Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hafız Aziz
Bursa’da tanıştığım bir kitapçıya gittim. -“İngilizce ders verilir.” diye bir kağıda yazsam da, sizin dükkanın camına kağıdı yapıştırsam, nasıl olur? -İş çıkmaz! dedi.
Adam YayınlarıKitabı okuyacak
Yetim Babama ve Babası Olmayanlara
Akşamdır. Güneş uyuklar evlerin çatılarında Tasını tarağını toplayıp gitmeye hazırlanan bir gezgindir sanki Hoşcakal demek için son bir kez uzanır Gözlerini uzaklara bağlayıp pencereden dışarı bakan çocuğa. Akşamdır. Babalar ellerinde ekmeklerle yürürler kaldırımlarda. Genç bir oğlan ağacın altında şiir okur sevgilisine Camları
Reklam
İkinci sınıf öğrencisi :(
«iki gün sonra evlenecek. Üç bin liraya sattılar. Engel olmak olanaksız. Gerektiğinde, gelişmiştir diye rapor alırlar. Evleneceği adamın da iki karısı var. Ve kırk yaşlarında. Dinsel nikâh yürürlükte buralarda. Ancak karılardan birinin resmen nikahı olur. Çocuklar onun üzerine kaydettirilir. Oteki karılar daha çok iş gücü için alınır. Zenginlerin karısı bu yüzden çok olur.»
Sayfa 37 - TEKİN YAYINEVİNİKitabı okudu
İhanet deyip sürgün ederler bu diyardan. Ülke siz bırakırlar sonra sahipsiz kalır çocuklar.
Dersim Çiçekleri/ Seve DilovaKitabı okudu
Az uyuyoruz; - yetmiyor. Sürgünler bütün gece horluyor - yorgun çocuklar, yorgun.
Reklam
Bursa’da tanıştığım başka bir kitapçıya gittim. -“İngilizce ders verilir.” diye bir kağıda yazsam da, sizin dükkanın camına kağıdı yapıştırsam, nasıl olur? -İş çıkmaz! dedi. -Neden? -Şimdi herkes İngilizce ders veriyor. Manav dükkanlarından, berber dükkanlarına kadar bak, hepsinin camında “İngilizce ders verilir” diye kağıtlar asılı… Ağaçlara,
kafama saksı düşmüş gibiyim...
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü
Urfada balıklardan açtı çocuklar Sinek ısırıklarıyla dolu kara tenleri Gülüşlerinde uyuttum yorgunluğumu Yerim yurdum sürgün.
gündoğusu iyice karardı kibrit yanmadı otlara baktılar dalgalanan yay çizen göğe bakan hışırdayan, kekre otlara başaklara baktılar
Sayfa 45 - Ayyıldız Matbaası - Ankara - 1978, SÜRGÜN HIZI
249 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.