Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
26 Ağustos 1071’den 26 Ağustos 1922’ye...
30 Ağustos Zaferi'yle işgal altındaki Türkiye'nin, yani Anadolu ve Trakya'nın siyasi coğrafyası değişti. Ordular tutabildiklerini tuttular, Türkler de ilerledi. Tam donatılmış bir Yunan ordusu Selanik ve civarında saldırı için değil, ama Batı Trakya'yı elde tutmak için hazır bekliyordu. istiklâl savaşı kumandanları Fevzi ve Kâzım Karabekir Paşalar fevkalade temkinliydiler. Onlara göre çok daha atılımcı olan Gazi Mustafa kemal Paşa dahi bu sınırlara ulaştıktan sonra temkinli olmak zorundaydı. Büyük Taarruz öncesinde uzun bir hazırlık devresi vardı. Ankara Hükûmeti büyük bir sabır ve sert kanunlarla savunma tedbirleri aldı ve yeni bütçe uyguladı. Şurası açıktır ki milletin morali düzelmişti. Britanya kabinesinin Yunanistan'ı destekleyeceği ve Sevr'i dahi lehlerine düzenleyeceğini açıklaması yanında Yunan savaş bütçesini ve mühimmatını artırması, TBMM Hükûmeti'nin direnme konusunda bütün dünyaya bir açıklama (âdeta bir universalia) vermesine neden oldu. Piyade tüfeği miktarındaki ufak bir fazlalığın dışında silah, hatta asker sayısı bakımından dahi Yunan ordusuna göre üstünlük yoktu ve tek üstünlük yine süvari kuvvetleriydi.
Sayfa 223Kitabı okudu
Atası Fatih Mehmed Han, Homeros okuyarak etkilendiği Truva'ya Hektor ve Aşil'in mezarlarını bulmaya gitmişti ama torunlarının pek azında tarih bilinci vardı. Sultan Hamid de onlardan biriydi işte.
Sayfa 228
Reklam
Ressamların “doğayı resmediş”lerinin,basit bir şekilde sadece dağları,gölleri,ağaçları bir zamandan diğerine taşıyan fotoğrafçılar gibi olduğunu düşünmek saçma. Onlar için doğa aracılık işlevi taşıyan bir ortam,dünyalarını açımladıkları bir dildir. Has ressamın yaptığı,kendi dünyasıyla ilişkisinin altında yatan psikolojik ve tinsek şartları açımlamaktır; bu yüzden,büyük bir ressamın eserlerinde tarihin o devresindeki insanların duygulanımsal ve tinsel şartlarının bir yansısını buluruz.Herhangi bir tarih döneminin psikolojik ve tinsel mizacını anlamak istiyorsanız,bunu o dönemin sanatının derinlerinde aramaktan daha iyisini yapamazsınız.Çünkü dönemin altta yatan tinsel anlamı ifadesini dolaysız bir biçimde sembollerle sanatta bulmuştur.Bunun nedeni sanatçıların didaktik olmaları,öğretici olmaya kalkışmaları ya da propaganda yapmaları değildir;bunu yaptıkları ölçüde ifade güçleri kırılır,ifade edilmemişle,ya da isterseniz,kültürün “bilinçdışı” düzeyleriyle olan ilişkileri tahrip olur.Sanatçılarda herhangi bir dönemin altta yatan anlamını açımlama gücünün olma nedeni,tamı tamına sanatın özünün sanatçıyla dünyası arasında güçlü ve canlı bir karşılaşma olmasıdır.
Yakınlarımızda bir Fransız subayı oturuyordu. Gaçina`dan durum sakinmiş. Şehir Kerenski`nin elindeymiş. "Ah bu Ruslar yok mu!" diye sözüne devam etti. "Çok orijinal insanlar! Ne iç savaş ne iç savaş! Her şey var, savaş yok!"
Sayfa 206 - Yordam kıtap Aralık 2017Kitabı okuyor
“Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayıp, bu vatanın ekmeğini yiyerek yaşadığı topraklara ihanet edenler var demek istiyordu. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin sonları hazin bir şekilde hep böyle olmuştu. Kendi kanlarından olanların sırtlarından hançerlenmesi ile sona ermişti hepsi de. Oysa Türk’ü ve devletini kılıcın ve silahın zoruyla yıkabilmek imkansızdı. Tarih sayfalarını dolduran sayısız şanlı zafer bunun en güzel örneği olsa da, bizden olan bir hain, düşmanın bir milyon askerinin bile yapamayacağı kötülüğü yapardı.”
