Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsan gerçeğinin ve hayatın, özüne erişilemeyen, çözülemeyen birer muamma olduğu düşüncesi Unamuno'yu gerçeğin çeşitli yönlerini araştıran bir yazar olmaya götürmüştür. Onun donmuş katı programlara, kesin biçimlendirmelere karşı çıkışı bu yüzdendir. Son çözümü bularak tam tatminlere erişmekteki imkansızlık, trajik bir duygu yaratır insanda: hayatın uyandırdığı facia duygusu. İnsanın kaderi, hayatın anlamı ve ruhun ölümsüzlüğüdür Unamuno'yu en çok düşündüren sorunlar. Nereden geliyor, nereye gidiyorum? Yürüdüğüm yol beni hangi gayelere, hangi kıyılara iletiyor? Nedir hayatın anlamı? Unamuno bu gibi soruların cevabını arar. Kişioğlunun trajedisini, onun ölümsüzlüğe karşı duyduğu korkunç açlıkta, bütün kısıtlama ve sınırları aşma eğiliminde, sonsuz hayata özlem ve kaçınılmaz ölümde görür. Bunun için kötümser ve bireyci sanata bağlanır. Şair Garcia Lorca'nın, yurttaşı Unamuno'yu "ilk İspanyol" diye nitelemesi de, yazarın, sayısı pek çok eserinde İspanyol insanın psikolojisi ve karakterini ustalıkla belirlenmesinden geliyor." -Behçet Necatigil
Sayfa 10 - Can Yayınları
Merkezinde kuvvetli bir aşk bulunmadıkça hayatınız ne tam bir saadet olur ne hakiki bir facia.
Sayfa 106
Reklam
Sabah uyandınız. Elinizi yüzünüzü yıkadınız ve ailenizle birlikte kahvaltı masasına oturdunuz. O esnada çocuğunuzun kolu, çay bardağına çarpıyor ve çay üzerinize dökülüyor. Bu olup bitenler sizin kontrolünüzde değildi belki ama bundan sonra yaşanacak olan her şey artık sizin kontrolünüzde. Diyelim ki kontrolü kaybettiniz ve sinirlerinize hâkim olamadınız. Çayı üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde çocuğunuzu azalıyorsunuz ve o da ağlamaya başlıyor. Onu azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve çay bardağını masanın kenarına çok yakın koyduğu için onu eleştiriyorsunuz. Fakat dikkat! Hala bu olayda kimsenin kabahati yok ama zorla bir suçlu aranıyor ve facia da tam olarak burada başlıyor zaten. Kısa bir sözlü tartışmada bulunuyorsunuz. Öfkeyle odanıza gidip elbisenizi değiştiriyorsunuz. Geri geldiğinizde çocuğunuzu, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve okul için hazırlanamamış halde buluyorsunuz. İşe gitmek üzere hemen çıkmanız gerekiyor. Aceleyle arabanıza koşup, kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz. Geç kaldığınız için saatte 50 km hız sınırlaması olmasına rağmen 20 dakikalık gecikmeden ve hız limitinizi aştığınız için ödediğiniz trafik cezasından sonra nihayet okula ulaşıyorsunuz. İşe 25 dakikalık bir gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantanızı evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz. Gününüz korkunç bir şekilde geçmeye devam ediyor…
"Gece, tam onun Atlantik'te numara yaptığı sıralarda, kendisini telefona çağırmak, rahatsız ettiğim için af diledikten sonra, kısaca veda ederek, mikrafon başında kafama bir kurşun sıkmak, ne güzel olurdu! Bu müthiş sesi duyunca, evvela ne olduğunu anlamayarak bir müddet duracak, sonra deli gibi 'Raif! Raif!' diye bağırıp benden bir cevap almaya çalışacaktı. Yerde son nefesimi verirken ihtimal ki, bu sesleri duyardm ve gülümseyerek ölürdüm. Benim nereden telefon ettiğimi bilmediği için çaresizlik içinde çırpınacak, polise haber veremeyecek ve ertesi gün elleri titreyerek gazeteleri karıştırıp, esrarı çözülemeyen bu facia hakkındaki tafsilatı okurken kalbi pişmanlık ve yeis içinde çırpınacak, ömrünün sonuna kadar beni unutamayacağını, kendimi kanla hatırasına bağladığımı anlayacaktı. Başımı arkaya atarak gökyüzüne baktım. Karlar ayaklarımı donduruyordu. Buna rağmen saatlerce oturdum. Vücuduma garip bir uyuşukluk yayıldı. Burada donup kalmak ve ertesi gün sessiz sedasız bir yere gömülüvermek..."
