1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
"Teolojik Çözümleme"
Suç ve Ceza’nın -gerek muhtevası gerekse illeti bakımından- psikolojik çözümlemelerden vücuda geldiği düşünülür. Bizce bu, sadece bir yakıştırmadır ve acele verilmiş bir hükümdür. Üstelik sığ bir kanaatten husule gelmiş basit bir düşüncedir de. Zira eser -felsefi bir problemi kaynak alması hasebiyle (bizce)-
MEB'in radikal bir kararla "Evrim Teorisi"ni müfredatından çıkarttığı bir dönemde bu teorinin romanını okuyor olmam tamamıyla bir tesadüf ancak bu teori ve dolayısıyla romana dair bir inceleme yazmak ise tamamen benim hür bir seçimim. (Bu minvalde de bir cesaret örneği. )
...
Eser, Evrim teorisinin henüz bilimsel zeminden yoksun
Ödön Von Horvath 1901 yılında, günümüzde Hırvatistan sınırları içinde bulunan fakat 20. yüzyılın başında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir kenti olan Rijeka’da doğdu. Diplomat bi aileden gelen Horvath,
NE MÜNASEBET!
Bir internet sitesinde "yazar derdi olan, sözü olan, itirazı olan kişidir" diye bir cümle okumuştum. Bizim yazarımız Walter Sinnott-Armstrong da söyleyecek pek çok şeyi, yapacak yığınla itirazı olan bir yazar. Kendisi yıllarca evangelist bir Hristiyan olarak yaşadıktan sonra ateizmi seçmiş olan bir felsefe profesörü.
Tanrısız Gençlik, Nazilerin yeni iktidara geldikleri dönemde bir öğretmen ve okulundaki gençlere odaklanarak, faşizmin yapılanma sürecini anlatıyor. Yazar bu süreçte hissizleştirilen ve insani değerlerini yitiren gençliği bir yandan eleştirirken, diğer yandan gençliğini yaşayamayan ve ekmek kaygısında olan çocukların durumuna empatiyle yaklaşıyor. Tek boyutlu ve alışılagelmiş Nazi Almanya’sı romanlarından çok farklı bir eser Tanrısız Gençlik. Konusu itibariyle, Nazi döneminde geçen bir Ölü Ozanlar Derneği izlenimi verse de öyle bir kitap da değil. Arka planda faşizmin insanları ve özellikle de gençleri ve toplumu nasıl etkisi altına aldığını aktarırken, inançlar, din, Tanrı, hakikat, adalet gibi birçok şeyi sorguluyor Ödön Von Horvath. Bir öğretmenin başından geçenler etrafında kurduğu akıcı ve merak uyandırıcı bir olay örgüsüyle beraber, karakterin iç monoloğuyla, muazzam bir vicdan muhasebesi ve düzene uyum sağlayıp ekmeğinden olmamakla hakikatten ayrılmamak arasında gidip gelen bir içsel hesaplaşma aktarıyor. Yazarın üslubunu da çok sevdim. Eleştirilerini bazen şiirsel bir dille ifade ederken, bazen de öyle incelikli bir şekilde tiye almış ki dönüp tekrar tekrar okudum. Kısacası Tanrısız Gençlik, oldukça akıcı ve sürükleyici bir kurguya sahip ve çok güzel sorgulamaları barındıran, edebi açıdan da muazzam bir eser. Bu sene okuduğum en iyi kitaplardan biri olacak, eminim. Mutlaka tavsiye ederim.
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath · Jaguar Kitap · 20163,126 okunma
"Öğrencilerimin çoğu, Nietzsche'ye ve Dostoyevski'nin roman kahramanı İvan Karamazov'a atfen "Tanrı öldüyse, her şey mubahtır" diyerek çıkıyor karşıma. Bu dogmayı kabul eden ateistler, ahlakın sübjektif olduğuna hükmederler. Bu dogmayı kabul eden teistlerse, ateistlerin tehlikeli olduklarına inanır. Bu çekişmede her iki tarafın da
Kitabı tek cümleyle anlatacak olursak: 'İnsan ruhunun dehlizlerine yolculuk' diyebiliriz.
Dostoyevski bu son romanında neredeyse bütün karakterlerinin bu dehlizlerinin kapısını açıyor ve bizi içeriye davet ediyor.
Peki bu dehlizlerde neler var?
- Şehvet, hirs düşkünü insanlar
- Tanrı öldüğü için, onu inkâr edince her şeyin mübah olduğunu
Nedenleri ne olursa olsun ve bu nedenler ister iyi, ister kötü olsun; çoğu Evangelik Hıristiyan, ateistlerin ahlaken matah insanlar olmadıklarını düşünüyor gibidir. Çoğu ateist hakkında haklı da olabilirler. Güvenilmez pek çok ateist vardır. Pek çok ateist korkunç suçlar işler. Pek çok teist gibi pek çok ateist de kötüdür. Fakat bu, onların ateist olmalarından ileri gelmez; insan olduklarından dolayıdır. Herhangi bir insan grubunda hem iyi üyeler hem de kötü üyeler vardır. Bu, Hıristiyanlar için de böyledir, başka din mensupları için de; elbette ateist ve agnostikler için de böyledir.