Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Umut üzerine
Her ideoloji ve her din yarına karşı duyulan bir umuttur. İslam, erkeklerin öldükten sonra 40 huriye duydukları umuttur. Sosyalizm sömürülenlerin yarına duyduğu eşitlikçi yaşama bir umuttur. Kapitalizm işçilerin zengin olma umududur. Turancılık Tirklerin ilkel duygularını tatmin edecel umutlarıdır. İdeoloji ve dinlere duyulan umut arttıkça bağnazlık artar düşünme ve sorgulama yerini tabulara bırakır. İşte umudun en büyük kötülüğü budur. Özgür insan biraz da umutsuz insandır. Nietzsche de umut duymadan yaşayamayanlara zavallılar der. Umut duymadan yaşayanların ise yaşamı ne derecede bir yaşamdır? Bu tartışılır.
Oturup dinlenmeli sonu olmayan bu yolda seninle, Bu bitmek bilmez şartlanılmış koşuşturmalar Ve bu anlamsız toplumsal tabulara inat! Bir gün belki hani olmaz da sen yine de iyi düsün; Aşabilirsek ömrümüzün sonbaharını Düşmeden kuruyup solan bir yaprak gibi dalından, Direnebilirsek yağmurlara, rüzgârlara ve egolarimiza, Çıkarız baharlara kirip kabuklarımızı yeniden!
Reklam
96 syf.
5/10 puan verdi
“Doksanıncı yaşımda, kendime bakire bir yeniyetmeyle çılgınca bir aşk gecesi armağan etmek istedim” diye başlıyor Benim Hüzünlü Orospularım. Sinir bozucu bir kitap. Aynı derecede de güçlü, unutulup gidecek bir hikâye değil. Aşk hikayesi diyenlere çemkirebilirim. 90 yaşındaki bir kişi 14 yaşındaki bir çocuğa aşık olmasın arkadaş. Sevmenin yolu sadece aşktan mı geçiyor? Yoo. Sen yine sev. Bağlan. Boşa geçmiş ömrünün son deminde kalbini kocaman aç. Ama buna aşk deme. Marquez’in bize bunu aşk diye sunduğunu da düşünmüyorum zaten. Adamla hiçbir empati kuramıyoruz. Delgadina -adı bile kendine ait değil- bir eşya gibi sessiz, kimliksiz bütün kitap boyunca. Aşk da, sevgi de öyle uzanıp yatmakla doğmuyor. Böyle hastalıklı, kusurlu sevme biçimleri edebiyatta da, sinemada da, gerçek ilişkilerde de gereğinden uzun süre prim yaptı. Artık yeter. Sevmeyi ve bağlanmayı zayıflık sayan ya da ondan korkan bu ihtiyarın tutkusu da kendisi kadar hastalıklı, kusurlu. Onu romantikleştiremem. Marquez de romantikleştirmiyor. Yaşlılık hâli, göçüp gitmeye az kalması her şeyi mübah hâle getirmiyor. Ahlak bir zaman sorunu da değildir bence. Velev ki o dışardan dayatılan kurallara, tabulara, kabüllere bağlı işliyor olmasın, içten gelsin. Sinir bozucu bir Marquez kitabı okuyayım dersen, yavaş yavaş oku. Zira hızlı akıyor. Öylesi geriye hiçbir şey kalmaz.
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,8bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
sonunda freud’un ciddi anlamda zevk aldığım bi eseri. ‘rüyaların yorumu’ ve ‘cinsellik üzerine’ eserlerini okuduğumda yoğun analizli dili odaklanmamı epey zorlamıştı. özellikle ‘rüyaların yorumu’ psikanaliz için çok mühim fakat benim için çok psikolojik kaçtığından 600 sayfada kendimi tokatlamama ramak kalan bir eser olmuştu. bu kitabıysa yoğun antropolojik ve sosyolojik analizler içermesi bakımından sonunda beni mutlu etti. tabii nihayetinde bir freud eseri nasıl olur? her açıklamanın cinsel açlığa vardığı bir eser olur. diğer kuramlardan da az çok bildiğim perspektiflerle eleştirel bir şekilde okuyunca bir noktada yeter be dayı dedirtiyor ama freud abimin bir bildiği var işte deyip okumaya devam ediyorsun. genel anlamda freud’un kuramının kavramlarını kitaplarında tane tane açıklanmış ve örneklendirilmiş bir şekilde bulabilirsiniz. derslerde gördüğüm kavramlarının altının nasıl bir doluluk içerdiğini eserlerini okuyarak anladım. sayesinde artık rüyalara da tabulara da normal yaklaşamıyorum. freud’u anlamak için ‘rüyaların yorumu’ eserini öneririm fakat benim gibi daha toplumsal perspektif içeren okumalar seviyorsanız ‘totem ve tabu’ çok zevk alacağınız bir eser olabilir.
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Olimpos Yayınları · 20216bin okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Sakın Gelini Öpme ~ Carian Cole . Skylar on sekiz yaşında bir kızdı. Lisenin son yılındaydı ve evinde büyük bir hayat mücadelesi veriyordu. Babası dayanamayıp onları terk etmişti. Neden mi? Çünkü annesi istifçiydi. Bu durumun ciddiyetini Skylar ile öğreniyoruz. Odası normal olan tek alan ve annesini uzak tutmak için kilitliyor. Evin kapısına
Sakın Gelini Öpme
Sakın Gelini ÖpmeCarian Cole · Martı Yayınları · 2024163 okunma
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Tutkulu Aşk Nasıldır?
