Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ALİYA İZZETBEGOVİÇ !
“Çok açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir. Batı çöküntü içinde ya da dejenere olmuş değil. Kendi kendini kandıran komünizmin “çürümüş Batı” propagandası, bunu acı bir şekilde ödedi. Batı çürümüş değil. Güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. Batı’da insan haklarının düzeyi yüksek ve fakirler ile sakatlara toplumsal yardım iyi örgütlenmiş durumda. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Onların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. İslam en iyisi ama biz en iyisi değiliz. Bunlar iki farklı şey ve her zaman onları karıştırıyoruz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kuran bize bunu emretmiyor mu; “Hayırlı işlerde yarışınız.” “Ben olsam, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere “eleştirel düşünme” dersleri koyardım. Batı’nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur.” “Berlirli İslam ülkelerinde fedakar dost veya azılı düşman aramak ve bulmak alışkanlığımız oldu ve bu durumu dış siyaset olarak isimlendirdik. Ne gerçek dost ne de hakiki düşman olmadığını anladığımız ve kendi sorunlarımız için “düşmanın felaket planlarını” değil, kendimizi suçlu gördüğümüz zaman, daha az hayal kırıklığı, sorunların azaldığı, olgunlaşmamızın başladığı bir dönem yaşarız.” Aliya Izzetbegovic İslam Konferansı Örgütü Toplantısı Tahran 1997
https://1000kitap.com/yazar/Aliya-Izzetbegovic Sevgi ve Rahmetle.. 1997 Tahran İKÖ Konferansı: “açık konuştuğum için beni bağışlayın. Güzel yalanların bize faydası olmaz,ama acı gerçekler ilaç olabilir. Batı çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum. Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. Kur’an bize bunu emretmiyor mu: Hayırlı işlerde yarışın..”
Reklam
100 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yazar bu eserde, siyasi fikirlerini hiciv yoluyla okurlarına ulaştırmayı amaçlamıştır. Eleştirdiği durum dünyaya hâkim olabilecek totaliter rejimlerin varlığıdır. Nitekim bu eserde de resmettiği şey aslında baskıcı yönetimlerin etkileridir. Hayvan Çiftliği'ni 1943'te savaşlar sürerken kaleme alan yazar, savaş bittikten sonra da 1984 romanı üzerine çalışmaya başlamıştır. Bu kısımda size şunu tavsiye etmek istiyorum. 1984 kitabını okumak gibi bir düşünceniz varsa ve Hayvan Çiftliği kitabını daha önce okumadıysanız, önceliği kesinlikle Hayvan Çiftliği'ne vermelisiniz ✌ 100 sayfalık bu eserde, bir nevi hayvanların yağmurdan kaçarken doluya tutulmasını okuyoruz... Kendi egemenliklerini kurmak isterken domuzların baskıcı yönetimine ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Kurallar, yasaklar zamanla değişiyor ve düzenleniyor. Tabi, domuzların işine yarayacak şekilde. Aslında bu eseri okurken gözünüzde hep hayvanların davranışlarıyla uyumlu insan tipleri aklınıza gelecek. Örneğin; koyunların sorgusuz sualsiz sürü psikolojisi ile bir düşüncenin peşinden gitmesi, domuzların nankör davranışları vb. Karakterler üzerinde iyi tahliller yaptığınızda mutlaka gözünüze çarpacaktır Son sahnede ise sizi, yazarın Tahran Konferansı'nı parodileştirdiği kısım bekliyor. Beni en çok etkileyen kısım da bu kısım olmuştu... "Dışarıdaki hayvanlar domuzdan insana, insandan domuza ve tekrar domuzdan insana baktılar ama şimdiden hangisinin hangisi olduğunu ayırt etmek imkânsızdı."
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021245,6bin okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eğitimin Gücü ve Kim Hayvan?
Bu eser daha sonra okumak için bir kenarda asla durmamalı. Elbette bu cümleyi kurabileceğimiz birçok kitap vardır kitaplığımızda, ama en azından onlarla aynı kategoride tutmalıyız. Orwell, son eseri olan 1984'ün planlarını yaparken Tahran Konferansı'na öfkelenerek kendi ülkesinin sol kesimini uyarmak amaçlı Hayvan Çiftliği'ni yazıyor. Bu kitabı
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021245,6bin okunma
Tahran Konferansı
Bir yemekte Churchill, Stalin'e, savaştan sonra Rusların toprak istekleri olup olmayacağını sorduğu zaman, Stalin, "Vakti geldiğinde konuşacağız" demiştir. Bu konuşmalarda ortaya çıkan ilgi çekici noktalardan biri de, Sovyetler'in Almanya'dan duyduğu derin korku idi. Bu sebeple, Almanya'nın adamakıllı ezilmesini ve parçalanmasını istiyorlardı. Buna karşılık Churchill, Almanya'nın beş ayrı bağımsız devlete bölünmesini ileri sürmüştür. Yine bir yemekte Stalin, Almanya'nın tesliminden sonra elli bin Alman subayının kurşuna dizilmesini teklif edecek kadar ileri gitmiştir.
Sayfa 354 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
539 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Spoi içerir
Mübarek, bilge, bayan, Üm el Müminin; ki bu lakabı taşıyan son kişi Muhammet Peygamber'in karısı Ayşe'ymiş... Sitte, Arapça'da "hanım"... Hepsi de Gertrude L. Bell... Arkeolog, yazar, gezgin, dağcı, coğrafyacı, ajan ve Çöl Kraliçesi. O bir İngiliz ama "Iraklıyım" da diyor. En son, Mezopotamya'da "El Hatun" dendiğinde
Çöl Kraliçesi
Çöl KraliçesiJanet Wallach · Can Yayınları · 2019173 okunma
Reklam
Boğazlar ...
1943 Kasım'da Tahran konferansı'nda Türkiye'nin savaşa girmesi için ısrar eden "Ankara hükümeti boğazların statüsünün değiştirilmesi ile tehdit edilmeli' diyen de Churchill' di.Boğazların statüsü ile ilgili isteği Stalin 'i kışkırtacak o da isteklerini masaya koyacaktı Türkiye kuruluşundan 20 yıl sonra kendini aynı noktada bu olacaktı.
2.Dünya Savaşı 'nda Türkiye
✔︎ 2.Dünya Savaşı'nda Cumhurbaşkanı ➪ İsmet İnönü ✔︎ Baskaban ➪ Refik Saydam - Şükrü Saraçoğlu ✔︎ Genel Kurmay Başkanı ➪ Fevzi Çakmak ✔︎ Çakmak Hattı ✔︎ Almanya ile Dostluk Antlaşması yapıldı
Satılmışlar
Moskova yöneticileri, maşaları vasıtasıyla "halklar arasındaki eşitlik" teranesini işliyorlardı.1968 yılında Tahran'da Milletlerarası İnsan Hakları Konferansı'na şatafatlı bir şekilde iştirak eden Sovyetler Birliği delegasyonu, "emperyalist ülkelerdeki ırk ayırımını" şiddetle tenkit ediyordu. Diğer yandan ipi Moskova'nın elinde olan kuklalar, basit ve adeta çocukça örneklerle dolu yazı ve konuşmalarında "eşitlik" konusunu işliyorlardı.
Güzel yalanların yardımı olmaz ama acı gerçekler bir ilaç olabilir.
Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç
/1997 Tahran İslam Konferansı Toplantısından
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.