Merhabalar, umarım rahatsızlık vermiyorumdur 🌷 Kısa süreli olarak katıldığım ve sınırlı ücretsiz kontenjanı olan çok verimli bir eğitimden bahsetmek istiyorum. R2M eğitim şirketinin düzenlediği “Ruhsal Uyanış” semineri, uzman eğitmenlerle ve ücretsiz kişilik testi ve danışmanlıklarla tanık olduğum, çok verimli geçen bir süreç ve bu süreci sizinle de paylaşmak istedim. İlginizi çekerse ve dahil olmak isterseniz diye buraya formu ve posteri bırakıyorum 🙏🍀 İyi günler 🌸 Başvuru Formu:🦋 forms.gle/stgmVBgE2HX3Piq16
Reklam
Okul, özellikle müfredat, beceri eğitiminde yetersizdir. Çoğu okulda bir beceriyi geliştirmeyi amaçlayan bir program, hemen her zaman başka bir alakasız göreve zincirlenir. Tarih dersini alabilmek ileri matematiğe, oyun alanlarını kullanma hakkı ise devamlılık yüzdesine bağlıdır.
Maria
Birkaç yıl önce, geçmişe doğru yaptığım zaman yolculuğunun birinde Maria adında genç bir kadınla tanıştım ve ona âşık oldum. O da benim gibi bir zaman yolcusuydu. Zamanlar arasında dolaşarak güzelliğiyle, zekasıyla, parıltısıyla her dönemin sanatçılarına ilham verebilecek özel bir kadındı. Şimdi bulunduğum zamandan, geçmişte çizilmiş en güzel
Aşk nedir?
Bugün bana bir soru soruldu, ileti şeklinde uzun uzun yazarak cevaplamak istedim çünkü aşk ve sevgi üzerine düşünmeyi seviyorum. Soru şu şekilde: "Bana aşkı anlatır mısın? Nasıl bir duygu? Merak ediyorum, çevremde senden başka gerçekten aşık olmuş birisi yok." Tarih boyunca bir sürü insan aşk üzerine konuşmuştur. Her birinin aşka
Tarih boyunca Aryan, siyahi, Asyalı, Arap, Slav ya da hangi ten renginden olursa olsun - ister halk devrimini ister soylu sınıflara imtiyaz sağlamayı ister dini ister askeri darbeyi ya da başka bir ideolojiyi savunsun- bütün diktatörlerin, tiranların ve baskıcı liderlerin hepsinin de ortak özelliği şuydu: Daima bir hışımla kitapların peşine düşmüş, bunların son derece sakıncalı olduklarını düşünmüşlerdi.
Sayfa 14
Reklam
"Ölüler rüyalarımızda bize görünürler, demişti Julian, çünkü bize kendilerini gösterebilmelerinin tek yolu budur; bizim gördüğümüz şey boş bir görüntü değil, çok uzaklarda bir yerde ölü bir yıldızın yaydığı ışıktır..."
Sayfa 649 - PegasusKitabı okudu
TARİHÖNCESİ
İnsan varoluşunun yazılı kaynakların henüz bulunmadığı dönemine tarihöncesi denir. Rakamlarla ifade edecek olursak, bu dönem aşağı yukarı MÖ 300.000'den 4. binyılın sonuna kadar uzanıyor. Daha dar anlamda insanlık tarihi Orta ve Geç Paleolitik Çağda Neandertal insanıyla başladı. Güney Fransa ve Kuzey İspanya'daki ünlü mağara
Sayfa 15 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Osmanlıların mühtedi kökenli casuslar kullanması, Memâlik-i Mahrûsa'dan gelen Hıristiyanlara şüphe ile bakılmasına yol açmıştır. Örneğin 1559 yılında II. Felipe'ye verilen bir raporda, Osmanlı casusu olup olmadıklarının anlaşılabilmesi için Napoli limanlarına gelen Rum denizcilerin sünnetli olup olmadıklarının kontrol edilmesi tavsiye edilecektir. Müslümanlığa geçmiş mühtedi casusların terk ettikleri Hak Din'e geri dönmeye niyetli olduklarını söyleyip yetkilileri kandırdıkları ve böylece rahatlıkla düşman topraklarında faaliyet gösterdikleri de olurdu. İstanbul Avrupa'nın birçok yerine böyle casuslar göndermiştir.
Sayfa 68
AZİZ GENÇ ! NİHAYET BİRKAÇ YÜZ, TARİH MİRASI KELİMEYİ ÖĞRENMEK ZAHMETİNE KATLANMADIĞIN İÇİN, MİLLİ VE DİNİ EDEBİYATIMIZIN ENGİN TEFEKKÜR VE TEHASSÜLLER ALEMİNE AÇILABİLMEK BAHTİYARLIĞINDAN MAHRUM BULUNMAKTASIN. BU EKSİKLİLĞİ SÜR’ATLE TELAFİ EDEREK SENİ O FEYİZLİ MEMBALARDAN UZAKLAŞTIRANŞARI HÜSRANA UĞRATMALISIN!..
Tarihçi objektif olamasa da olmaya çalışmalıdır.
Biz, tarihçinin gerekmediği hallerde ahlaki hükümler vermemesi yolundaki görüşe katılıyoruz.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.