Şairlerle hiç düşüp kalkmamış biri, sorumsuzluğun ve zihnin başıboşluğunun ne olduğunu bilmez. Şairlerle takılan biri, her şey serbest olduğunu düşünür. Kimseye (kendinden başka) hesap vermek zorunda olmadıklarından hiçbir yere gitmezler ve gitmek istemezler. Onları anlamak büyük bir felakettir; çünkü artık kaybedecek bir şeyiniz olmadığını öğretirler size. Azizler birine, -bizim örneğimizde Tanrı'ya - seslenirken şiirin belirsizliği olan şiirsel dehalarını kaçınılmaz bir biçimde sınırlarlar. Tanrısız kutsal titremelerdir bunlar kesinlikle. Azizler tanrısallığın münasebetsiz bir biçimde ortaya çıkışıyla lirizmlerinin neler kaybettiğini bilselerdi azizlikten vazgeçip şair olurlardı. Azizlik sadece Tanrı'da özgürlüğü tanır. Ama ölümlüler sadece şiirsel ahlaksızlığa teslim olmak isterler.
Hanok’un kitabı
Yazıya başlamadan önce belirtmeliyim ki internette bu konuyu bu kadar ciddi işleyen kimse yoktur. Yerli-yabancı hiçbir sitede bu kadar ayrıntılı ve geniş bir Enoch yazısı bulamazsınız çünkü günümüzde yazarlık nedense bir başkasından copy-paste ederek yayım yapmak sanılıyor. Ancak ben Enok dahil İncil, Tevrat, Zebur, Kuran ve daha
İnançlı ve dindar olan bu insanlar, bütün ruhlarıyla Tanrı'ya seslenirken, aynı zamanda insanlık tarihinin en utanç verici suçlarını yine Tanrı adına işliyorlar.
Kasım ayının son günleriydi, kar erkenden Domremy köyüne çökmüş, yüzyılın en derin kışlarından birine şahitlik eden köy sakinleri – bahar gelene deyin o kış yüz yirmi yedi kişi hayatını kaybetmişti- kara kışın bu sene sonuna kadar bitmeyeceğini dile getiriyorlardı. Bazı köylüler aralarında buğday ve çavdar ile iddiaya dahi girmişlerti. Kış
youtu.be/y9WyzRZ_oV4
Bir çocuksu tatlılık
almış sakin sabahı
Ağaçlar da geriyor
toprağa kollarını.
Bir titrek buğu
örtüyor ekinleri,
ve örümcekler geriyor
Kimi zaman çocuğum,
Bir müzik kutusu başucumda
Ve ayımın gözleri saydam.
Kimi zaman gardayım
Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar.
Ne zaman bir dosta gitsem,
Evde yoklar.
İnançlı ve dindar olan bu insanlar, bütün ruhlarıyla Tanrı'ya seslenirken, aynı zamanda insanlık tarihinin en utanç verici suçlarını yine Tanrı adına işliyorlar.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar, Stefan Zweig
“İnançlı ve dindar olan bu insanlar, bütün ruhlarıyla Tanrı'ya seslenirken, aynı zamanda insanlık tarihinin en utanç verici suçlarını yine Tanrı adına işliyorlar.”