Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kurgucuk
Öğle sonrasında içimde bunaltı, attım kendimi dışarı. Uğulduyor, fırlıyor oraya buraya şehrin hırçın çocuksu rüzgârı. Başımda ağrı. Asfaltta sürterek ayaklarımı, ellerim cebimde yürüyorum alnım kırış, içim kırış. Kâzım abi konuşuyor pencere kenarında yarım yamalak görünüyor omzu, gövdesi hiç görünmeyen Hayriye ablaya bakıyor, başka kime
335 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bir tarih kitabı olmasına rağmen okuduğum birçok roman kadar akıcı buldum , okuyucuyu hiç sıkmıyor ve bilinen dünya tarihinin başlangıcından 1. dünya savaşı sonuna kadar genel bilgiler veriyor, daha sonra ki basımlar da 2. dünya savaşı hakkında da bilgi veriyor. Tarihe biraz ilgi duyan herkesin genel bir dünya tarihi bilgisi açısından okumasını tavsiye ediyorum. Kitabı bitirdikten sonra yaşadığımız zamanla ilgili bizden öncekilerin yaşadığı hayatlar ile kıyasladığımda kitabın sonunda da belirttiği gibi ''Altın Çağ'' zamanı veya zamanına yakın bir dönemde yaşadığımızı bende düşündüm son olarak kitabın son sözü kısmından alıntı yaparak bitirmek istiyorum ; Dünya tarihi bir ırmak gibi akıp gidiyor ve ırmağın her kıvrımında suyun karaya vurmasından çıkan su kabarcıkları tarihi bir olay veya şahsiyet bir anlık kabarcık oluşuyor ve yok oluyor bu kabarcıklardan bazıları da bizim hayatlarımız bu ırmak da bir an var oluyor ve yok oluyoruz ( Sonsöz tam olarak böyle değildi birazda kendimden ekleme yaptım :) )
Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi
Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya TarihiE. H. Gombrich · İnkılap Kitabevi · 2018250 okunma
Reklam
giriş cümlesi
"Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi en çok çıkan otoriteleri bu günler hakkında olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da ancak ve ancak "en" sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı. "
Tam da şu an ki hava:)
Dışarıda yağmursuz, karsız, buz gibi ama pırıl pırıl bir gece vardı.
252 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir Efsanenin Doğuşu: John Carter
Mars Prensesi, Amerikalı yazar Edgar Rice Burroughs tarafından 1912 yılında ucuz dergilerde -pulp magazine- yazılan ve bilim kurgu ile fantastik türlerini harmanlayan on bir kitaplık Barsoom serisinin ilk kitabıdır. Türünü fantastik öğelerle dolu bilim kurgu romantizmi olarak da adlandırabiliriz. Öyle zengin bir hayal gücü ürünü var ki karşımızda,
John Carter: Mars Prensesi
John Carter: Mars PrensesiEdgar Rice Burroughs · Fihrist Kitap · 202167 okunma
İngiliz hükümeti (birçok örnekte görüldüğü üzere Kumpanya'nın parlamentodaki hissedarlarının önayak olmasıyla) gerekli kanuni düzenlemeleri yaparak, İngiliz Bankası'ndan kredi çıkartarak ve hem yerlilerin direnişini kırmak hem de Fransa ve Hollanda gibi uluslararası rekabetçilerin önünü kesmek için destekleyici bir dış politika
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Bilinmelidir ki mü'min bir kulun saygınlığı , Allah indinde Kabe'nin saygınlığından daha üstündür . Evet, yanlış duymadınız! Mü'min bir kulun saygınlığı, Allah katında Kâbe‘nin saygınlığından bile üstündür. Bir muvahhid, Allah‘a Kâbe‘den de bütün dünyalardan da daha değerlidir. Çünkü Allah (subhânehu ve teâlâ), Kâ be‘sinin bir şeyini koruma altına almışken, mü'min kulunun tam üç şeyini muhafaza altına almıştır. Bu, Efendimiz (aleyhisselam)‘ın ağzından dökülen bir hakikattir. Hani O, Mekke‘den çıkmaya mecbur bırakıldığında bir tepeye çık mış ve tam ayrılacağı esnada tekrar Kâbe‘ye bakarak şöyle demişti: “Merhaba sana ey Kâbe! Sen ne yücesin, dokunulmaz lığın ne de üstün! (Ama) iman etmiş bir kulun Allah katındaki dokunulmazlığı (hürmeti) seninkinden daha üst seviyededir. Allah senin hakkında bir şeyi haram kılmışken, mü'min hakkında üç şeyi haram kılmıştır: Onun kanını, malını ve hakkında su-i zan beslenilmesini…” Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)‘in de buyurduğu gibi iman etmiş bir kulun Allah katındaki dokunulmazlığı Kâbe‘ninkinden daha üst seviyededir. Bu nedenle onun hakkında konuşurken çok dikkatli olmalı, her an Kâbe‘den daha değerli bir varlığa laf edebileceğimiz bilinciyle hareket etmeli ve söz seçiminde son derece itinalı davranmalıyız. Aksi halde her an gayretullah‘a dokunup, Allah‘ın öfkesini üzerimize çekebiliriz.
Sayfa 47 - E-KitapKitabı okudu
Ancak, geçmişe ölmeye devam et ve asla geleceği düşünme ve sonra da ıstırap çekmeye çalış; başarısız olacaksın! Mutsuz olmayacaksın; başarısızlığın mutlak surette kaçınılmazdır, öngörülebilir. Başaramazsın; ıstırap çekmede ne kadar başarılı olursan ol, ne kadar iyi eğitimli olursan ol, tam şu an mutsuzluk yaratamazsın.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.