olmayan ben, cahil cesaretine tutulup inceleme yazmaya karar verdim. Umuyorum ki kafa üstü yere çakılıp henüz başlamadan biten bir inceleme yazma serüvenim olmaz. Girizgah kısmını fazla abartmadan vira bismillah deyip başlayayım.  Öncelikle belirtmek isterim ki Stefan Zweig seven bir
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği Anlar
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği AnlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,5bin okunma
50 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Üzerine Yazılabilecek Ciltlerce
Stefan Zweig'in kendi otobiyografisinden yola çıkarak yazdığı bu kısa öykü, aslında konu içeri açısından eleştirilmeye bir başlansa cilt cilt kitap çıkar diyebiblirim. Konuya değinmeden ilk bahsetmem gereken, Freud yaklaşımını özellikle beğenen yazarın, bu yaklaşımını benimsemiş, insanların duygularını inanılmlmaz kavrayabilmiş olması ve
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,8bin okunma
kitabın isminin neden bu olduğu anlaşıldı. (spoiler alert)
"...İstediğin kadar kuş avlayabilirsin, ama sakın bülbüle dokunma. Zararsız olanları öldürmenin günah olduğunu aklından çıkarma.” Atticus’un, bir şeyi yapmanın günah olduğunu söylediğine ilk kez tanık oluyordum. Nedenini Bayan Maudie’ye sordum. “Baban haklı,” diye cevap verdi. “Bülbüller bir şey yapmazlar. Yalnız öterler. Bahçelerdeki tohumları yemez, çiçeklere zarar vermezler. Yalnız bizim için tatlı tatlı öterler. Bunun için bülbülü öldürmek günahtır.”
Spoiler Alert
Svidrigaylov cebinden revolveri çıkardı horozunu kaldırdı. -Ama bu saka, burda olmas! -Neden olmaz? -Olmas da ondan. -Hiç farketmez be kardeş! İyi bir yer burası. Sorarlarsa Amerika'ya gitti dersin. -Burda olmas! Burda olmas! Svidrigaylov tetiği çekti
Sayfa 640 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz. Kitabı okuyalı biraz zaman oldu ama kitaplıkta gördükçe hâlâ tebessüm ettiriyor. Uzun zamandır incelemesini yapmak istediğim bir kitap çünkü kısa olmasına karşın etkisi kalıcı oldu. Kitap aslında iki karakterin felsefik atışmaları vasıtasıyla okuyucuya birtakım şeyleri sorgulatıyor. Bu karakterlerden ilki Ivan Dimitriç, kendisi altıncı koğuşta kalan bilgili ve aydın bir akıl hastası(!). Diğer karakterimiz de hastaneye doktor olarak atanan ve yeni çevresinde aydın ve bilinçli insan bulamamasının getirdiği yalnızlıktan yakınan Andrey Yefimıç. Ivan Dimitriç, içinde yaşadığı korkunç hastane koşullarından ve insanların görmezden gelmelerine karşı içten bir rahatsızlık duyuyor. Doktorun bu duruma karşı tavrı, kitaplardan öğrendiği ve sadece teoride kalan bilgilerle analiz yaparak, karşıt fikir üretmesinden öteye geçmiyor, Ivan ile olan bu atışmaları ona oyun gibi geliyor hatta bu durumdan keyif alıyor. (İnceleme başlığında bu durumu Zweig güzelce analiz etmiş) (Spoiler Alert) Bir insanın gerçekte ne yaşadığını anlamadan, beylik laflarıyla, bilgeliğini tatmin eden doktor gerçeğin teoriden ne kadar farklı olduğunu ancak kendini Ivan Dimitriç ile aynı koğuşta bulunca anlayacaktır. Keyifli okumalar.
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,8bin okunma
Spoiler alert: Öpüştüler =D
Bir çeşit bilimkurgu sezgisine, üçüncü bir göz veya antene sahip olmalıydı. Yüzü öte yana dönük olduğu için benim yüzümü göremediği halde, "Hastalıklı halime hayran kaldığının farkındayım" dedi, "çekicidir biliyorum, sürekli prova ederim bu pozu; kadınlar hastalıklı, zayıf erkeklere bayılır. Ben de içlerindeki Florence Nightingale'i ortaya çıkarırım. Ama dikkatli ol." Şimdi yüzüme bakıyordu; yandan, tilki gibi bakışlarla. "Yıkıcı bir iş yapabilirsin: açlık, sevgiden daha temeldir. Florence Nightingale bir yamyamdı, biliyorsun."
Sayfa 138
72 syf.
