Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkekliğimiz Batsın ..
Bir tecavüz sahnesi düşün. Bizzat senin başından geçiyor. Ama kadın değil, erkeksin! Herhangi bir kuytuda senden daha güçlü bir erkeğin ani ve habersiz saldırısına uğruyorsun. Belki şarap, belki soğan kokan ağzını zor kullanarak ağzına yapıştırıyor. Hırıltılar arasında salyalarını dudaklarına bulaştırıyor. Uzaklaşmaya çalıştıkça kendine çekiyor
Bir Maktulün Doğuşu
Birçok yüz ona bakıyordu. Neredeyse birbirinin dibinde birçok yüzler. Hepsi yabancı yüzler. Ama hepsinde ortak ve tanıdık bir ifade vardı, kaygı ve telaşa benzeyen. Bir başka gariplik de arka plandaydı. Bu yüzlerin arka planı tavana benziyordu; çok saçma... Sesler biraz boğuk, biraz da çınlamalı geliyor, bir kargaşa varmışçasına, kimin de ne
Reklam
Bir Yere Gideyim Derken Hiçbir Yere Varamamak....
Neden bu hayatta Jane Austen'in tek derdi evlenmek, aile kurmak, saygın görünmek olan hayatın yüzeysel hevesleri peşinden koşan bir kitap karakteri olarak doğmadım da, Vedat Türkali'nin kendiyle beraber tanımadıkları da dahil olmak üzere, bir çok insanı düşünen onlar için endişelenen, onlar kadar bir çaba harcayamasa da içinden o insanların
Ünlü Yazarlarca Pek Sevilmeyen 14 Klasik;
Günaydın Sevgili 1k Okurları, çayınızı kahvenizi hazırlayın... Sizler için güzel bir yazı buldum. Kayıprıhtım'a teşekkürlerimle... Yazı ile ilgili fikrinizi yoruma bırakmayı unutmayın. Okuyunca anlarsınız. :)) * ~Ünlü Yazarlarca Pek Sevilmeyen 14 Klasik ~ Dünya edebiyatının mihenk taşları olan klasik eserleri sevmeyenimiz var mıdır,
Arzunun kanatları
Zaman her şeyin ilacıdır, fakat ya zaman hastalığın kendisiyse? Her şey öylesine boş, uyumsuz ki… Boşluk, korku… Korku… Korku... Ormanda kaybolmuş bir hayvan gibi… Kimsin sen, artık bilmiyorum. …Berlin… Burada bir yabancıyım, ancak çok tanıdık geliyor.
Garipler Mahallesi
"Merhaba. Bu mahallede Fadime Nene diye birisi varmış. Onu arıyorum." " Fadime Nene'yi hiç duymadım ama az ileride Ayşe Teyze var." diyor sokakta karşılaştığım adam. Teşekkür edip yanından uzaklaşıyorum. Ben ona Fadime Nene'yi soruyorum, o bana Ayşe Teyze var, diyor. Bu, "Buralarda eczane var mı?" sorusuna,
Reklam
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
KİTAPLARDA OKUDUKLARIMIZI UNUTUYORSAK HÂLÂ NEDEN OKUMALIYIZ? Cemal Tunçdemir ‘Okumak’, insanlar için, görmek veya dinlemek gibi doğal bir eylem değil. Iowa eyaletinin Ames kentinde yayınlanan yerel “Ames Daily Tribune” gazetesinin köşe yazarı Rod Riggs, hızlı okuma kurslarının yayılmaya başladığı 60’lı yılların ortasında, bir arkadaşının
NEREDEN BİLECEKSİNİZ!
(Şubat Ayı Öykü Etkinliği) Taş çatlasın otuz beş yaşındayımdır. Camekandan öyle gözüküyor. Erken yıpranmış bir genç veya kendine iyi bakmış bir orta yaşlı olma ihtimalim de var. Yakışıklı değilim. İnsanın kendisine çirkin demesi öyle kolay değil de işte karanlığım biraz çirkinim. Bir şiirdendi sanki bu. Şiir falan hatırlıyorum.
İkiyüzlülük.
Geçenlerde lastikcide biriyle karşılaştım. Adam senelerdir tanıdık vasıtasıyla yaptirabildigi ayrıcalıkları kadrolarını iş ayarlamalarini vs anlattı. Sonra kızı çalışırken başına gelen mobingten bahsederek bunlar insafsız, kul hakkı yiyorlar hocam diyor. Toplum olarak böyleyiz işte. Kul hakkiymis ahlakmis anca ucu bize girince aklımıza geliyor.
Reklam
Bana tanıdık gibi geliyor Sanki ruhu, ruhuma denk
Öykü Otobüsü
Bir Detaylandırma (II) Bir kadın sesiyle yerimden sıçradım. Önümde oturan kadın muavine bağırmış, sıcak su dökmüş birisi herhalde. Cehennemi tanımıyorsun daha. Yanıma baktım, ev cücesi gitmiş, muavin gömleği giymiş uzun saçlı, nefesi içki kokan birisi gelmiş. Bana baktı ve “İkinci bir hayata başlamak istesen nereyi tercih edersin?” diye sordu.
TÜRKİYE'DE TRAFİK POLİSİ OLMAK!
1988''den beri [Almanya'da] araba kullanıyorum. Senelik km rekorum 80 bin, hiçbir sene 20 bin km'den aşağı yol yapmadım. Son 10 yıldır her sene 5 -6 defa Araba ile Türkiye’ye gelirim.. Yüzlerce kez polis çevirmesine takıldım. Bir keresinde; Müdür Hansı arayacam, Schöneberg müdürünü arayacam, Köln müdürünü arayacam gibi polise diklenene rastlamadım. Türkiye'de son bir haftada: - Mehmet müdürü arayacam göreceksin (Dikkkat: Mehmet bey değil, samimiyet var yani :-)) - Ara oradan Kadıköy emniyet müdürünü (kızına söylüyor, telefonunda kayıt varmış gibi), - Ben devletim, senin maaşını veriyorum, sen kimsin benim ehliyetimi alacak, bana ceza yazacak. Arıyorum şimdi müdürünü... Ya hu beyler birşey soracam (bu soruyu sorunca bana değil kızacaksanız eşlerinize kızınız); altına araba, eline telefon verdiğiniz hanımlarınızda bu Emniyet müdürlerinin adı, telefon numarası ne geziyor? Bu samimiyet nereden geliyor? - Önceden Teşkilat, hamili kart sahibi tanıdık vekil, savcı, ilbaşkanı aranırdı, şimdi onlar "out", emniyet müdütleri "in". Emniyet müdürleri bir çift sözümüz de size; ben sizin masun olduğunuza canı gönülden inanıyorum. Ama birinizde çıkın diyinki; "biz polisimizin, mesai arkadaşlarımızın yanındayız, butür densizlere kimse pabuç bırakmasın, gereğini yapsın". Bunu diyinki masumiyetiniz pekişsin ve bu bey ve bayanlar sesini kessin.
bazen şuradaki herkese sarılasım geliyor,, çok da uzak deneyimlerden geçmediğimizi görmek, sanki tanıdık bir yere uzun zaman sonra dönmüşüm de sonunda yalnız olmadığımı bilmenin hem omuzlarımdan eksilttiği o yükle hem de yüreğime doldurduğu o hüzünle kendimi her an yere, dizlerimin üzerine bırakabilirmişim gibi hissettiriyor
878 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.