Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Garip işte : Beni tanımaya en çok o ‘tanınmayan’lar yaklaştı.
En temizler olmalı yeryüzünün efendileri, en tanınmayanlar, en güçlüler, gece yarısı ruhları, bütün günlerden daha aydınlık ve daha derin olanlar.
Reklam
Sevgili Alev Sezer'in ölümüyle başladı 97'nin eylül ayı. Ölüm düşündürücü aylardandır, bu sıfır dokuzuncu ay. Doğanın da ölümü eylül. Eylüllerde ölüyor, her mart yeniden doğuyor doğa Kimler ölmemiş ki eylülde? Turgeniyev, Kanuni Sultan Süleyman, Richard Strauss, Şinasi, Dante, Afred de Vigny, Şarlemayn, Ahmet Rasim, Virgilius, Yavuz Sultan Selim, Bela Bartok, Pasteur, Emile Zola, Dvorjak, Fahrenheit, Simenon, Ruhi Su, Zeki Müren eylülle bu dünyadan göç edenlerin bir bölümü… Diyelim ki en tanınmış ölüler. Tanınmayanlar çoğunluktadır. Felaketsel açıdan da bol gollü geçiyor eylül. 1939 eylülünde Ingiltere ve Fransa, Almanya'ya savaş açıyor. Almanya Polonya'yı istila ediyor. 2.Dünya savaşı şenlikleri başlıyor. Sivastopol'un düşüşü, büyük Londra yangını, Japonya'ya giden Ertuğrul gemisinin batışı, 1563 İstanbul sel felaketi, Trablus savaşı, Patrona Halil isyanı, İran-Irak savaşı, 2. Abdülhamit'in doğumu, eylülde olmuş felaketlerin kimileri.
Sayfa 320 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
"Basit insanlar. Oradalar işte, tanınmayanlar. Bunlar bizleriz işte- yeryüzüne yayılmış sayısız varlık; basit, sakin hayatımız dışında hiçbir şey istemeyen bizler şurada, burada ve her yerde."
“Basit insanlar” “Oradalar işte ,tanınmayanlar . Bunlar bizleriz işte- yeryüzüne yayılmış sayısız varlık; basit , sakin hayatımız dışında hiçbir şey istemeyen bizler şurada , burada ve her yerde.”
Otorite sadece bilinenler üze­rinde kurulduğu için, tanınmayanlar doğal düşmanlardır...
Sayfa 195 - Kayra
Reklam
Otorite sadece bilinenler üzerinde kurulduğu için, tanınmayanlar doğal düşmanlardır...
Sayfa 195Kitabı okudu
Basit insanlar," diye düşündü dünkü konuşmayı hatırlayarak. "Oradalar işte, tanınmayanlar. Bunlar bizleriz işte –yeryüzüne yayılmış sayısız varlık, basit, sakin hayatımız dışında hiçbir şey istemeyen bizler şurada, burada ve her yerde."
Kentlerde kimseler birbirini tanımıyordu. O güne kadar tanımayı pek düşünmemişlerdi, ama artık önemliydi; tanınmayanlar kuşkuyla süzülüyordu. Bıyıktan, saçın taranış biçiminden, kısalığından ya da uzunluğundan, giyiniş özelliklerinden, bir düşmanlık, bir dostluk belirtisi çıkarılmaya çalışılıyordu. Her yerde; dolmuş motorlarında, arabalarda, kamyonlarda, otobüslerde, uçaklarda.
Garip işte: Beni tanımaya en çok o ‘tanınmayan’lar yaklaştı...
308 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.