Ben hiçbir aşk romanında bir âşığın zihninin bu kadar maşukuyla dolu olduğunu, maşukunun duygularını ve zihnini anlama ve bilme iştahıyla dolu olduğunu, maşukuyla ilgili her şeye bu kadar çok değer biçtiğini görmedim. Nasıl bir aşkmış, okudukça katmanlandı zihnimde. Ben "Ha yok ya, cinsel arzu bu sadece." dedikçe sayfaları çevirdim ve
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,2bin okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Öncelikle kitabı herkese tavsiye ederim.Feminizm ve enerji konularının mükemmel bi dansı gibi kitap adeta.Ayrıca toplumda kadınların maruz kaldıkları rollere değinirken erkeklerin de maruz kalmış olduğu toplumsal rollere ve tabulara da değinilmiş bu ayriyeten hoşuma gitti.Bana farklı bakış açıları katan ve bazı düşüncelerimi sorgulatan bir kitap oldu.Bu kitabı kendiniz için alın ve okuyun.Eminim kendinizden bişeyler bulacaksınız.
Güçlü Kadınlar
Güçlü KadınlarLouise L. Hay · Martı Yayınları · 2021129 okunma
ERKEK TİPOLOJİLERİ Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
Umutsuz ve tutkulu biri mevcut hükümetlere, kanunlara, ilkelere, ideallere, fikirlere, totemlere ve tabulara saygı duyabilir mi? Bugün “çatlak" ya da "delik" dediğimiz şeyin gizemini okumanın ne anlama geldiğini bilen, "müstehcen" damgası vurduğumuz olaylara dair ufak da olsa bir gizem duygusu besleyen biri çıkacak olsa dünya parçalanır. Kaçık medeniyetimizi bir kratere çeviren de bu müstehcenlik korkusundan, kuru ve boktan bakış açımızdan başka bir şey değil. Yaratıcı canların ve ırkın analarının bacaklarının arasında taşıdığı, giderek genişleyen bir hiçlik girdabı.
Sayfa 227Kitabı okudu
Baba işgali :)
"Tanıdığımız ataerkil sistem, babanın üstünlüğünü tanıma ve aynı zamanda ne ana hukuku sistemine, ne karmaşık tabulara başvurarak bu üstünlüğü sevgiyle kabullenmenin istemi anlamına geliyor. İnsanın ehlileştirilmesi, Ödip kompleksinin derece derece silinmesi anlamına geliyor. Şimdi insan gerçek babasına karşıdan bakabilir ve onunla yaşayabilir. Babanın aile içinde işgal ettiği yerin tanınması, uygarlığın gelişmesinde en önemli bir ilerleme sayılmalıdır derken, Freud haklıydı."
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Leyla Erbil,2002 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne,Türkiye de aday gösterilen ilk kadın yazardır.Anlatım tekniği ve kurgu bakımından modern edebiyatın özgün sesi olmuş,varoluşculuk,psikanalizm ve feminizm gibi anlayışlar içerisinde,bireyin iç dünyasındaki derinliği ve kadın erkek ilişkilerini ele almıştır eserlerinde. Türk edebiyatının 1950 kuşağı
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir KadınLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,948 okunma
Düşündükleri için insanları ve tabulara, kurallara aykırı oldukları gerekçesiyle düşünceleri, zorla, hele de öldürerek yok etmenin, ilkel tanrılara özgü bir canavarlık olduğunu hep söylemişimdir...
Tanıdığımız ataerkil sistem, babanın üstünlüğünü tanıma ve aynı zamanda ne ana hukuku sistemine, ne karmaşık tabulara başvurarak bu üstünlüğü sevgiyle kabullenmenin istemi anlamına geliyor. İnsanın ehlileştirilmesi, Ödip kompleksinin derece derece silinmesi anlamına geliyor. Şimdi insan gerçek babasına karşıdan bakabilir ve onunla yaşayabilir. Babanın aile içinde işgal ettiği yerin tanınması, uygarlığın gelişmesinde en önemli bir ilerleme sayılmalıdır derken, Freud haklıydı».
Sayfa 123
Maalesef bizde o sistemin içindeniz..
Uykuda kalmanız için sistem size hep umut vadeder, sizi oyalayacak basit eğlenceler sunar. Bu öyle bir sistemdir ki, insanları sadece görünür veya gizli efendilerinin kölesi yapmakla kalmaz; sistemin varlığını sürdürmesi için çalışan gönüllü birer nefer yapar. Çirkini güzel, güzeli çirkin gösterir. Sisteme, tabulara, beyin uyuşturan ideoloji ve inançlara karşı gelenleri hain ilan edip taşlaması için motive eder.
Şira yayınlarıKitabı okudu
124 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
"Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler."
Merhabalar! Ece Ayhan (asıl adı Ece Ayhan Çağlar), 10 Eylül 1931 tarihinde Muğla'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde eğitim gördü. Ece Ayhan, 20. yüzyılın en önemli Türk şairlerinden biridir. Özgün dili, yenilikçi formları ve absürt öğeleriyle Türk şiirine yepyeni bir soluk getirmiştir. 12 Temmuz 2002 tarihinde
Şiirimiz Mor Külhanidir Abiler
Şiirimiz Mor Külhanidir AbilerEce Ayhan · Yapı Kredi Yayınları · 20222,312 okunma
520 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.