kayalıklarda kalmış yelkenli
veda şarkımı bırakıyorum sana.
kayalar dünyasında değişken köklerimin altında
tohumlanan ölüm kanımda uzaklarda
ıssızlık, duvarlarda açan özlem çiçeği
ıssızlık, yeryüzünde kendini vermiş faniliğim
ruhun da kendi besleyici işlevleri vardır, kendi başlarına aşağılık, acımasız ve alçaltıcı olan şeyleri soylu düşüncelere, anlamlı tutkulara dönüştürebilir, aslında yıkıcı, lekeleyici olan şeyler aracılığıyla kendini mükemmel biçimde dışa vurabilir.
"Ey buradan içeri girenler, her türlü ümidi geride bırakın" . Cehennem ümidin olmadığı yerdir. Hiçbir ümidin kalmaması, hayatta cehennemi yaşamaya denktir.
Amor ch`a null`amato amar perdona, seven hiç kimseyi sevilmekten dışlamayan aşk; Francesca'nın Inferno'daki sözleri. Bekle ve umutlu ol. Ben umutluydum, fakat istediğim şey hep buydu belki de. Sonsuza dek beklemek.
İnsan kendi kendini bulmalı, özünü elde etmeli ve şuna da inanmalıdır: hiçbir şey -tanrının varlığını gösteren en değerli kanıt dahi- kişiyi kendinden, benliğinden koparamaz.
Bu yönden alınırsa, insan ilerleyiştir, aşıştır, oluştur; ilerlemenin, aşmanın göbeğindedir. Nesneleri dahi bu ilerleyişe, bu aşışa, bu oluşa göre yakalar.
Diyeceksiniz ki onlara yalnız kötü taraflarımızı anlatırız. Ama bu, her şeyi söylüyoruz demektir; çünkü iyi taraflarımız da bütün günahlardan arınmış değildir.