Sayfa 127
460 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
---Terkedilmiş bir bölge de yasayan yaşlı bir nine askere diyor ki oğlum ineğimin sütünü bir ölç radyasyon var mı? --Asker olmaz nine sivillerle konuşmamız yasak.. --Oglum nolur bi ölç sana votka veririm(votka radyasyonu azaltmak ve vücudu korumak için bölgedeki askerlere ve görevlilere verilmiştir) Asker ölçer sıkıntı yok nine der. Burada kötü
Çernobil Duası
Çernobil DuasıSvetlana Aleksiyeviç · Kafka Kitap · 20171,076 okunma
Turizmin Yeni Boyutu: Uzay Turizmi
Özellikle de ülkemizin turizm alanından ne kadar faydalandığını biliyoruz. Doğa, tarih, spor, kültür, plaj, kış ve daha birçok alanda turizm faaliyetleri yürütülür. Ama şimdi bahsedeceğimiz olay tamamen farklı bir boyutta. Elon Musk, Richard Branson, Jeff Bezos’un başını çektiği uzay turizmi.. Turizm kelimesi, gezmek, görmek, dinlenmek anlamına
Reklam
512 syf.
9/10 puan verdi
Hekate'nin Kızları
Merhabaaa. Size bugün mükemmel bir kitabın yorumuyla geldim. Her şey 17 yıl önce Erin'in doğumuyla başlıyor. Erin'e doğduğu andan itibaren tüm dünyanın kaderini değiştirecek bir güç bahşedilmişti. 17 yıl boyunca bu güçlerinden habersiz bir şekilde normal insan gibi yaşamaya devam etti ama bir gece tüm düzeni alt üst oldu. İki cadı ve bir vampirle karşılaştı. Ertesi gün ise Vhartlox Cadı Akademisi'nden bir mektup aldı. İlk başta bu mektubu umursamadı ve denemekten ne çıkar diye kayıt formunu doldurdu. Tabi sonrasında olanlar tam bir facia... Kitap tam anlamıyla insanı büyülüyordu. İçindeki çizimler ise kitaba ayrı bir hava katmıştı. Yaşadığınız dünyayla olan bağınızı koparıp sizi bambaşka bir evrene götürüyor. Uzun zamandır böyle güzel, fantastik bir kitap okumamıştım. Ayrıca kitabın içinde sadece cadılar yok. Periler, savaşçılar, vampirler, tanrıçalar... Ve daha sayamayacağım bir sürü büyülü yaratık. Kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı alın.
Hekate'nin Kızları - Vhartlox Cadı Akademisi
Hekate'nin Kızları - Vhartlox Cadı AkademisiEkin S. Koch · Ephesus Yayınları · 20202,227 okunma
Birkaç gün önce televizyonda gece denk geldi, dinledim gözyaşlarıyla... Yazan duyguları o kadar hissettirerek ifâde etmişki bir uygarlığın yıkılışını... Kahroldum... Önce biraz bilgi, ardında da metin... 604/1207 yılında dünyaya gelen er-Rundî, ışığın teker teker Endülüs şehirlerinden ayrıldığına şahit olur. Bu duruma dayanamayıp o yürek
İstiklal Marşı Milletindir
Mehmet Akif Bey, İstiklal Marşı'nı kitabına almamıştır.Gerekçesi tam da Akifçedir: " Bu şiir, artık bana ait değildir. Onu millete hediye ettim. Artık o milletindir. Benimle alakası kesilmiştir." Millete ait olan bu şiirin nasıl ve hangi duygularla yazıldığını da şöyle anlatır: "Istiklal Marşı... O günler ne samimi ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir facia karşısında bunalan ruhların, ıstıraplar içinde kurtuluş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir, bir daha yazılamaz... Onu kimse yazamaz...Onu bende yazamam...
Sayfa 110 - Genç NesilKitabı okudu
378 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.