Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Aydınlıkta köhneliği belirginleşen bu kentte ve konutta hiçbir şey neyse ben oyum. Öylesine bağsız ve yeğniyim ki bu hafifliğin şiddetinin bedelini bir gün öderim diye düşünüyorum. Sanki varoluş beni cezalandırmak ister gibi; yoğunluğundan olur olmadık herkese ve her şeye fazlasıyla katlayarak sunuyor. Ülkem yok, cinsim yok, soyum yok, ırkım yok; ve bunlara malettirici biricik güç, inancım yok. Hiçlik tanrısının kayrasıyla kutsanmış ben, inansam insansam bir buna inanabilirim. Yere göğe zamana denize kayalara ve kuşlara da dokunan aynı tanrı değil mi? Bu kutlu tanrının yönetkenliğinde, olmayan ellerimle bir yok-tartı'yı tutuyor ve ölçüyorum yokluğun ağırlığını. Kafeslerinden birine onun oylumu pekâlâ sığıyor, diğerine ise duygular, duyumlar ve düşünceler yığılıyor; işte yetkin eşitlik... her gün, her gece bu eşitliğin bilgisiyle geçiyor. Bir eskiciden satın alınmış bu teraziyi bir gün başka bir eskiciye vereceğim. O gün, tozanlarım her bir yana dağılıp toprağın suyun ölümsüzlüğüne eklenecekler ve ben özgürleşeceğim."
Kara Ozan'ın parlak sesi bir çığ gibi bozkıra ve gönüllere iniyordu. Kara Ozan deyiş söylüyordu. Çuluk Kağan öldü mü? Türkler başsız kaldı mı? Korkak Çinli güldü mü? Parçalanır yürekler! Kim bize kurdu tuzak? Tanrı Türklerden uzak! Kağandır yurda bezek. Parçalanır yürekler. Çuluk Kagan yiğitti. Şimdi uçmağa gitti. Bunu bize kim etti? Parçalanır yürekler! Yıldızımız sönmüştür, Yağılar sevinmiştir, Kağan agulanmıştır. Parçalanır yürekler!
Reklam
Bütün iş, yaşa­mın tek hedefi yapabileceğin bir ülkü bulmakta. O za­man eylem soyluluk kazanır, hayatın anlamı olur, insan ölümsüz bir soluğa karışıp gideceğini bildiğinden ölüm, yerini ölümsüzlüğe bırakır. Bu ülküye Yurt, Tanrı, Şiir, Özgürlük ya da Adalet adı verilebilir Önemli olan inan­mak ve ülküye hizmet etmektir
" Tanrı her sanata bir şeyleri bilme özelliği vermiştir, değil mi? "
“Adil bir Tanrı olsaydın haklı olanlara güç vermen gerekirdi, haksızlara değil.”
Bazen adaleti bir süre kendi halinde kaldığında, Tanrı unutmuş gibi görünebilir ama hatırladığı an mutlaka gelir.
Reklam
"Bir gün, tanrı, canından bir lokma koparıp bana uzattı. Toktum; geri çevirdim. Can tanrının avucunda, onun gözleri benim yüzümde, yalvarmaklı. İsteksizce, ancak, kayra olsun diye cana uzandım. Ağzımın içinde duydum, yutağımda, midemde. Sonra, tanrı, bir telaş içinde 'Şimdi o orada sen de burada duracaksınız çünkü zeki kuşlar uçmazlar' dedi." -Nilgün Marmara
İnsanın özü, insanın en yüce varlığıdır. Şüphesiz, en yüce varlık din tarafından “Tanrı” diye adlandırılır ve nesnel bir varlık olarak kabul edilir, ama hakikâtte Tanrı, insanın kendi özünden başka bir şey değildir. .
Sayfa 48 - Kaos YayınlarıKitabı okuyor
Ah! İnsanların kötülüğü Tanrı'nın iyiliğinden çok daha derinlerdedir.
Sayfa 140 - Cilt 2, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Volkan Yalçıntoklu, VillefortKitabı okuyor
Tin senin erişemediğin, uhrevî idealindir: Tin senin-Tanrı'ndır, "Tanrı tindir". .
Sayfa 46 - Kaos YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Tanrı istediklerine doğru yolu gösterir , ötekilere de yok olma yolunu.
Sayfa 38 - YKY Yayınları
Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu: İşte bizi yöneten iki şey. Yine de...
"Yetenek, Tanrı vergisidir. Çalışmak yeteneği dehaya dönüştürür. " (Anna Pavlova)
Dualarını kabul edip tutkunu reddeden, bir Tanrı'ya inanmamı nasıl beklersin benden?
Ne biçim bir Tanrı bu tapındığımız? Hem bir bütün olarak yaratmış bizi, hem de bir parçamızla yetinmemizi istiyor... Deli bir Tanrı değil mi bu Tanrı? Hem kadın olarak yaratmış beni, hem de dayatıyor yaradılışımı inkar edeyim diye. Senin de inkara çalıştığın gibi...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.