Yükselen kitle hareketlerinin aileye yönelik tutumları hayli ilgi çekicidir. Çağımızın hemen hemen bütün kitle hareketleri, başlangıç aşamalarında, aileye karşı düşmanca tavır takınmışlar ve onu gözden düşürüp zayıflatmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bunu yapmak için ebeveynlerin otoritesini baltalamışlar, boşanmayı kolaylaştırmışalar,
"Ebeveynler gönüllü olarak ya da istemeden göçmen olabilirler ancak çocuklar her zaman 'sürgün' edilmişlerdir. Ayrılmaya karar verenler onlar değildir ve istedikleri zaman dönmeye karar veremezler..."
dikkat eksikliği bozukluğu olan çocuklar, zihinlerinde aynı anda kendilerinin veya başkalarının iki farklı görüntüsünü tutamazlar. Henüz konuşmaya başlamamış çocuk için, "ben" ya mutlu ya da feci şekilde üzgündür. Anne ya iyidir ya da kötü. Stanley Greenspan, "On iki ila on dört aylık bir çocuk birine kızdığında, birkaç dakika önce o kişiyle mutlu bir şekilde oynuyor olmasının hiçbir anlamı olmayabilir" diye yazıyor. "Eğer bir silahı olsa, gözünü bile kırpmadan ateş edeceğinden şüphelenir insan. Gelgelelim on beş ay civarında, güven ve güvenlik ilişkisinin öfkeyle bir arada var olabileceğine dair aydınlatıcı bir farkındalık, öfkesini sık sık ılımlı hale getirmeye başlar." DEB'li çocuklar (ve yetişkinler) için ya hep ya hiç vardır. Öfke ortaya çıktığında, tüm bağlanma ve sevgi duyguları sürgün edilir. Bağlanma zayıfladıkça karşıtlık büyüyeceğinden, üzgün ve kızgın olan çocuk, o anda, tiksinilen bir düşmana karşı hissedeceği türden bir duygusal öfkeyle ebeveyne direnebilir.
hakikat kelepçeli, yalan söylüyor gazeteler
sözün nefretini de gördüm
zarafet arastada, vicdan sürgün edilmiş
sahte hayretini de gördüm
kalemin insafına sürüldüm ben yine
sonun davetini de gördüm
zehirli ağzından öpüyor sarmaşığı çocuklar
sırça cesaretini de gördüm
Çocuklar büyüyor. Ellerini ceplerine sokuyorlar.
Ceplerinde öldürülmüş birer kurşun asker.
Anneleri çoraplarını yamarken gözlük takar.
Bütün anneler cumartesi akşamları
ve daha çok pazar günleri yağmur yağdığında solgunlaşır.
Ben belki de bu yüzden hastalandım.
Çatışma ortamında çocuklar adam doğar diyen Mahmut Derviş görünmezlikten kurtulması gereken dünya çapında büyük bir adam ve şairdir.
Filistinli Sürgün Şair: Mahmut Derviş, Kemal Kahramanoğlu
ÜNAL YALTIRIK
Diyarbakır'da İlkokul
8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz?
Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım.
Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?