7/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Yazarın yüzyıl sonrası için yapmış olduğu nüfus tahminlerinin çoğunun isabetli olması, 1910'a kadar hiçbir salgın dönemini tecrübe etmemesine rağmen önceki küresel salgınları iyi analiz ederek ortaya koyduğu tespitler ve insan doğasını iyi bilmesinden dolayı post modern bir dönemde yaşanacak muhtemel kıyamet senaryosundaki vahşilik ve barbarlık - COVID 19 da yaşanılan yağma ve fırsatçılıklar gibi - kitabın güçlü unsarlarıydı. Jack London , ister adı realist ister natüralist olsun, kendine özgü yazı dilini oluşturmuş bir yazar. Diğer yapıtlarına göre sönük kalsa da, yaşadığı dönemin koşullarına göre ayağı yere basan bir dünya portresi çizmeyi başarabilmiştir. (Spoiler alert) 1910 yılında yazılmış bir kıyamet sonrası senaryo için başarılı buldum fakat problem şu ki Jack London gibi bir araştırmacı - genellikle yaşamını anlatan kaynaklar London'ın çok iyi bir araştırmacı olduğunu söyler - bu kitabı sadece geçmişin anılarından bahseden kısa bir öykü yerine, o an karakterlerin yaşamına odaklanıp, öngörülerini daha farklı şekilde bize anlatabilirdi. Salgının başlangıcını anlatırkenki akıcılık, keşke karakterlerin durumunu anlatırken de olsaydı. Teknolojik gelişmeler ve sosyal yaşama dair neredeyse hiçbir gelecek tahmini yapmaması da kitabın başka bir eksiğiydi.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,3bin okunma
56 syf.
6/10 puan verdi
SPOİLER ALERT Genç bir mühendisin çok çalışması ve başarısının takdir görmesi kaçınılmaz oluyor. Patronu bu çalışkan genci kaçırmak istemiyor ve kendine asistan yapıyor. Bununla da yetinmeyerek kendi villasına yanına taşınmasını sağlıyor. Genç mühendis burada patronunun karısına aşık oluyor. Patronu onu Meksika'ya yollamaya karar verince anlıyor ki aşkı karşılıklıymış. Gitmeden önce 10 gün boyunca kapı arkalarında, merdiven başlarında, koridorda yürürken ufak temaslarla aşklarını yaşıyorlar ve iki yıllığına ayrılıyorlar. Birbirlerine sözler, yeminlerle. İki yıl durduraksız mektuplaşıyorlar. Tam dönmeye yakın savaş başlıyor. Ve irtibatları kesiliyor. Adam (O çok aşık, aşkından ayılıp bayılan!!) baktı tek başına kalamıyor hemen evleniyor ve iki tane de çocuk yapıyor. Aradan yıllar geçtikten sonra adamın o zamanki duygularını yaşama açlığından dolayı adım atması ile yolları kesişiyor. Ama ne kadın eski kadın ne de adam eski adam. O kadar muhteşem betimlemeler var ki, konunun ne kadar iç karartıcı olduğunu kelimesi kelimesine hissettiriyor. Bu arada Zweig'ın “Hayata kendi dileğimizle başlamıyoruz, oysa ölümü seçmekte özgürüz. Bu kararı aldığımdan beri ne denli rahatladım, bilemezsin.” notunu eski karısına yollayarak yeni karısı ile intihar ettiğini biliyor muydunuz?
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,5bin okunma
Reklam
252 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Northanger Manastırı / Northanger Abbey
/5 Jane Austen'e bayılıyorum. Klasikler her zaman gözümü korkutmuştur. Uzun oldukları için değil, içerikleri bakımından bana hitap etmeyeceklerini düşündüğüm için lakin Jane Austen bunun bana yanlış olduğunu kanıtlamaya bayılıyor. Northanger Manastırı, Jane Austen'in diğer kitapları gibi bir aşk romanı. Aynı zamanda gotik gizem kitapları
Northanger Manastırı
Northanger ManastırıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,163 okunma
360 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Merhaba, spoiler alert veriyorum! Harry Potter'ı bitireli çok olmadı. Etkisinden hala çıkamadım ama neyse. (:)) Bu kitabı 1 ay önce biraz okuyup kapatmıştım. Çok sıkıcıydı. Mösyö Taha tiyatrosuna gidince içimden bir ses "Oku ve değerlendir," dedi. Bu kitabın Rowling'in elinden çıktığını diyemeyiz. Rowling ve diğer iki kişi. Sadece şunu sormak istiyorum. "BUNA GEREK VAR MIYDI?" Çok boş bir kitaptı. Harry'nin oğlunun saçma sapan bir macera atılımıydı. Voldemort'un kızının olması... Üstelik Bellatrix'ten olması. Bu ne saçmalık? Böyle bir imaya da rastlamadık zaten. Minerva'nın karakteri... Minerva sert ve Harry ile çok kötü anlaşıyordu. Dumbledore ve Harry resmen kavga ediyordu. Kitapta sadece Scorpius'u sevdim. Ha şunu da unutmayayım, karakterlere ne olduğunu gçrmek de iyiydi. Ama nerede Weasleyler? Veya Bill ve Fleur'un çocuğu oldu mu? Bu kitap sadece ticari kaygı sonucu ortaya çıkmış. İncelememi güncelleyeceğim...
Harry Potter ve Lanetli Çocuk
Harry Potter ve Lanetli ÇocukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20169,6bin okunma
256 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.